Bir gün içinde 3 bölüm yazmak çok zor cidden :( Ama okuyucu sayısının bu kadar hızlı arttığını görünce çok mutlu oluyorum. Oylarda artarsa daha mutlu olurum. Teşekkür ederim şimdidenn :*
Multimedya videosunda Vini varr !!!
..
Doktor dikişin neredeyse sonuna gelmişti. Normal şartlar altında olsa asla buna ikna edemezlerdi. Doktor;
''Dikiş bitti. Kullanmanız gereken ilaçları Emre Beye verdim. İstediğiniz zaman çıkış yapabilirsiniz.''
''Bir kaç saat burada dinlenebilir değil mi?'' dedi Emre.
''Tabii. Geçmiş olsun.''
Emre kulaklığı toplayıp cebine attı.
''Biraz dinlen. Annen ve babana haber verdim onlarda birazdan burada olurlar.'' dedi.
''Gidiyor musun?''
''Bugün annem ve babam seninle tanışmak için bize davet etmişlerdi. Bu halde olduğun için bu pek mümkün değil. Yanında kalacağımı biliyorlar.''
''Başka bir yere gidebilirsin. Burada olmadığını bilemezler.''
''Burada kalıcam Irmak. Sende susmaya ne dersin?''
Bu sinirlenmeleri hoşuma gitmeye başlıyordu. Her ne kadar korkutucu olsada. Onun duyamayacağı şekilde güldüm. Yanımdaki koltuğa oturup ellerini göğsünde bağladı. Bir bacağını diğer bacağının üzerine kabaca atıp gözlerini kapattı. Üzerimdeki battaniyeyi kafama kadar çektim ve bende gözlerimi kapattım.
..
Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum ama annemlerin sesiyle uyandım. Üzerimde iki tane battaniye gördüğümde bunu örtenin Emre olacağı ihtimalini düşünmemin aptallık olacağını biliyordum. Annem ve babam uyandığımı fark edip başımın ucuna oturdular.
''Bitanem, iyi misin?''dedi Babam.
Birazdanda annem söze girecek ve bana her zaman yaptığı gibi bi ağız dolusu azar çekecekti. Başımı evet anlamında salladım. Emre arkada doktorla konuşuyordu. Birazdan oda yanımıza gelip annemin yanında durdu.
''Can Beyle konuştum. Buradan çıkar çıkmaz hastaneye gidiyoruz.''dedi annem. Böyle bir şey yapacağını biliyordum. Beni şaşırtan Emrenin cevabıydı.
''Doktor olanların astımdan olmadığını söyledi. Klostrofobik bir hastalıktan dolayı Irmak içerideyken korkmuş. Korktuğu için kriz geçirdi.''dedi.
''Anne sadece bir kez olsun beni dinlesen, hayatımı hastanelerde geçirmek istemiyorum.'' Babam eğilip alnımdan öptü.
''Özür dileriz. Annen senin için endişeleniyor sadece.''
''Kötü olanda bu.''
''En azından dikişlerin alınana kadar okula gidilmeyecek.'' dedi annem yüzüme bakmayarak. Ona teşekkür gülümsemelerimden birini yolladım.
''Kendini iyi hissediyorsan çıkabiliriz.'' dedi babam.
''Evet bu çok iyi olur.''
Emre ve babam yataktan kalkmam için yardım etti. Arabaya doğru yaklaştığımızda babam Emreye doğru dönüp;
''Teşekkür ederiz oğlum. Herşey için.'' dedi. Emre soğukkanlılıkla cevap verdi.
''Burada Irmağın ilaçları var. Ara sıra görmeye gelebilirim değil mi?''
''Tabii ki ne zaman istersen.'' Emreye teşşekkür etmem için eğilmesi gerekiyordu. Kolunu aşağıya doğru asılıp eğilmesini sağladım.
''Teşekkür ederim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Yoktun.
Teen Fiction''Sen benim hiç bilmediğim bir yerde uyuyorsun. Ben senin hiç bilmediğin bir yerde ölüyorum..'' İnanmak mı saflık, Öpmek mi günah, Dokunmak mı yasak, Neydi bu sendeki tutsak, Beni sana bağlayan. Bu kitap saflığın nefrete dönüşünü, bataklığın ortasın...