Yıllardır mezun olamayan Hwang Hyunjin ve okula gelen yeni değişim öğrencisi Lee Felix, arkadaşlarıya beraber ölen tiyatro klübünü canlandırmaya çalışırlar.
Felix sarhoş olmuştu, o bardağın ne kadarı alkolle doluydu bilmiyordu ama arkadaşları da ondan farklı değildi. Minho birinin kucağındaydı ve diğer arkadaşı Seungmin ise ortalıkta yoktu. Ortalıkta dolanan sarışının kolundan birinin çekmesiyle kendine geldi, ilk önce paniklese de sonra bu kişinin üst dönemlerden bir çocuk olduğunu fark etti. "Gel seni daha sakin bir yere götüreyim." dedi kolundan çeken çocuk, Felix'in tartışmaya gücü bile yoktu bu yüzden yabancının onu götürmesine izin verdi. Arka bahçeye çıktıklarında çocuk durdu ve cebinden sigarasını çıkarıp yaktı. "Seni tanıyor muyum?" dedi Felix zorla da olsa. "Jeongin." diyerek elini uzattı karşısındaki. "Buradadaki kaç kişi senin hakkında konuşuyor biliyor musun?" Jeongin sigarasından bir nefes aldı. Sarışın kafasını iki yana salladı, Jeongin ise gülümsedi. Sarışın olanın alkolden yanakları kızarmıştı. "Beğendin mi burayı?" Felix tekrardan kafasını iki yana salladı. "Niyeymiş?" Jeongin'in gülümsemesi büyüdü. Felix dudağını 'Bilmiyorum' anlamına gelecek şekilde büzdü. "Konuşkan değilsin öyle mi?" "Buralı değilim." Jeongin kafasını salladı. "Aksanından belli oluyor, alışırsın ama çekinme kimseden. Buradaki herkes rezil."
Kısa konuşmalarından sonra ikiside içeri girme kararı aldı, Felix ortama göz gezdirdikten sonra Hyunjin gözüne çarptı. Kollarının arasında biriyle dans ediyor ve eğleniyormuş gibi gözüküyordu, gözlerini devirdi sarışın. Şaşırmamıştı ve kendini kolay satmadığı için mutluydu. Hyunjin sarışınla göz göze gelince sırıttı ve kollarının arasında dans eden kişiyi çekip öptü. "Ne yapmaya çalışıyor bu?" dedi kendi kendine ve ortamdan uzaklaşmak için arkadaşlarını aramaya başladı, neredeyse herkes sarhoştu ve onun eğlenmesi gerekiyordu. Jeongin'i gözüne kestirdikten sonra tekrar yanına gitti, kızıl olan diğer arkadaşlarıyla laflıyordu. Tam karşısında durduktan sonra konuştu. "Dans edebilir misin?" dedi, Jeongin gülümsedi ve yaslandığı yerden ayrıldı. "Kesinlikle."
˚ʚ♡ɞ˚
Jeongin düşmemesi için kollarının arasındaki sarışının belinden tutuyordu, aynı zamanda da anlattıklarını dinliyordu. Felix biraz daha alkol aldıktan sonra ayakta duramayacak hale gelmişti ve kızıl çocuk onu arkadaşlarının yanına getirmişti. "Minho!" Sarışın önünden geçen çocuğa seslenince Jisung'da dikleşti. "Yanımıza gel." dedi ve elini uzattı, Minho elini tutup sarışının diğer yanına geçti. "Eğleniyor gibi gözüküyorsun." Sarışın kafasını salladı, Minho ortama göz gezdirdikten sonra Jisung ile göz göze geldi ve karşısındakinin ona kötü bakışlar attığını fark etti. "Bir sorun mu var?" dedi gülerek. "Sende eğleniyormuşsun gibi gözüküyordun." dedi Jisung sertçe. "Hemde çok." Minho'nun cevabı karşısındakini deli etmeye yeterdi ve o da bunu çok iyi biliyordu. "Hadi gidelim artık, sıktı burası." Changbin arkadaşının koluna girerek onu kaldırdı ve ortamdan uzaklaştırdı. "Nereliyim demiştin?" Chris arkadaşının kollarındaki sarışına geri döndü. "Avustralya." dedi sarışın ve karşısındaki çocuk gülümsedi. "Tesadüfe bak! Bende!" Sarışın olan kendisi gibi olan birini bulmanın heyecanıyla Avustralyalı çocuğa sarıldı. "Ciddi misin!" diyere bağırdı.
Hyunjin, uzun bir süredir karşıdan sarışının hareketlerini izliyordu ve zaten sinirliydi, ona göz koymuştu. Bu yüzden arkadaşının kollarına atlaması onun için son nokta olmuştu. Hızlıca onların yanına gitti fakat irite olduğunu belli etmemeye çalışıyordu. "Eğleniyor musunuz?" dedi sakince, Minho kafasını salladı. "Fakat arkadaşın iyi gözükmüyor, bir kontrol et istersen." dedi Jisung'u işaret ederek. "İyi olacaktır." Hyunjin kafasını Jisung'a bile çevirmeden ekürisiyle göz göze geldi. Dik dik bakan Hyunjin'i fark eden Felix, soru sorma sırasının ona geldiğini anlamıştı. "Bir sorun mu var?" dedi kelimeleri yayarak. "Yoo, herkes gayet iyi. Sadece en yakın arkadaşıma sınıfta biriyle neler yaşadığımı anlatmaya gelmiştim."
"Gördüğün üzere arkadaşın meşgul. Sen yanına gitsene öptüğün kişinin." Felix, Jeongin'in kollarına daha çok sarıldı, Hyunjin sırıttı ve arkasını döndükten sonra duyacakları bir şekilde konuştu. "Gideyim de bir kere daha altımda ağlatayım bari."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
