14

154 14 24
                                    

Seugmin, Chris ve Changbin iyice kurulandıktan sonra dün yaşananları konuşmak için herkes kahvesini ve içenler ise sigarasını yanına aldı. Hava bir anda bozmuştu ve şu anda yağmur yağıyordu, camlar ise kocaman olduğu için dışarısı çok güzel gözüküyordu. 

"Kim başlamak ister?" dedi Minho topu ortaya atarak. "Ben, Seungmin'den özü-" Changbin tam ayağa kalkacakken zaten sinirden köpüren Seungmin çocuğun kolunu tuttu. "Deneme bile." Changbin geri oturduğunda bu sefer Chris ayaklandı. "Ben sadece canım sevgilimi ne kadar sevdiğimi söylemek istedim." dedi. Seungmin ona yakıcı bir bakış attığında ise yavru kedi gibi yerine geri oturdu. "Hrr, haşin." dedi Jisung ortamı yumuşatmak için. "Benim en son hatırladığım şey Jeongin ve Hyunjin'in öpüşmesiydi." Minho'nun söylediği şey sonrası kahvesinden yudum alan Felix boğuldu ve öksürmeye başladı. "Ne?" dedi öksürüklerinin arasında, Hyunjin ise panikle olayı toparlamaya çalışıyordu. "Hayı- Hayır! Hatırlamıyor musunuz ya şişe çevirmece oynuyorduk ya. Değil mi? Değil mi Minho!" Minho mesajı almış gibi aydınlandı ve kafasını salladı. "Hassiktir! Evet, evet şu an hatırladım." 

"Biz neden üçümüz aynı yatakta uyandık bugün?" dedi Jeongin kafasını kaşıyarak ve bunun üstüne kahvesinden yudum alan Jisung öksürmeye başladı. "Lan sizde bi! Siktirin gidin yuh ammına!" dedi. "Ulan, fesat piç!" Hyunjin, arkadaşının kafasına vurdu. "Hemen de yarrak kürek düşüncelere kapıl. Dün ikisi uyuyakalınca kimi nereye yatıracağımı bilemedim. Hepsini aynı yere koydum."

"Süt depoluyor sanki hıyar. Hepsini aynı yere koydum diyor bi de övüne övüne." dedi Changbin. Hyunjin sırıttı. "Kıskandın mı it?" Changbin eliyle 'hehe' hareketi yaparak arkadaşını geçiştirdi. "Ee başka? Hiç bir şey olmadı mı?" Hyunjin, bu soruyla Felix'e baktı, sarışın sanki anlatılanları ilk defa duyuyormuş gibi davranıyordu. Öpüşmelerini hatırlamıyor gibiydi. "Sanırım bu kadar." dedi Chris endişeli bir şekilde, Seungmin'in tekrar sinirlenmesinden korkuyordu. "Aynen aynen, bu kadar." Seungmin tekrar Chris'e ölümcül bakışını attığında Chris içine kapandı.

"Ayy! Sikicem şimdi tribinizi de olayınızı da ya, biz buraya kafa dağıtmaya gelmedik mi? Kalkın amınakoyayım!"

˚ʚ♡ɞ˚

"Paintball muydu cidden fikrin?" Jisung üstündekilerine baktı ve Minho gururlu bir şekilde gülümsedi. "Eğlencenin dibine vuracağız şimdi izle." dedi sırıtarak. "Takımlara nasıl ayrılacağız?" dedi Hyunjin, Felix ona bakmaktan kendini alamıyordu. Asker kostümünün içinde nefes kesici görünüyordu. "Tamamdır şöyle yapıyoruz. Birinci takımda Chris olsun, Hyunjin ve götünde don olan Jeongin ve ben. Kalanlar da birlikte olsun işte." dedi Changbin. "E ebenin amı ama!" dedi Seungmin. "Noldu? Korktun mu köpekçik?" dedi Hyunjin, Seungmin'i kışkırtarak. Seungmin ise takımına döndü ve konuştu. "Bana bakın. Kazanmazsak hepinizin götünden kan alırım. "Kaybedene ceza yok mu?" Hepsi birbirine baktı. "Kaybeden takım, kazanan takımın bir gün kölesi olsun." 

Takımlar ayarlandıktan sonra herkes başlangıç yerlerine geçti ve saklandı. "Minho, beni takip et tamam mı? Seni çok güzel bir saklanma yerine götüreceğim." dedi Jisung Minho'ya yaklaşarak. "Saklanma ayağına sikme de." diyerek mırıldandı Minho ve sonrasında karşısındakini onayladı. 

Başlangıç düdüğü çaldığında Minho, Jisung'u takip etti. Seungmin ise hemen atağa geçmişti ve Felix'in gözleri ise karşı takımın bayrağındaydı. Kim vurulursa o oyundan çıkıyordu, ama asıl amaç karşı takımın bayrağına el koymaktı. Seungmin durmadan ateş ediyor, önüne kim çıkarsa onu vurmaya çalışıyordu. Bir tane topu Changbin'e vurunca bağırdı. "Noldu yavşak! Kim kimden korkuyormuş gör bakalım şimdi!"

˚ʚ♡ɞ˚

"Jisung, gittiğin yeri bildiğine emin misin?" dedi Minho önündekini takip ederek. Jisung ise sanki çayırlıkta yürüyormuş gibi önüne gelen yere sapıyordu, bir süre sonra durdu ve etrafına baktı. "Minho, sana kötü bir haberim var." Minho yanına gelince ona baktı. "Sanırım kaybolduk."

˚ʚ♡ɞ˚

"Bu piçler nerede amınakoyayım?!" diyerek bağırdı Seungmin ve Felix kafasını iki yana salladı. "Bilmiyorum kanka ama anamızı sikecekler sanırım." Felix saklandıkları yerden biraz çıkarak karşı takıma baktı, onları arıyorlardı fakat bulamıyor gibilerdi. "Bizi bulamadılar, ateş edelim." Seungmin bayraklarını eline aldı ve ikili saklandıkları yerden çıkınca onları arayan üçlünün görüş açılarına girdiler ve yaptıkları hareket sonrası kendilerine küfür edip farklı yönlere koşmaya başladılar. 

Yaklaşık on dakikalık bir koşu sonrası Felix bütün oyunu arkadaşına bırakıp pes etmişti. Peşinde kimsenin olmadığından emin olduktan sonra bulduğu yere çöktü ve silahını eline aldı. "Siktir. Öldüm ulan." diyerek mırıldandı ve daha rahat nefes alabilmek için gözlerini kapadı, gözlerini tekrardan araladığında ise görüş açısına Jeongin ve Hyunjin girdi. "Hassiktir ya." dedi ve ikili sırıttı. "Son sözlerini söyle Lee Felix." dedi Jeongin ve silahını karşısındaki sarışının kafasına dayadı. "İkinizin de annesinisikeyim." Bu sözlerinden sonra Jeongin silahını Felix'in karın kısmına doğru ateş etti ve bütün boya kıyafetlerine yayıldı. "Hala bayrağı alamadınız ama." diyerek sırıttı. "Çocuklar bayrak bende! Gelebilirsiniz artık."

"Sikeyim ya."

˚ʚ♡ɞ˚

"Evet, evet eminim. Buradan gelmiştik sanki." Jisung son otuz seferdir aynı şeyleri söyleyip farklı yönlere gidiyordu. "Jisung, daha ne kadar deneyeceğiz ya? Bence bir yere oturup bizi bulmalarını bekleyelim. Jisung, Minho'ya cevap vermeden bağırışmaların geldiği yeri işaret etti. "İşte bulduk." Seslerin geldiği yöne ilerlediklerinde tekrardan kaybolmak istediler. Seungmin ve Felix isyan ederek bağırıyor, karşısındaki dört adam ise kollarını kavuşturmuş onları zevkle izliyordu. "Sanırım kaybetmişiz."

"Ulan siz nerdeydiniz ha?! İkinize rüşvet verdiler değil mi bizi tek bırakmanız için!" Seungmin ikilinin üstlerine yürüdüğünde Minho ve Jisung refleksen geri adım attı. "A-alakası yok Seungmin." dedi Jisung kekeleyerek. "O zaman hangi cehennemdeydiniz ya?! Anamızı siktiler burada! Adil değil, bizim iki oyuncumuz yoktu. Bir daha yapalım!"

"İsyan etmeyi kes Seungmin. Bir işe yaramayacak, artık kabul et bir gün kölemiz olacaksınız işte."

love on topHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin