11

159 21 49
                                    

Felix'in Minho'dan aldığı garip mesaj üzerinden iki gün geçmişti ve şu anda tatil evine gitmek için bavulunu hazırlıyordu, Hyunjin'in onu beğendiğinin farkındaydı ama net bir şekilde ondan hoşlandığını öğrenince gerçek yüzüne bir tokat gibi çarpmıştı. Bu konu hakkında o kadar çok düşünmüştü ki önündeki yılların planını bile yapmıştı. 

Öncelikle Hyunjin yıllarca sınıfta kalan biriydi ve bu Felix'in okul hayatını kötü etkileyebilirdi. Hocalar tarafından mimlenmiş olması bile onun için yeterdi. Öğretmenlerin hiçbiri tarafından sevilmeyen biriyle sevgili olma fikri bile onunda mimlenmesine yeterdi.

İkinci olarak önündeki bütün okul hayatı boyunca yanında olacak ve onu destekleyecek ve en önemlisi başına bir şey geldiğinde onu koruyup kollayacak biri olacaktı hayatında. Bu üniversite hayatında çok önemliydi çünkü yepyeni bir yerin neler getireceğini bilmiyordu ve bu bilinmezlik onu korkutuyordu.

Üçüncü olarak ise belki hiç sevgili olmak istemeyecekti Hyunjin. Onun kafasını karıştıracak, kalbini kıracak ve belkide bütün okul hayatını zehir edecekti Hyunjin. Bunlardan korkuyordu, Hyunjin'den. Korkuyordu. 

Bavulunun fermuarını çekti ve ön kapıya çıktı. Changbin'in küçüklük hayalinin tır şoförlüğü olması üzerine bir otobüs tutmuş ve sürücü koltuğuna da Changbin'i oturtmuşlardı. Otobüs teker teker hepsini evden alıcaktı, zaten tutucakları ev şehire 40 dakika mesafede olması üzerine çok da sıkıntı çıkacağını düşünmüyordu Felix.

Yaklaşık beş dakikalık bir bekleyiş sonrasında Changbin kornayı öttürerek Felix'in evinin önüne ulaşmıştı. "Sarışın beyefendi, kıtlık çıkmadı. Bir haftalığına yokuz sadece." Eline aldığı otobüs mikrofonundan bağırıyordu Changbin. Felix elini 'çok da fifi' anlamına gelecek şekilde salladıktan sonra bavulunu yerleştirmek için yeltendi ama onu Changbin'in sesi durdurdu. "Muavin bey, siz ne güne duruyorsunuz burada? Git yerleştir beyefendinin bavulunu lütfen." Chris, arkadaşına küfürler savurarak otobüsten aşağıya indikten sonra Felix'in yanına gelip bavulunu yerleştirdi. 

İkili beraber tekrardan otobüse çıktı ve Minho yanını patpatlayarak Felix'in oturmasını işaret etti. "Kanka öldürücem şimdi kendimi." dedi kendini boğazlayarak. "Bu sürücü koltuğuna Changbin'i oturtmayı kim kabul ettiyse şu otobüsü götüne sokacağım onun. Sabahtan beri kafa bırakmadı amınakoyayım, bir eliyle direksiyonu çeviriyor bir eliyle almış mikrofonu hepimize tek tek saydırıyor." 

"Dedikodum mu yapılıyor orada ha? Yolcu bey?" Changbin tekrardan mikrofona konuştuğunda Minho gözlerini devirdi. "Aynen böyle." dedi. "Beğenmiyorsanız sağa çekeyim inin yolcu bey." Changbin kahkahasını attı. "Kanka benim elim çok yoruldu ya az sen geçsene sürücü koltuğuna." dedi Changbin, Chris ona döndü. "Tamamdır sağa çek geçeyim ben." dedi. "Lan ne sağa çekmesi gel değişelim işte." Changbin bir anda ayaklanınca Chris hemen direksiyonu tuttu ve böylece ikisi birbirinin arasına sıkıştı. 

"Kanka çek kolunu amınakoyayım götüme giriyor!" "Ulan gerizekalı nasıl çekeyim?! Direksiyonu mu bırakayım?!" İkilinin bağırışmaları üzerine bütün grup onlara döndü. "Ya ben sizin aklınızı sikeyim!" Jeongin arkadan bağırdı. Şu anda Changbin ters dönmüş bir şekilde otobüsü resmen götüyle sürüyordu. "Changbin kalk şuradan ya!" Chris tekrardan bağırdı. "Tuttun mu direksiyonu?" "Tuttum tuttum." Changbin kalkıp yan koltuğa geçince hepsi derin bir nefes aldı."

"Dakika bir gol bir resmen, bu yolculuktan sağa çıkarsak bir daha hiçbir şeyden korkmayacağım."



love on topHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin