8

174 20 17
                                    

Prova sonrası hepsi bitap düşmüş bir şekilde kendilerini bahçeye attılar. "Bir yorgunluk sigarası içilmez mi be şimdi?!" dedi Changbin ve gözleri arkadaşlarının istekli bakışlarıyla buluştu. Bir şey demelerine fırsat vermeden bir kahraman edasıyla kaslarını şişire şişire ve yavaşça ceketinden paketini çıkardı ve aynı yavaşlıkla teker teker ona yavru köpek gözleriyle bakan arkadaşlarına uzattı.

Okul başkanlarının yanına geldiğini görünce hepsi dikleşti ve ona döndü. "Müdür sizinle görüşmek istiyor."

˚ʚ♡ɞ˚

"Hocam bizi çağırmışsınız?" Jeongin kafasını müdürün odasına uzattı. "Yeni tiyatro klübü! Gelin bakalım." Sekizi içeri girince müdür karşılarına oturdu ve kahvesinden bir yudum aldı. "Sizi resmi olarak tiyatro klübü diye koymadan önce bir gösterinizi görelim değil mi?"

"Hocam biz zaten yapacaktık gösteri ama?" dedi Seungmin kaşını kaldırarak. "Öyle değil be oğlum. Şimdi ben bu beş gerizekalıyı bir klübün başına koydum ama, performansınızı görmeden bütün okulun önüne nasıl koyayım sizi? Sizden istediğim şey çok basit, siz benim kızımı mutlu edin. Bende klübünüzü resmileştireyim." dedi müdürleri. "Nasıl olacak o iş?"

"Ben sizin için her şeyi hazırladım, hepinizi güzel giyinmiş ve rollerine hazır bir şekilde görmek istiyorum. Ben, ailem ve birkaç öğretmen olacağız sadece. Hem size de alıştırma olur." Müdür çekmecesinden çıkarttığı kalın kağıtları karşısındakilere uzattı.

"Pamuk prenses mi? Hocam karıştırdınız galiba sekiz tane üniversiteli erkeğe bakıyorsunuz şu an." Minho kağıtları salladı. "Bundan sonra yapılacak konuşmalar umurum dışı gençler. Ben size malzemeyi verdim, şekillendirmek size kalmış."

˚ʚ♡ɞ˚

Müdürlerinin zorla ellerine sıkıştırdığı senaryoları okumak için rahat bir yere gittiler. "İlk kim bakacak rolüne?" Chan öne atladı. "Bugünün fedakarı ben olurum." Senaryosunu açınca gülümsemesi soldu. "Neymiş kanka?"

"Neşeli cüce. Altına da not yazmış piç, pozitif enerjini derslerine yönlendirmek dileğiyle diye." Arkadaşlarından kıkırtılar yükselince onlara döndü. "Siz açın ulan." Minho parmaklarını çıtlattı. "Hadi bakalım...Ne?!" Gözlerini büyüttü ve kağıda baktı. "Huysuz cüce mi?!" En büyük kahkahayı Changbin atınca Minho ona döndü. "Seni görelim yalak!" Changbin gülerek kağıdını açınca onunda gülümsemesi soldu. "Okulun her yerine burnunu sokman yetmiyormuş gibi birde buraya gir istedim...Meraklı cüce."

"Herife bak ya, işi gücü yok hepinize sokmuş yine lafları." Seungmin kendi senaryosunu açınca hiç şaşırmadan diğerlerine döndü. "Bilgin cüce." dedi kısaca. "Geriye ne kalıyor?" "Prenses, prens ve cadı." Kalan üç kişiye baktıklarında Jeongin, Hyunjin ve Felix birbirlerine baktı. "Açıyorum ben." Sarışın senaryonun kapağını kaldırdı ve yazanı sesli okudu. "Pamuk prenses." dedi sessizce. Jeongin ve Hyunjin birbirlerine bakıp aynı anda senaryolarını açtılar.

"Prens, aralarında tek katlanabildiğim sensin." Jeongin arkadaşına döndü. "Cadı, birazda çirkin ol istedim." Hyunjin'in sözleri üzerine arkadaşları şu ana kadarki en büyük kahkahalarını patlattılar ama bilmiyorlardı ki Hyunjin'in içinde kanlar ağlıyordu. Cadı olduğu için değil, en yakın arkadaşı hoşlandığı çocuğu öpeceği için.

love on topHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin