18

79 14 15
                                    

"Şşt, bak bakalım şuraya." Jisung arkadan Sunoo'nun olduğu yere bağırdı. "Derdin ne kardeşim senin?" diyerek üstüne gitti. Jisung'u önden yollamışlardı ama bir şey olursa diye diğerleri arkadan olayı izliyordu. "Derdim mi ne?" Sunoo bir adım geri attı. "Ne o? Arkadan gelince sallıyorsun, yüzüne gelince de kaçıyorsun." Sunoo hala anlamamış bir şekilde Jisung'un suratına bakıyordu. "Konuşsana kardeşim." diyerek ittirdi Sunoo'yu Jisung.

"Ne oluyor lan orada?" Jisung sesin geldiği yere dönünce Sunoo'nun arkadaşlarının o tarafa adımladığını gördü. "Hassiktir." diyerek mırıldandı ve arkadaşlarının olduğu tarafa dönünce onların da yanlarına geldiğini gördü. "Ne bu? Dedikoducu mahalle karıları toplanmış bakıyorum." Hyunjin gelir gelmez Sunoo'ya gözlerini dikere konuştu. "Hala neyden bahsettiğinizi anlamıyorum?"

"Sevgilim. Ve benim hakkımda söylediklerinden bahsediyorum." Sunoo sırıttı. "Yalan mı?" diyerek üstüne gitti karşısındakinin. "Uzaklaş yoksa elimden bir kaza çıkacak." Hyunjin burnundan soluyordu. "Ortaokul dramalarını al ve başka birini bul yoksa-" 

"Teletabiler toplanmış bakıyorum." Müdürleri o tarafa yaklaştı ve Hyunjin'in omzunu tuttu. "Okulumda kavga istemiyorum, dağılın." Hyunjin gözlerini devirdi ve tam gidicekken arkasını döndü ve son sözünü söyledi karşısındakine. "Bir daha Felix'in adını ağzına alırsan seni öldürürüm."

˚ʚ♡ɞ˚

"Neden hepiniz bu kadar gerginsiniz?" Felix elindeki senaryoyu kenara bırakarak karşısında patlamasına saniyeler kalan volkan gibi duran beşliye baktı. "Sen rahatta kal yenge, seni bağlayan bir durum yok." dedi Changbin. "Yenge?" Felix güldü. "Tabi oğlum, yengemsin sen benim. Öz yengem."

"Her neyse, kafanızdaki her neyse bir kenara bırakıp oyuna odaklanabilir misiniz lütfen?" Felix senaryosunu tekrardan eline aldı ve sahneye çıktı. "Nerede kalmıştık? Evet Minho ve Jisung." Jisung ve Minho karşı karşıya geçti ve diyaloglarını söylemeye başladı. 

"Lord Mantague, o gözlerin varya o gözlerin. Hrr delip geçiyor beni, hele o dudakla-" "Affedersin, ama şu an hangi kısımdayız." Minho senaryosunu karıştırırken Felix'e baktı. Sarışın elini alnına koymuş bıkkınlıkla Jisung'u izliyordu. "Gerizekalı Jisung sana yavşamak için götten diyalog sallıyor şu anda." dedi Seungmin kenardan. "Çaktırmasana ya." "Kimse anlamadı sanki amınakoyayım." 

Hyunjin, tartışan ikiliyi görmezden geldi ve sevgilisine baktı. Yorgun gözüküyordu. "Sanırım bir araya ihtiyacımız var, ne dersiniz?" Hyunjin'in önerisiyle sanki herkes bu anı bekliyormuş gibi senaryolarını bırakarak sahneden indi. "Nasılsın?" Felix, sevgilisine döndü ve sahte de olsa gülümsedi. "Yorgunum." Hyunjin karşısındaki küçük bedene sarıldı. "Sana söz veriyorum şu ana kadarki gelmiş geçmiş en iyi tiyatro olacak." dedikten sonra eğilerek öptü sevgilisini.

"Aile var!" Bağıran Changbin'e karşılık elindeki senaryoyu fırlattı Hyunjin. "Kıskanma lan göt!" 



final yakınn, yeni kitabıma bakmayı unutmayın <33 sınır koymuyorum ama lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin :))

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

love on topHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin