6

68 11 43
                                    



Saatler sonra, hava da iyice kararmışken, Law ve Gerd ameliyathaneye çevirdikleri revirden çıktılar.



"Hayatımda bu kadar saçma bir yetenek görmedim." Gerd şaşkınlığını gizleyemiyordu.



"Her şeyin bir ilki vardır." Law kayıtsız görünmeye devam ediyordu. Bepo ise, bilinci kapalı halde, sanki bir çeşit bitkisel hayattaymış gibi, kendinden kat kata daha büyük bir sedyenin üzerinde uyuyordu.



Diğer devler de bu esnada revirin kapısına geldiler.


"Durumu nasıl?" Goldberg endişeli görünüyordu.


"İyi iyi." Law bunun tamamen doğru olmadığını biliyor olsa da diğerlerini daha da fazla endişelendirmek istemiyordu.


"O zaman gelin de yemek yiyelim." Goldberg herkesi mutfağa çağırıyordu. "Tavuk pişirdim. Tatlıda da semla var."


"Semla nedir?" Law ne duyduğunu anlamaya çalışıyordu.


"Bize has bi tatlı. Yiyince görürsün. Hele de bütün gün bir şey yememişken, baya iyi gelir. Gerçi sen neden bütün gün bir şey yemedin ki?"


"Bepo'nun bir şey yememesi gerekiyordu, ben de ona ayak uydurdum. Beni yerken görürse dayanamaz, yer, anestezi sonrasında da kusmuğunda boğulur. Ondan." Law bu derece soğuk bir cevap verince devler yine dondu kaldı. Ama Gerd başka bir şey düşünüyordu.


"Bu operasyonu her akşam tekrar tekrar yapmayı ya da birine arka arkaya bilmem kaç gün anestezi vermeyi sürdüremezsin, bunu biliyorsun değil mi?"


"Evet biliyorum." Mutfağa girdikleri sırada başı yeniden döndü. Sandalyelerden birine çıkıp oturmak bile kendisini bir bebek sandalyesinde oturuyormuş gibi hissettiriyordu.


"O halde oyalanma lüksümüz yok." Gerd herkese yönelik konuşuyordu bu sefer. Bir elinde de devasa bir tavuk butu vardı. "İnsanlar ve devler tıbbi açıdan aşağı yukarı aynı, ama hayvanlar ya da minkler için aynı şeyi söyleyemeceğim. Net bir ilaç bulur muyuz bilmiyorum ama, en azından eve ulaşabilirsek, Ohara kütüphanesinden faydalanabiliriz."


"Ohara mı?" Law bu hikayeyi üstün körü dinlemiş gibiydi.


"Evet." Goldberg konuşmaya girdi. "Yıkım Çağrısından sonra oraya gittik ve nehirdeki bütün kitapları topladık. Saul usta yıllardır bu kitapları onarıyor. Adım gibi eminim ki, sizin sorununuzu çözmenin yolu da orada vardır."


Law bunu duyduğu zaman biraz rahatlamış olsa da, gördüğü her şeyin devasa boyutları karşısında yaşadığı hayret hissini gizlemekte gittikçe güçlük çekiyordu.


"Her şey için teşekkür ederim." Yumuşak ve yorgun bir ses tonuyla teşekkür etti, sonra da aynı tonda devam etti.

Kayıp Vaka / lawluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin