ÜST EDİT: AY ÇOK GÜZEL BÖLÜM OLDU BEEE.
Bi de, bayaaa geciktim. Çünkü tekrar taşındık. Dört ay önce taşındığımız apartmanın bodrum katı su alıyordu. 6 Şubat depremini birebir yaşadığımız için apar topar bir kez daha taşındık bu yüzden.
Bıktım taşınmaktan. Neyse. O yüzden hemen oturup da yazamadım.
Bugüne nasipmiş. He bi de bugün benim doğum günüm.
****
Gerd'in Hasır Şapka'nın oraya nasıl geldiği ya da ne ara banyolara bakmayı akıl ettiği konusunda hiçbir fikri yoktu. Tek bildiği şey, pai shoya daldığı anda, Hasır Şapka'nın attığı çığlıkla birlikte yerinden fırlayıp doğruca sesin geldiği yere koştuğuydu.
Herhalde ki, kendisini affedemeyecekti. Ancak bunu düşünmenin henüz sırası değildi.
Bağırdı sonra. Banyoya dalıp dolaplardaki havluları aşağı tepeledi bir taraftan da.
"HASIR ŞAPKA! ELİNLE DEĞİL HAVLUYLA BASTIR! KOLU YUKARI KALDIR VE YARAYI SAKIN AÇMA!"
Hasır Şapka bunu ne kadar başarabilirdi bilmiyordu, ancak apar topar banyodan çıktı ve revirdeki dikiş iğneleri içinden küçük insanlara göre olanları aramaya koyuldu. Goldberg'in de peşi sıra geldiğini fark ettiğinde, ona da bağırdı.
"Orada dikilme!" Hala daha dolapları karıştırmaya devam ediyordu. Bir küçük insanı taşımaya uygun boyutta bir şeyi dolapta bulamayınca, yaratıcılığını kullanıp masadaki abeslanglardan birini açtı ve Goldberg'e uzattı.
"Trafalgar'ı şunun üzerine yatır. Tam yatsın, kolu yukarıda kalacak doksan derece, havluları kaldırmadan acil buraya getir! Bi de Hasır Şapka'ya sorsana kan grubu neymiş?"
**
Luffy iyi değildi. Hayatının son bir saati içerisinde ne yaşadığını algılamakta da cidden güçlük çekiyordu.
Gözünü kapadığı her an, hala daha Torao'yu yerde bulduğu ana geri gidiyordu.
Şimdi sadece, kendi kolundaki damar yolundan çekilen kana bakarak revirdeki büyük sedyede yatıyordu.
Ne konuşacağından tam olarak emin değildi. Sadece ya tavana bakıyordu, ya da başını hafifçe sağa çevirip Torao'nun hala daha kapalı olan gözlerine bakıyordu.
Gerd kıpırdama demişti.
Gerçi Luffy bu sürece Balık Adam Adası'ndan aşinaydı. Tek fark bu sefer kendisi kan veriyordu.
Kızgın, üzgün ve gergin hissediyor ve haklı çıkmış olmaktan da hiç hoşlanmıyordu.
Gerd de oldukça sessiz bir halde, sedyenin başında oturuyor ve süreci kontrol ediyordu.
Sessizliği bir tek, revirin açılan kapısı bozdu. Goldberg usulca içeriye girip yerdeki havluları topladı, elindeki sepetin içerisine yerleştirdi ve yanında getirdiği diğer paspasla revirin zeminini silmeye başladı.
"O oyunu ne zaman çıkarsan başımıza ya abuk sabuk bi olay geliyor ya da ben kaybediyorum."
Gerd kuru bir sesle Goldberg'e laf attı. Goldberg ise bu lafa karşılık vermenin ölümcül olacağını bildiğinden ötürü alttan aldı.
"Belki de o tahtayı yakıp kurtulmalıyız."
"Yak. Yak gitsin." Gerd yüzünü avuçlarının içine gömmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Vaka / lawlu
FanficKarasakal'ın baskınından sonra Law ve Bepo ıssız bir adada mahsur kalırlar. İkilinin hayatta kalmasını sağlayan şey, bir yerden sonra en büyük kabuslarına dönüşür. Mucize eseri bir şekilde kurtulmalarına rağmen ise, Law gün geçtikçe kendi ruh sağlığ...