Canavarlar bütün güçleri, öfkeleri ve giderek artan sayılarıyla Midgard ormanlarının ulu ağaçları arasından çıkmaya ve davetsiz misafirleri etkisiz hale getirmeye çalışmaya devam ettiler. Luffy ise, sayılarının çokluğunu ya da bütün bu tuhaf canavarların gözlerindeki öfkeyi görmezden geliyor, oradan oraya sıçrayarak bütün canavarların kafasını allak bullak ediyordu. Maymun Kral, yumruklarını göğüs kafesinde parçalarcasına vurarak tempo tutuyor, neredeyse hepsinin dilinden konuşabiliyordu. Yine de, anlaşamamış gibi görünüyorlardı ki, canavarlar saldırılara devam ettiler.
Usopp ise, canavarların sayıları arttıkça var olan miktardaki cesaretini de tamamen yitirmiş bir halde, kendine saklanacak bir yer arıyordu. Bonney ise, Usopp'un peşinden koşarak rastgele saldırılardan kaçınmaya çalışıyordu.
"Luffy'nin böyle bir formunun daha olduğunu bilmiyordum." Çarpık gelecek tekniğiyle devasa bir boyuta çıkardığı yumruklarıyla, üzerlerine çıkmaya kalkan devasa bir yaban domuzuna sert bir yumruk indirip hayvanın keskin dişlerini kırdıktan sonra söylediği ilk şey de bu oldu.
"Bu gördüğün dördüncü vites daha eski bir teknik aslında." Usopp cevap verirken bir taraftan da çantasından birtakım tohumlar çıkarıp sırtındaki sapanıyla nişan almaya çalışıyordu. Yine de, dizlerinin ve çenesinin titremesine engel olamıyordu.
"Neden bu ormanın içine dalmak zorundaydık ki?" kendi kendine mırıldanırken birkaç tohumu canavarların ayaklarına nişan alarak fırlattı. Birkaç canavar, Usopp'un sarmaşıklarına dolanıp yere devrilse de, pek de bir zarar görmüş gibi görünmüyorlardı. Asıl hasarı daha ziyade Luffy veriyordu. Yine de, Luffy de, gerçekten bu canavarları tamamen yenme amacıyla savaşmadığı için, bayılan yaratıklar belli bir süre sonunda uyanıp tekrardan atağa geçmeye devam ediyorlardı. Bonney de, Usopp'un arkasını kollamaya devam ediyordu.
Ormandaki kavga kayda bir süre daha devam etti. Luffy hala daha eğleniyormuş gibi görünse de, Bonney ve Usopp'un pek enerjisi kalmamış gibiydi. Nihayetinde Bonney bağırdı.
"BU YARATIKLARI EHLİLEŞTİRECEKTİN HANİ LUFFY?!"
Luffy kendine bağırıldığını duyunca gülerek başını çevirdi.
"He. Shishishi. İzleyin şimdi." Luffy hala daha işin eğlencesindeydi. Dördüncü vitesten çıkıp üzerine çıkmaya çalışan bütün hayvanların arasında tek başına durdu. Saniyeler içinde de, bir çeşit şok dalgası orman ve ağaçlar boyunca dağıldı. Canavarların hepsi yere yığıldı, bir süre sonra da birkaç tanesi tekrar uyanıp ayağa kalktılar. Bu sefer başları öne eğik ve sakindiler. İlk karşılaştıkları hipopotam benzeri yaratık Luffy'nin önünde diz çöktü ve başını eğdi.
"SHİSHİSHİSHİSHİ Böyle çok daha hızlı oldu gerçekten de." Luffy gülerken Usopp ise yüzündeki dehşeti saklayamıyordu.
"Lan şerefsiz, madem kafana göre yapabiliyorsun bizim korkudan ölmemizi mi bekliyorsun?!" Usopp muhalefet etmeye devam ederken Luffy bir kolunu yine Usopp ve Bonney'i sarmalamak için uzatıp diğer eliyle de devasa hipopotamın sırtına tutundu. Saniyeler içinde hep birlikte havaya fırlayıp kendilerini yaratığın sırtında buldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Vaka / lawlu
FanfictionKarasakal'ın baskınından sonra Law ve Bepo ıssız bir adada mahsur kalırlar. İkilinin hayatta kalmasını sağlayan şey, bir yerden sonra en büyük kabuslarına dönüşür. Mucize eseri bir şekilde kurtulmalarına rağmen ise, Law gün geçtikçe kendi ruh sağlığ...