Ben geldim yeni bölüm ile geldim.
İyi okumalar.
Yıldıza basmayı unutmayın.
𖥸𖥸𖥸𖥸𖥸
Okulun bahçesinde ilerlerken etrafta olan biten sıkıcı şeylere bakıyordum. Hava güzeldi Mayıs ayı biraz ılık geçse de İzmirin güneşli havası her zaman ki gibi küçük esintilere meydan okurcasına tepeden vuruyor, resmen adama çarpıyordu.
Didem ile yan yana yürürken etrafta broşür dağıtan bir grup kıza bakışlarım takıldı. "Bunlar ne dağıtıyor." söylediğim şey ile Didem'in bakışları kızlara bakıp telefona geri gömüldü.
"Etkinlik broşürleri."
"Ne etkinliği?"
"Okul hocalarımızın saçma sapan etkinliği hatırlarsan geçen sene saçma sapan etkinlikler yapmışlardı?"
"Eee? Bu sene?"
"Bu sene ise 15 kişi seçip belirli alanlarda, ilgi duyulan şeyler hakkında kurs açılacakmış, güzel tarafı ise hiç bir hoca yada yetkili biri yer almayacakmış."
Kaşlarım belli belirsiz çatılırken broşür dağıtan grubun arkasında ki ağacın altında bir takım gencin elinde gitar tuttuğunu gördüm. Yandan Didem'i dürterek benimle gelmesi için mırıldandım.
Bahçenin diğer tarafına geçerken duvarın gölgelik alanına oturan Asya'ya takılmıştı bakışlarım okulda sanki birbirimizi önemsemiyor gibi görmezden geliyorduk ama fazlası yatıyordu altta çok fazlası.
Grubun önüne gelip kalabalığın önünde durduğumuzda elimize tutuşturulan kağıt parçasına baktım, pek ilgimi çektiği söylenemezdi.
Birkaç dakika şarkı dinledikten sonra Didem ile göz göze geldik. Onunda ruh gibi bakışlarından anladığım kadarıyla canı benim gibi sıkılmıştı. Başımı hadi dercesine sola eğmiştim bunu bekliyormuş gibi rahat bir nefes alınca hemen ortamı terk ettik.
"Çönkö söön çölömö yöğmör öldoönn. Kıkırdadığımda aynı ağız hareketini devam ettirdim. "Çönkö sön- "
Lafımı bölen tiz bir kız sesi olmuştu "Merhaba kızlar." önümüzde şakıyan okula yeni başladığını tahmin ettiğim bir kızdı. Boyu hemen hemen 1.75 olan kızın yüzünde dikkatimi çeken sağ yanağında ki yaraydı. Rahatsız olmasın diye gözlerimi yüzünde fazla oyalamadan gözlerinin içine baktım.
Onun da elinde diğer kızlar gibi onlarca kağıt olduğunu gördüm. Üstten sarkan bir broşürün üstünde yemek resmini görünce yüzümü buruştırmadan edemedim.
"Yemek yapabildiğimi sanmıyorum o yüzden şimdiden cevabım hayır." kız hafif kıkırtısı ile Dideme'e başını çevirince Didem hemen tek elini havaya kaldırıp "tek yapabileceğim şey sizin yemeklerinizi yemek." etrafında bir tur dönüp gözlerini büyülterek korkmuş gibi bir yüz ifadesi takındı. "Ve siz yeni yetmelerin bu eşsiz vücuduma kilo aldırmasını istemiyorum."
Karşımızda duran kızla karşılıklı gülüştüğümüzde tebessüm ederek yanımızdan uzaklaştı. Tek kaşımı havaya kaldırıp sabahtan beri kafasını telefona sokan Didem'e göz ucuyla baktım.
"Kimle konuşuyorsun."
"Arkadaş."
"Kim?"
"Arkadaş."
"Hangi arkadaş."
"Kimse."
"Kim dedim sana?"
"Mert."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Rüya (+18)
Teen Fiction(+18 cinsellik, argo, kan içerir rahatsız olacaklar ve yaşı tutmayanlar okumasın sonra linç yemeyelim.) Ebeveynlerim, iki baskıcı doktor olarak hayatımı şekillendirdiler. Onların katı kuralları ve yüksek beklentileri altında büyüdüm. Çocukluğum, on...