Setlerin durumu 2-1 öndeyiz. Takım çalışması ile bir puan aldığımızda önümüzde galibiyet için sadece bir puan vardı. Okullar arası olan bu maçı kazanırsak şehirler arası maçlara gitmeye hak kazanacaktık. Şehirler arası hem gezecek hemde maçlara katılacaktık. Bu okulumuzun futbol takımı ile beraber olacaktı çünkü onlarda diğer okullara büyük bir fark atarak kazanmışlardı. Elbette bunları izlemeye vakit bulamadığım için kadroyu bile bilmiyordum neredeyse.
Ben Jung Haneul lise son sınıf öğrencisi 18 yaşında bir Koreliyim. Okulumda oldukça popüler, voleybol takımının kaptanı ve namı değer 'Anka kuşu Haneul'
Ben voleybol takımına girdiğimde antrenör olarak seçilmiş ve takımı çalıştırmıştım. Takımımız okullar arası maçlarda sonuncu gelirken şimdi şehirler arası maçlara katılmaya bile hak kazanmıştık. Bu yüzden öğretmenlerimiz dahil tüm öğrenciler beni bu hitapla tanıyordu.
Bu düşüncelerimden kurtulduğumda hakemin sesi tüm salonda olduğu gibi benim kulaklarımdada yankılanmıştı.
"Jung Haneul'dan mükemmel bir sayı daha! Bu kız resmen takımın bel kemiği! Durum 24-18 "
Tribünlerden yükselen alkış ve ismim ile gelen tezahüratlarla yüzümdeki tebessüm büyüdü. Karşı okulun öğrencileri bile bizim takımı tutuyordu neredeyse. Bazılarından ismimi bile duymuştum.
"Bastır Haneul!"
"Çok iyisin Haneul!"
"Milli takım oyuncusu olur umarım."
"Evet sadece okul oyunlarında fark edilemiyor."
"Seni seviyoruz Haneul"
Ve dahası. Son sayı için yine yerime geçtim. Tribünlere bakarak güç toplamaya karar verdim. Arkamı dönüp seyircilere baktığımda hepsi gülümsüyordu. Gözlerimi teker teker onlarda gezdirdim. Arkalardaki bedeni görene kadar...
Yanlış gördüğümü varsayarak gözümü sıkıca kapatıp geri açtım . Hâlâ oradaydı. Dizlerimin boşaldığını hissetmiştim. Onu kesinlikle burada görmeyi beklemiyordum. Onu gördüğümü fark etmiş olmalı ki ufak bir tebessüm belirdi dudaklarında. Benim ise gülüşüm solmuştu onun aksine.
Neden buradaydı ki? Onca zaman sonra neden ortaya çıkmıştı? Neden bugün burada olup benim moralimi alt üst etmişti?
Çillerine takıldı gözlerim. Orada olduklarını bildiğim çillerine. Gözlerimi sıkıca kapatıp önüme döndüm. Kendimi kaptıramazdım yine. Fakat çok geçti. Ellerimin titrediğini hissediyordum. Ayaklarımı salladım birkaç kez kendime gelmek adına. Mırıldandım kendi kendime.
"Boşver onu. O burada değilmiş gibi düşün."
Derin bir nefes aldıktan sonra topu birkaç kez sektirdim. Hazır hissettiğimde topu havalandırdım. Ayaklarımda yerden kesildiğinde tüm gücümle topa vurdum.
Fakat istediğim gibi gitmemişti. Ona olan sinirimi resmen toptan çıkarmıştım. Top sahanın oldukça ilerisinden sekerken bacaklarım beni tutamamış, ayaklarım yerle buluştuğu anda oturur duruma gelmiştim. Göz pınarlarımda tutunan gözyaşlarıyla birlikte...
"O da neydi öyle! Haneul' dan beklenmeyen bir hata geldi ve sayı karşı takımda."
Takım arkadaşlarım başımda belirip benim için endişelenirken hiçbirini duymak istemiyordum. Sadece elimi yüzümü yıkayıp dinlenmek istiyordum.
"Yüzümü yıkayacağım, bensiz devam edin."
Kaptan beni onaylamış ve peşime yedek bir oyuncu göndermişti ama yalnız kalmak istediğim için onu elimle durdurup lavaboya ilerledim. Kapıyı dahi kapatmadan aynanın önünde durdum. Yüzüme birkaç kez su çarptığımda hala kendime gelmiş sayılmazdım. Kafamı kaldırıp aynaya baktığımda sıkıca mermerlere tutundum. Başım dönmeye başlamıştı. Harika!
Bunun sebebi elbette o değildi. Birkaç gündür heyecandan yemek yiyemiyordum ve bura tansiyonumun düşmesine sebep olmuştu. Gözlerimi sıkıca kapattım kendime gelmeyi dileyerek. Bununla gözümden birkaç damla firar etmişti bile. Gözlerimi geri açtığımda daha çok yükselmişti dönme. Ellerim ise gücünü yitirmişti. Hızlıca yere otururken ismimin tanıdık ses tarafından telafuz edilmesiyle kulaklarımda çınlamaya başlamıştı.
"Haneul! "
Karşımda beliren silüet birşeyler mırıldanıyor fakat ben hiçbir şey anlayamıyordum.
"Haneul iyi misin!? Haneul kendine gel! Haneul!"
Kalan gücümle kulaklarımı sıkıca kapatırken bağırdım.
"Defol!"
Kollarımdan tuttuğunda çekmek istedim fakat buna gücüm yetmemişti. Kulaklarımdaki ellerim yerlerini boşluğa bıraktığında gözlerim çoktan kararmıştı. Duyduğum birkaç ses ve sırtıma dolanan kollar dışında gerisini hatırlamıyordum.
•
Kapak nasıll , ben editledim orjinalinden.
Nasıl başladı sizce?
Ne olacak tahminleri alayımm.
Sizce Kim? (Çok gizemliiii)
Yada Haneul un hayatında nerede yer edindi? Onu neden bu kadar şaşırttı?
Umarım beğeneceğiniz bir kurgu olur.
Lütfen okuduysanız oy vermeyi unutmayın okunma sayımız çok az.
Bol okunma ve oy dileği ile,
Kendinize iyi bakın.
Diğer kitaplarımıda okumayı deneyin lütfen.
Öpüldünüzzz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEEP END || LEE YONGBOK
FanfictionBir ' Anka Kuşu ' misali . Mecburiyet üzerine yalanlarla yıkılan bir ilişkinin tüm doğrularla yeniden doğuşu.