:)

28 5 13
                                    

Asansöre bindiğimizde kolumu ondan çekerek yeniden kaşlarımı çattım.

"Ne sikim yapmaya çalışıyorsun sen!?"

Tüm umursamazlığı ile yandan bir gülüş atıp omuz silkti.

"Seni odaya atıyorum işte."

Alay etmesi ile derin bir nefes aldım. Onu affedeceğimi falan mı sanıyordu? Asla. Daha fazla konuşmak istemeyerek kollarımı birleştirdiğimde asansör durmuştu. Beraber indikten sonra onun yönlendirmesi ile odamıza girdik. Bavullarımız birazdan gelecekti.

Odada iki tane yan yana yatak, karşılarında bir televizyon, büyük bir gardolap, yatakların yanlarında komidin, bir makyaj masası ve bir banyo ile yanda ufak bir dolap vardı. Klasik bir otel odası.

Kendi yatağımı seçip oturduğumda oda servisi gelmişti. Yongbok kapıyı açarken kendi bavulumu almak için peşinden ilerledim. Kısa sürede bavuluma ulaştığımda hızla birkaç parça alıp kendimi banyoya attım. Birazdan yemeğe inecektik bu yüzden rahat giyinmemde bir sıkıntı yoktu.

Beyaz kolsuz bir bluz ve mavi kot şort ile bir güneş gözlüğümü üzerime geçirdikten sonra geri odaya girdim. Elbette karşımda tişörtü olmayan bir Yongbok beklemiyordum. Odaya çoktan adımladığım için onu umursamamaya çalışarak bavuluma ilerledim. Onun arkamdan geldiğini bilerek.

"Sencede çıplak bir erkeği böyle umursamamak haksızlık değilmi? Ki bu erkeğin bir düzinede karın kası varsa?"

Arkamdan ettiği çapkın sözler karşısında sinirlerim tavandı. Ne yapmaya çalışıyordu ki!? Aniden ona dönmemi beklemiyordu fakat belli etmemeye çalışıyordu. Ben ise kaşlarımı kaldırarak sert sesimi ona doğrulttum.

"Bu erkek yavşak ve iki yüzlünün tekiyse hak ediyor bence."

Yüzü düşerken onu umursamadan yanından geçerek ilerledim ve telefonumu kaparak odadan çıktım. Yemekten önce biraz dolaşsam bir sorun çıkmazdı.

...

Bugün ilk maçımız vardı voleybol takımı olarak. Sabah erkenden kalkmış, duş almak için kendimi banyoya atmıştım. Hızlıca duşumu alıp üzerime rahat birşeyler geçirdikten sonra odaya geri döndüm.

Yongbok bizi izlemeye geleceğini söylemiş ve oda benimle beraber uyanmıştı. Şimdi ise hazırlanmış bir şekilde yatağımda oturup beni izliyordu. Onu düşünmeyi es geçerek bavulumdaki ufak çantayı aldım. Birkaç bakım kremi ve dudak nemlendiricisi vardı. Çantayı makyaj masasına koyarak önüne oturduğumda güneş kremini çıkardım. Gerekli ölçüde sürdükten sonra elim yardımıyla dağıtmaya başladım.

Güzelce dağıttıktan sonra dudak nemlendiricimi almak için elimi çantaya attığımda duyduğum ses ile yan tarafa döndüm.

"Hani makyaj yapmıyordun."

Kendini bilmiş şekilde konuştuğunda göz devirdim. Makyaj yapmadığımı biliyordu fakat beni sinir etmeye çalıştığı belliydi.

"Güneş kremi makyaj sayılmaz."

Sözüm ile dirseklerini dizlerine yaslayarak biraz öne eğildi.

"Ben niye kullanmıyorum o zaman?"

Omuz silkerek yanıtladım onu.

"Kullan."

Ayağa kalkarken mırıldandı.

"Banada sür o zaman."

Onun aklını anlayamıyordum. Ne yapmaya çalışıyor, neden böyle davranıyor . Yinede ikiletmedim.

"Tamam."

Güneş kreminden biraz elime aldıktan sonra onun gibi ayağa kalktım. Elimdeki kremi yüzüne dokunduracakken geri çekilmesi ile kaşlarımı çattım.

"Hadi ama sen böyle mi sürdün kremi. Biraz saygı lütfen oturmama izin ver."

Derin bir nefes alırken oturmasını bekledim. O geri yatağıma dönerken peşinden ilerledim. Bu sefer hızlıca sırasıyla alnına yanaklarına burnuna ve çenesine krem dokundurduktan sonra dağıtmaya başladım. Boylarımız  oturduğu için eşit değildi bu nedenle dizlerimi kırarak eğilmiştim. Alnındaki kremi dağıtırken gözlerinin yüzümde dolaştığını görebiliyordum fakat ona bakmak yerine görmezden geldim.

Sıra yanaklarına geçtiğimde  aniden belimde hissettiğim eller ile ayaklarım yerden kesilmiş ve omuzlarına tutunmama sebep olmuştu şaşkınlıkla. Gözlerim gözlerine çıkarken omuzlarından destek alıp beni oturttuğu kucağından kalkmak için hamle yaptım fakat sıkılaşan kollarıyla bu başarısız oldu. Gözlerine bakarken kaşlarımı çatıp sordum.

"Ne yapıyorsun, bırak."

Beni bırakmazken omuz silkip konuştu.

"Eğiliyordun, rahat etmen için. Kremi sürdükten sonra kalkabilirsin."

Umursamazlığına birkez daha oflayıp onu umursamamaya çalıştım. Fakat belimde hissettiğim hareketlilikle bu hiç kolay olmuyordu. Baş parmağı ile bel oyuntumu okşuyordu.


Yongbok işi yürütüyorrr.
Bol oy ve okunma dileği ile
Kendinize iyi bakın
Öpüldünüzzzz <3

DEEP END || LEE YONGBOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin