Bugün futbol takımı ile birlikte seul e gidecektik. İlk ortak maçımız orada olacaktı. Ben ise şuan bavulumu hazırlarken en yakın arkadaşlarımdan Yuqi den yardım alıyordum. O heyecan yapıp gece hiç uyumamış ve erkenden hazırlamıştı bavulunu. Bu yüzden boş boş durmak yerine bana gelmiş ve yardım ediyordu.
"Haneul şu tatlı tokalarıda koyalım!"
Sevinçle söylediklerine güldüm, o gerçekten çok tatlıydı. Elinde tuttuğu pokemon karakteri olan ufak tokaları almış tutuyordu.
"Hayır bence onları şöyle yapalım."
Tokaları alıp onun saçına taktım ve geri çekilip yüzüne baktım. Onu çok şirin göstermişlerdi.
"Senin olsunlar , ben kullanmıyorum zaten."
"Gerçektenmi~"
Bir çocuk gibi sevindiğinde büyük bir kahkaha patlattım . Sevimliliği onu mıncırmak istememe sebep oluyordu.
Kısa bir süre sonra bavulum hazır olduğunda üzerime giymek için beyaz bir crop ve baggy pantolon alıp güneş gözlüklerimden birini kombin yaptım. Küçük bir el çantasıyla tamamladığımda evden çıktık.
Okul bahçesinden servise binecek ve oradan yolculuğa çıkacaktık, bizide oraya Yuqi nin abisi götürecekti. Bavullarımızı arabaya yerleştirirken yardımcı olan Eunwoo ya teşekkür ettikten sonra okula doğru yola çıktık.
"Maçlarınızda bol şans kızlar. Orada birbirinize sahih çıkın."
Eunwoo ikimizlede sarıldıktan sonra bavullarımızı alıp diğerlerinin yanına ilerledik. Etrafa göz gezdirirken göz göze geldiğim bir çift göz ile durdum.
Onun burada ne işi vardı. Neden bizimle gelecekti ki? Okula geleli fazla zaman geçmiş olamazdı. Yavaşça Yuqi yi dürtüp sordum.
"O kim? Neden bizimle geliyor?"
Yuqi önce bana garipseyerek bakmış, sonra elini alnına vururken cevaplamıştı.
" Sen maçları izlemeye gelmediğinden bilmiyorsun. O okulumuza yeni geldi ama çok iyi oynadığı için bay Jeon onu hemen takım kaptanı yaptı. Maçlarda bile resmen tüm gollerin yarısını o attı. "
Onu birkaç mırıltı ile onayladığımda içimden şansıma lanet etmekle meşguldüm. Fazla zaman geçmeden öğretmenler yanımıza geldiğinde konuşmaya başladılar.
"Çocuklar onbeş dakika içerisinde yola çıkacağız. Eksiğimiz yoktur umarım. Bavullarınızı yerleştirin ve servise binin lütfen. "
Yapılan konuşma ile yedekleri ile birlikte 11 kişi voleybol takımı ve yine yedekleri ile birlikte 21 kişi futbol takımı sırayla servise bindi. Yuqi benimle veya Soyeon ile oturmak arasında kalırken konuşan kişi ile kaşlarımı çattım.
"Boş ise oturabilir miyim?"
Ben reddetmek için bahane ararken Yuqi sevinçle konuştu.
"O zaman ben Soyeon la otururum ikinizde yalnız kalmazsınız , harika."
Ben göz devirip Yuqi ye kaş göz yapmaya çalışırken o çoktan arka koltuğa geçmiş Yongbok ise yanımda yer edinmişti. Oflayarak arkama yaslanırken kulaklıklarımı çıkarıp kulağıma taktım. Konuşmasını duymak istemiyordum. O ise kulaklığımın tekini kaldırıp konuşmuş ve geri takmıştı.
"Benden kaçmanı istemiyorum Haneul."
Onu duymazdan gelerek şarkımı başlatmış ve gözlerimi yummuştum. Koltuğa iyice sinerken kendimi uykuya bıraktım.
...
Omzumdan dürtülmem ile uyandığımda karşımda Yongbok vardı.
"Geldik Haneul."
Cidden iki şehir arası kesintisiz uyumuştum. Kendime şaşırarak ilerleyen Yongbok u takip ederek servisten indim. Büyük bir otele gelmiştik. Oldukça meşhur olduğu kesindi. Öğretmenlerimiz çoktan oda kartlarını satın alıp gelmişti. Herkes kiminle oda arkadaşı olacağını tartışırken oluşan yüksek ses ile baş ağrımı geçirmek adına başıma biraz masaj uyguladım. Bay Jeon konuşmaya başladığında herkes susmuş onu dinliyordu.
"Çocuklar iki kişilik odalarımız var, isteyen kişi istediği ile kalabilir. İsimleri kararlaştırdıktan sonra listeye yazdırmak için bana gelin. Kaybolmanızı istemeyiz."
Herkes geri konuşmaya başlarken voleybol takımını bir araya topladım. İkili dağıldığımızda bir kişi açıkta kalıyordu.
"Millet bir kişi açıkta kalıyor. Futbol takımından anlaşabildiğiniz varmı?"
Kimseden ses çıkmazken Yongbok yine yanımda bitmişti. Bir 'defol' tuşu yokmu ya şu çocuğun?
Ben bu sefer ne diyeceğini beklerken o beni kolumdan tutup Bay Jeon un yanına götürmüştü. Ona kaşlarımı çatarak baksamda o bana bakmıyordu. Sonunda konuştuğunda gözlerim iki katı açıldı resmen.
"Biz Haneul ile kalacağız Bay Jeon."
Kolumu ondan çekerken adeta çemkirmiştim.
"Ne münasebet? Bana sordun mu?"
Sadece Bay Jeon a bakarken canım hocam beni kurtarırcasına konuştu.
"Rahat edermisiniz ki? Yani sen erkek o kız? "
Kafamla onu onaylarken Yongbok rahat durmuyordu hala.
"Aslında takım kaptanları olarak sessizliğe ihtiyacımız var Bay Jeon. Diğerlerini görüyorsunuz, bu durumda plan yapmak için konsantre olamayız."
Diğer çocukları gösterirken yaptığı konuşma ile Bay Jeon kafasını salladı.
"Aslında doğru söylüyorsun. Pekala bu anahtar sizin. 3. kat numara kartın üzerinde yazıyor."
Ben daha itiraz etmeye vakit bulamadan Yongbok kartı kapıp beni kolumdan sürüklemeye başlamıştı bile.
•
Yongbok bu seferde odaya atıyor Haneul u ehhehe.
Nasıl gidiyor?
Yorumlarrr.
Bol oy ve okunma dileği ile
Kendinize iyi bakın,
Öpüldünüzzzz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEEP END || LEE YONGBOK
FanfictionBir ' Anka Kuşu ' misali . Mecburiyet üzerine yalanlarla yıkılan bir ilişkinin tüm doğrularla yeniden doğuşu.