Arkasında yıkık bir beden bırakarak ilerledi sarı saçlı çocuk.
Kendiside üzgündü ama düzgün düşünemiyordu. 'Şimdilik en iyisi bu' diye düşündü .
Onu üzmek istemiyordu. Kendinden nefret etmesini sağlamak ikisi içinde daha iyi olur diye düşündü yine.
Onu seviyordu, hemde deliler gibi. Bir yanda bir yıldan uzun süredir aşık olduğu kız, diğer yanda canından çok sevdiği kadın. İkisinide üzmek istemiyordu.
İkisi içinde canını verirdi. Avustralya ya giden uçağına bindiğinde son kez yazdı parmakları ona. Klavyede gezindi parmakları. Bu şekilde bitirmek en doğrusuydu. Uzak kalarak kendilerini daha çok tüketmek istememişti.
Özür dilerim Haneul.
Gelen mesaj ile telefonunu fırlattı güzel kız. İnsan sevdiğinden nefret edermiydi? Kendine lanet etti kız. Onu bu kadar çok sevdiği, ona bu kadar çok bağlandığı için.
Gözyaşları durmak bilmeden göz pınarlarından firar ederken onun hediye ettiği peluşa son kez sarıldı sıkıca.
Unutmak zor ve imkansız olacaktı. Gittiği her yerde bir anıları vardı muhakkak.
•
Tam 143 kelimede bitirmek istedim.
Yongbok a biraz kızabilirsiniz ama düşündüğünüz gibi değil kesinlikle.
Ona hak vereceksiniz zamanı gelince.
İlk bölümü dört gözle bekleyin lütfen.
Seveceğiniz bir kurgu olur umarım.
Bol oy ve okunma dileği ile
Kendinize iyi bakın ,
Kurgularımla kalın,
Öpüldünüzzz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEEP END || LEE YONGBOK
FanfictionBir ' Anka Kuşu ' misali . Mecburiyet üzerine yalanlarla yıkılan bir ilişkinin tüm doğrularla yeniden doğuşu.