-7

1.1K 48 84
                                    

Koskoca bir hafta geçmişti ve gün geçtikçe iyileştiğimi fark etmiştim. Alaz bey bana daha da fazla izin yazmak istediğinde, artık evde oturmak istemediğimi açıklamıştım. Ne Yaman, ne Elif ne de Cesur vardı ve ben kolayca sıkılan insan türünden olduğum için artık bunalıma girmiştim.

Önemli olan bugün bir şekilde iyi görünmemdi. Bugün havuz kenarında parti veren Alaz, gerçekten her gün yeni bir şeyle karşımıza çıkmayı başarıyordu. Partiden sonra da, biz gece yarısına kadar etrafı toparlamak zorunda kalıyorduk. Ve böyle partilerde servis yaparken, herkese maskara olmamak için, "hey ben fakirim" diye konuşan bir kombin yapmamayı tercih etmiştim. Dolabıma yöneldiğimde, içim bunalmıştı. İnsanın hiç mi adam akıllı eşyası olmaz? Biraz daha derinlerde aradığımda, bordo renginde bir üst bulmuştum. Altına da siyah kumaştan bir şort çıkardığımda, mutlu bir şekilde başımı sallamıştım. Bunlar sanki olur gibiydi. Aynı yanlışın tekrarlanmaması için de, yanımda üstüne geçirecek hafif bir ceket götürmüştüm.

———————-Akşam———————————-

"Bu insanların birini bile tanıyor mudur?" diye mutfakta dedikodu yaptığımızda, gözüm Alaz'a kaymıştı. Yanında olan kadını çözmeye çalışıyordum nedense. "Bence tanımadığı insanları eve çağırmazdı" diye konuşan Cesur, Elif tarafından susturulmuştu. "Cesur sen bu zengin olayını anlamamışsın" dediğinde, ağzına da bir elma parçası atmıştı. "Yeterki instagram storileri gösterişli olsun" demişti daha ağzındaki elmayı çiğneyerek. "Ya kızım huy oluyorum yeme böyle" diye konuşan Cesur, kulaklarını tıkamıştı. "Kes be" diye kafasının arkasına vurduğunda, ben susmalarını sinyal etmiştim. Rüzgar denilen şahıs yanımıza geldiğinde, ne olduğunu anlamamıştım.

"Buyurun" diye en sevmediğim ve en gurur kırıcı cümlemi kullandığımda, Rüzgar elimizdeki tabletleri almıştı. "Sizde gençsiniz" diye başladığında, "gelin bizimle partileyin" demişti Elif'i süzerek. Sanırım arkadaşımı beğenmişti. Elif olayı anladığında, "bizim için bu meslek bir eğlence değil, biz paramızı kazanıyoruz" demişti elindeki tableti sıkarak. "Ama tabi senin gibileri nasıl anlar böyle dertlerden değil mi?" dediğinde, Cesur ve ben ikisine seyirci kalmıştık. "Sakin" diye güldüğünde, "kız diye söylemedim bunları" demişti elindeki tableti alarak. "Hem siz her şeyi hazırladınız, tek geriye kalan herkesin bu yemeklere ulaşması" dediğinde, büyük bir masaya yemekleri büfe şeklinde yerleştirmişti. Elif pek ikna olmadığında, "Alaz beyinizde izin verdi" demişti bizim tedirginliğimizi yok ederek.

Rüzgar son bir kez Elif'e döndüğünde, dirseğimle onu gizlice dürtmüştüm. "Sizde gençsiniz" diye erkeksi bir şekilde dediklerini tekrarladığımda, "seni beğendim diyemiyor da bunu bulmuş" demiştim gülerek. Elif de artık kızdığında, "ay Asi hiç komik değil" demişti ellerini göğsünün üstünde bağlayarak. "Eğlence buldular işte kendilerine onu kullanıyorlar" dediğinde, Cesur üzülmüştü. "Keşke benimle eğlenmek isteyen bir kadın gelse" diye konuştuğunda, elimi yumruk şekline getirmiştim. "Sana yumruk atan bir kadın gelse olur mu Cesur?" dediğimde, Elif gülmeye başlamıştı. Artık üçümüzde çekingen bir şekilde mutfaktan çıktığımızda, bahçeye doğru ilerlemiştik.

Işıklar atmosferi daha da derinleştiriyordu ve dekorasyonu gerçek anlamda iyi başarmıştık. Alaz'a doğru yürüdüğümde, yanında kumral ve ona benzeyen bir kadın görmüştüm. Kavga ediyorlar gibi görünseler bile, konuşmayı tercih etmiştim. "Alaz bey" diye omzunu ellediğimde, "ne?" demişti sinirli şekilde dönerek. Beni gördüğü an, elini alnına yerleştirmişti. "Ne oldu?" diye zarifleştiğinde, "işleri hallettik ve servis amaçlı büfe hazırladık" demiştim ona haber vererek. "Çok iyi" dediğinde, "ben eve geçiyorum ozaman" demiştim hafifçe gülümseyerek. "Dur hemen ne evi?" diye soran Alaz, saçlarını düzeltmişti bir yandan da. Yanındaki ona benzeyen kadın "hizmetçi bile yanında kalmak istemiyor" demişti gülerek. Yüzüm değiştiğinde, "hizmetçi termi sizce de biraz eskimedi mi?" demiştim bir kaşımı kaldırarak. "Bana ne ya" diye konuşan kız, Alaz'ın cüzdanını açmıştı. İçinden arsızca tüm parasını aldığında, Alaz gözlerini döndürmüştü. "Sen bi siktir gitsene Çağla" diye kızdığında, ikisinin kardeş olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti. "Paranı aldım zaten amacıma ulaştım" dediğinde, eteğini indire indire gitmişti.

Oyunun kölesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin