Uzun bir tatil sonrası, mental sağlığım için bir hafta işten izin almıştım. Buna gerçekten ihtiyacım vardı. Yaman'ın durumu ise tuhaflaşmıştı. Geceleri nefes almak için büyük efor harcamıştı, bunu boğazındaki hırıltıdan anlamıştım. Durumu kötüleştikçe, parayı alabilmek için sabırsızlanıyordum. Bazen Alaz'a parayı daha erken iade etmesi için yalvarmak istiyordum, ama bunun için fazla gururluydum. Ağzımı bile açsam, dudaklarım kıynaşmazdı. Sarhoş olduğundan sonraki gün, hiç bir şeyi hatırlamamıştı ve tam tahmin ettiğim gibi yine her zamanki gibi davranmıştı. Tipik Alaz işte. Şizofrenliğine alıştığım için artık buna şaşırmıyordum. Son dedikleri kısa bir süre aklımı karıştırsa bile, unutmayı başarabilmiştim. Zaten o kim, ben kim? Küçüklüğünden beri en güzel kumaşlara sarılmış birisi nerede, çöpten yemek toplayan ben nerede? Bunları kendimi küçük düşürdüğüm için değil, objektif olduğum için düşünüyordum.
Yaman önümüze oturduğunda, Elif derin bir nefes almıştı. Canı sıkıldığında hep bu şekilde dik dik birisine bakıp, yoğun bir şekilde nefes alıyordu. Çocukluğumuzdan beri değişmeyen tek şey bu olabilirdi. "Sana ne oluyor Yaman?" diye endişelendiğinde, benim kalbim şimdiden sıkışmıştı. Bu soru beni bile heyecanlandırıyordu. Herkesi bir süreliğine oyalayabilmiştik ama tabi önümüzde artık çocuk yoktu, kötüleştiğini fark etmişlerdi. Böyle bir konuşmaya hiç hazır değildim. "İyiyim işte güzelim" dediğinde, Yaman'ın yutkunduğunu görmüştüm. Yalan söylemeyi hiç sevmiyordu ama kimseyi de üzmek istemiyordu. "Bak ilk başta bende Elif abartıyordur falan diyordum ama sen bir kaç aydır tuhafsın Yaman" diye artık kızgınlığa kapılan Cesur, Yaman'ın sertçe ensesini tutmuştu. "Ve Asi biliyor" diye kızan Elif, "en çok kırıldığım şey'de o" demişti gözlerime odaklanarak. Yaman ile birlikte sakladığımız bu sır, baştan beri Elif'le benim arama giriyordu. Yaman kendini Cesur'un ellerinden çektiğinde, "iyiyim ben dedim ya" demişti artık masaya vurarak. Ben gözlerimi kaçırdığımda, Cesur kızmıştı. "Siz bizden ne saklıyorsunuz?" diye sesli şekilde konuştuğunda, Yaman artık ayağa kalkmıştı. Elif ve bende kalktığımızda, içime endişe çökmüştü.
"Cesur beni zorlama" dediğinde, Cesur da ayaklanmıştı. "Konuşacaksınız ikinizde!" diye bağırdığında, şaşırmıştım. Gözleri en çok bana odaklandığında, Yaman dikkati yine üzerine çekmişti. Beni zor durumda bırakmak istemiyordu. Her şey çok hızlı şekilde gelişmişti. "Cesur sakin ol" dediğimde, gözleri sinirden dönmüştü. "Siz ne biçim ailesiniz!" diye bağırdığında, "aile anlayışınızı sikeyim" demişti yere bir tabak atarak. Verdiği tepki belki de biraz korkudandı. Yaman'ın belirsiz durumu onu korkutuyordu. "Seni son kez uyarıyorum" diye sinirine hakim olmaya çalışan Yaman, dişlerinin arasından konuşuyordu. "Asi ve benimle doğru konuş!" diye onu uyardığında, parmağını da havaya kaldırmıştı.
Cesur parmağını indirdiğinde, "neden? Bu çöp evin tapusunu mu satın aldınız?" demişti dalga geçerek. Yaman'ın sabırı zorlandığı için, elini havaya kaldırmıştı. Ben hızlı bir şekilde elini tuttuğumda, başımı sağa sola sallamıştım. "Yaman burada dur!" diye ciddileştiğimde, Cesur şaşırmıştı. "Yok yok tutma, vursun beni" dediğinde, aralarındaki gerilme git gide daha da kötüleşiyordu. "Bak Cesur en iyisi sen bi hava al" diye konuştuğumda, "hadi vursana!" demişti Yaman'ı kaktırarak. Cesur'u tutmaya çalıştığımda, beni yere kaktırmıştı. Şiddetli bir şekilde ellerimin üzerine düşmüştüm. Normalde onu geri dövmeye çalışırdım ama bu sefer o kadar kırılmıştım ki, sadece gözlerimi Cesur'un gözlerinin üstünde tutmuştum. Cesur bana kolunu uzatmaya çalıştığında, Yaman onun elini attırmıştı. Beni çok sevdiği için, bana yapılan haksızlık en çok onun gücüne gidiyordu.
Yaman'ın nefes alış verişi düzensizleştiğinde, her bir soluk için ciğerlerini zorlamıştı. Ne oluyordu? Daha fazla oksijen almak istediğinde, göğsü hızla inip kalkmıştı. Birden yanındaki masaya tutunmuştu. Öksürüğe daha da kapıldığında, göğsü daralmıştı. Elini bana uzatmak istese bile bunu başaramıyordu. Ve birden kalbini tutmaya başladığında, gerçek endişe çökmüştü içime. Yaman yavaşça yere düştüğünde, gözlerim açılmıştı. Cesur aniden pişman olduğunda, yanına eğilmişti. "Yaman" diye onu salladığında, o tepki vermemişti. Elif de korkmaya başladığında, ben anında ambulansı aramıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunun kölesi
Romance"bahse girer misin?" diye konuşan zengin züppe, gözlerini fakir kızdan ayırmamıştı. "Bu kızı bir aya kalmaz, ayarlarım" dediğinde, yüzünde bir sırıtma oluşmuştu... "Ne oldu hizmetçi kız?" "Oyunumu beğenmedin mi?"