Dün akşam olanlardan sonra Erdem bana numarasını vermişti. Eğer o paraya daha hızlı ulaşmak istiyorsam barda şarkı söyleyebileceğimi söylemişti. Tabi ki ben buna anında evet demiştim. Alaz için bile çalıştıysam, bir mekânda şarkı söylemek o kadar zor olmamalıydı. Bugün tüm gün temizlik yapmıştım ama Alaz evde bir kere bile görünmemişti. Acaba kanaması nasıl olmuştu diye merak bile etsem, anında kafamı sallamıştım. Merakın fazlası zararlıydı.
Bar'ın önüne geldiğimde, Erdem'le girişte görüşmüştüm. Yüzü gerçekten tanınmayacak haldeydi. "Erdem!" diye yanına koştuğumda, elimi yüzüne koymuştum. "Ne oldu?" dediğimde, yüzünün şişkinliği yüzünden zor konuşmuştu. "Bilmiyorum birden adamlar geldi" diye konuştuğunda, "hangi adamlar?" demiştim merak ederek. "Asi içeriye girelim bi ilk" dediğinde, ona destek olup yürümüştüm. "Gel oturalım" dediğimde, "keşke evde kalsaydın" demiştim üzülerek. Barmene el hareketi yaptığımda, kafasını onaylarcasına sallamıştı. "Şimdi boğazında kurumuştur" diye endişelendiğimde, "Asi herifler evimi bastı" demişti beni şok ederek. Nasıl olur da ta evine kadar adamlar gelirdi? "Yani evim de artık güvenilir değil" diye konuştuğunda, "birisine mi borçlandın?" demiştim fısıldayarak.
"Hayır" dediğinde, gözündeki morluğu hiç beğenmemiştim. "Bar'ı boşver biz doktora gidelim" diye onu ayağa kaldırmaya çalıştığımda, geri yerine oturmuştu. "Asi hayır" diye konuştuğunda, "herifler beni yine dövmeye gelir yoksa" demişti gözünü tutarak. "Nasıl cani adam bunlar?" diye kızdığımda, "olmaz ama böyle bari ihbar edelim şu piçleri" demiştim onu yine çekişterek. Elimi yavaşça attırdığında, "Asi bu benim ölüm sebebim olur" demişti panikleyerek. "Adamlar birisinin emri altında gönderilmiş belli" diye konuştuğunda, düşünmeye başlamıştım. "Kimin bu kadar gücü var ki?" dediğimde, aklıma sadece arkadaşları gelmişti. Yani Rüzgar yada Alaz'ın birisinin canına bu kadar kast edeceğini düşünemiyordum. "Eski sinirli bir sevgilin var mı?" dediğimde, "hayır yok" demişti kısaca cevap vererek. Ben daha devam düşündüğümde, "tamam boş ver artık" demişti gülümsemeye çalışarak. Elimi minnetar bir şekilde sıktığında, bir yandan da haline üzülmüştüm.
"Senin sesini duymak için geldik buraya" diye konuştuğunda, "o önemli değil şimdi" demiştim onu geçiştirerek. "Morale ihtiyacım var" diye yalvarır şekilde baktığında, "emin misin?" demiştim omzunu elleyerek. Bana sıcak bir şekilde gülümsediğinde, "tabiki kızım boşuna mı geldik bu yolu?" demişti benim kalkmamı isteyerek. İlk kez bu kadar kişinin karşısında şarkı söyleyecektim. Sahneye yol aldığımda, elbisemi biraz indirmiştim. Kayıp durması benim sinirimi bozduğu için, sövmeye başlamıştım. Merdivenlerden çıktığımda, heyecan beni iyice sarmıştı. "Şimdi yeni bir şarkıcımız size güzel bir parça söyleyecek" diye konuşan mekân sahibi benim kalbimin atmasına sebep olmuştu. Mikrofonu sıkıca tuttuğumda, ışıkların daha da yoğunlaştığını hissetmiştim. Sevdiğim şarkıyı başlamak için, nefesimi toplamıştım.
Bazen bana gelir, gider seni dert etmeler
Seni rüyalarımda hapsetmeler
Yıldızların hırsızları mı var?
Tutamam, tutamam, hep yeni bir gün doğarBaşka bir evrende, en güzel hâlinle
Sen hayata karış, ben daha da biteceğim
Kırgınım kendime, üşüyorum gölgende
Henüz bilmesen de belki bir gün gideceğim...Performansın sonunda, hepsi ayağa kalkmıştı. İnsanlar sesli şekilde alkışladığında, sevinçten gözlerim dolmuştu. Eğer fakir olmasaydım başka bir evrende çok tanınan bir ünlü şarkıcı olabilirdim. Gülümsediğimde, birden birisi daha da sesli alkışlamaya başlamıştı. Işık yüzünden kim olduğunu göremediğimde, "bravo asi kız" demişti o kişi. Alaz. Artık gözlerimi döndürdüğümde, "nasıl güzel sesi var değil mi?" demişti diğerlerine dönerek. Herkes Alaz'a seslenerek katıldığında, ıslık bile öttüren olmuştu. Ben artık merdivenlerden indiğimde, Alaz ile çarpışmıştım. "Ne o?" diye fısıldadığında, "temizlikçilik kariyerinin sonu mu geldi yoksa?" demişti pasif agresif bir şekilde. "Çekil" dediğimde, "yalnız bu fakir halinle biraz zor olur" demişti benim hevesimi kaçırarak. Alaz kolumu tuttuğunda, Erdem yanımıza gelmişti. "Oh yalnız da gelinmemiş" diye ona döndüğünde, gözündeki nefretini görmüştüm. Arkadaşına bile bu kadar hırslanan birisi bana neler yapmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunun kölesi
Romance"bahse girer misin?" diye konuşan zengin züppe, gözlerini fakir kızdan ayırmamıştı. "Bu kızı bir aya kalmaz, ayarlarım" dediğinde, yüzünde bir sırıtma oluşmuştu... "Ne oldu hizmetçi kız?" "Oyunumu beğenmedin mi?"