-20

682 29 88
                                    

Alaz.:
Önümde bornozunu açan sarışın saçlı kadın, altında güzel bir gecelik saklamıştı. Benim oyalanmaya ihtiyacım vardı bu gece ve evin boş olması her şeyi daha da kolaylaştırmıştı. Güzel kadın kendi vücudunu sergiledikten sonra, yavaşca kucağıma oturmuştu. Tahrik olmuş bedenemi eklenen yük, benim kısa süren bir ses çıkarmama neden olmuştu. Kadının sarı saçlarını arkaya taradığımda, flörtöz şekilde gülmüştü. "Yakalanmaktan korkmuyorsun, değil mi?" diye konuştuğunda, sırıtmaya başlamıştım. "Korkmak sadece güçsüzlüğün bir eşanlamıdır" demiştim. Kadın kolunu boynuma sardığında, dudaklarına bakmıştım. Onun dudaklarını şu an özlememeliydim. Hayır o şu an sevgilisiyle mutlu şekilde eğleniyordu. Kendime odaklanmalıydım.

"İşte bu yüzden herkes senden etkileniyor Alaz" diye devam ettiğinde, dedikleri hoşuma gitmişti. Egomu yükselten cümleler beni daha da zevke getiriyordu. "Ne kadar etkilendiğini göster bence" dediğim an, kadın sırıtmıştı. "Vakit kaybetmeyelim diyorsun yani?" diye konuştuğu an, dudaklarıma yaklaşmıştı. İçten içe emin olmamam hoşuma gitmiyordu. Kadın aniden dudaklarıma yapıştığında, düşüncelerimi bir yana bırakmak istiyordum. Şu an önemli olan zevkim olmalıydı. Kadın benden daha hazır olduğu için, direkt dilini ağzıma sokmuştu. Bu anı beklediği çok belli oluyordu. Bende karşılık verdiğimde, eli ensemin üstüne çıkıp, inmişti. Üstündeki geceliğin iki tarafını da indirdiğimde, durum ciddileşmişti. Daha da derinleşen öpüşmemiz, bitmek bilmiyordu. Sonunda pantolonumun kemerine uzandığında, gülümsemişti. Kısa bir süre dudaklarımdan ayrıldığı an, "seni birisi neden istemesin anlamıyorum" demişti nefessiz şekilde. Bu laflar içimde kötü hislerimi tetiklemişti. Asi beni istemiyordu ve bu beni sinirlendiriyordu.

"Kalk" diye sakin şekilde konuştuğumda, kadının kafası karışmıştı. Ben kendi ellerimle iki inen askılarını kaldırdığımda, kafasını yan tarafa eğmişti. "Anlamadım Alaz?" diye konuştuğunda, eline çıkardığı bornozu uzatmıştım. "Yanlış bir şey mi söyledim?" dediği an, "yoksa şaka mı yapıyorsun?" demişti beni anlamaya çalışarak. "Git diyorum, anlamıyor musun?" diye konuştuğumda, onu iki kolundan tutup ayağa kaldırmıştım. Sakin halimi bozmadan, kadının odayı terk etmesini beklemiştim. Şaşkın şekilde önümde durduğunda, "Alaz bunu yapamazsın" demişti nerdeyse ağlayarak. "Bana bu şekilde davranmanı izin vermem" diye devam ettiğinde, odanın kapısını da açmıştım.

Ciddi olduğumu anladığında, gözleri dolmuştu. Ne yapacağını şaşırdığı için, bornozu üzerine geçirmişti. Gitmeden önce bana dönüp, dişlerini sıkmıştı. Aniden ağzıma bir tokat yapıştırdığında, gözlerimi çevirmiştim. "Hadi" diye halen gitmesini beklediğimde, "bunun bedelini ödeyeceksin Soysalan!" demişti parmağını kaldırarak. "Öyledir kesin" dediğimde, hızlı şekilde merdivenlerden inmişti. Kapımı açtığında, "geber git" demişti son kez bana yönelerek. "Amin" diye güldüğümde, umursamaz şekilde oturma odasına yol almıştım. Kapımı sonra sertçe kapattığında, sakin şekilde merdivenlerden inmiştim. Bana sürpriz olanı, aşağıda bulunan Çağla ve Rüzgar'dı. Bu işte hiç hoşuma gitmemişti. "Nasıl girdiniz evime?" diye sorduğumda, Rüzgar arka bahçeye göstermişti.

"Başka zaman bir çılgınlık yapıp, zile de basabilirsiniz" diye ironik şekilde konuştuğumda, Çağla gözlerini döndürmüştü. Onun bana halen küs olduğunu biliyordum ama özür dilemeye hiç niyetim yoktu. Kendi arkadaşına sahip çıksaydı, bunların hiç biri olmazdı. "O ağlayan kadın kimdi?" diye soran Rüzgar'a cevap vermediğimde, Çağla kafasını sallamıştı. "Kim olacak?" dediğinde, bir kaşımı kaldırmıştım. "Yine yeni kadınlarından birisi" diye konuştuğunda, sinirli olduğunu belli etmişti. "Neden kızgınsın?" dediğimde, "sevgilim mi var?" demiştim durumu anlamayarak. "Bilmeden birisini mi aldattım?" diye konuştuğumda, koltuğuma atmıştım kendimi. Ayaklarımı da masaya koyduğumda, Çağla'yı iyice kızdırmıştım.

Oyunun kölesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin