"Şu cadılar bayramı saçmalığı da nereden çıktı?" diye konuştuğumda, "bide bize kıyafet yollamış şaka gibi" demiştim odada dört dönerek. Artık Cesur'un kafası da döndüğü için, beni iki omzumdan tutmuştu. "Asi sakin ol" diye ciddi şekilde konuştuğunda, elimdeki poşeti yere atmıştım. "Bunları bizi küçük gördüğü için yapıyor!" dediğimde, Elif beni onaylamıştı. "Cesur, Asi haklı" diye o da kızdığında, Cesur artık ikimize dönmüştü. "Bu bizim mesleğimiz" dediğinde, derin bir nefes çekmiştim. "Ben salak gibi giyinip, millete makara malzemesi olmak için başlamadım" demiştim keskin bir şekilde. "Hele bu Alaz denilen mazoşist pisliğine palyaço olmak için hiç girmedim, anladın mı?" diye son kez konuştuğumda, kendimi tuvalete kapatmıştım. Her şey üstüme geliyordu.
"Asi" diye kapıyı tıklayan Cesur birden ses tonunu değiştirmişti. "Bu bir parti" dediğinde, uzun bir soluk vermişti. "Ve herkes öyle giyinecek" diye devam konuştuğunda, aynada kendi yüzümü analiz etmeye başlamıştım. Alaz yüzünden gerçekten kendimi sorgulamaya başlamıştım. Hissettirildiğim kadar değersiz miydim gerçekten? "Yaman ölüyordu asi" diye devam ettiğinde, biraz burnunu çektiğini duymuştum. Cesur'u ilk defa bu kadar duygusal yakalamıştım. "Benim yüzümden ölüyordu" dediğinde, bu travmayı atlatamadığını anlamıştım. "Ve ben en azından yaptığımı telafi edip, o tedavi için parayı toplamak istiyorum" diye konuştuğunda, gözlerim dolmuştu. Onun da dertleri vardı ama biz hiç dinlememiştik. Kısa bir sessizlikten sonra "Yaman hiç düşünmeden Umut için ateşlere dalmıştı" demişti benim ağlamamı sağlayarak. Umut sakat kalmıştı o günden sonra ama en azından bir süreliğine yaşatabilmişti onu. Elinden gelenini yapmıştı kardeşi için. Şimdi sıra bizdeydi. Cesur haklıydı ama bıkmıştım çöp gibi ordan oraya atılmaktan. Belki patronum olmasa, katili bile olurdum.
Kapının kilidini açtığımda, Cesur'un kollarına doğru koşmuştum. İkimiz de ağlıyorduk şimdi. Elif ise bu durumu kıskandığı için, ikimize birden sarılmıştı. "Ne olursa olsun" diye nefes verdiğimde, ikisi de pür dikkat beni dinlemişti. "Size yemin ediyorum ki, gerekirse sizin için ölürüm" dediğimde, Elif'in gözleri dolmuştu. "Iyhh" diye konuştuğunda, duygusal tarafını saklamıştı. "Çok klişe olmadı mı bu?" dediğinde, kafasının arkasına vurmuştum. O da benim için ölürdü bundan emindim ama böyle sözlere karşılık veremiyordu işte. "Hadi giyinelim artık ve atlatalım bu geceyi" diye konuşan Cesur, onay için yüzümüze bakmıştı. Kısa bir süre ardından yutkunup, poşeti elime almıştım.
Elimdeki incelediğim kostümü belki ölsem bile giyinmezdim. Ama giyinmek zorundaydım artık. "Size ne almış?" diye diğer odalara doğru bağırdığımda, "bana öcü kostümü vermiş" demişti Cesur pişmanlık içinde. "Ama gerçekten çok beleş duruyor" diye siniri bozulduğunda, Elif de diğer odadan bağırmıştı. "Bana gerçekten cadı kostümü almış" dediğinde, "en azından rahatsız edici değil" demişti sevinerek. "Bana kedi kostümü almış" diye bağırdığımda, ikisi de şaşırmıştı. "Ne? ne alaka be?" dediklerinde, "bu korkutucu değil ki?" demişti Cesur bağırarak. "Alaz ve tuhaf fantezileri işte ne sorguluyorsun" dediğimde, "Yaman'a bu olaydan bir kelime bile etmiyoruz" demiştim kostümün içine girerek. "Yoksa gider Alaz'ı boğar bu sefer" diye konuştuğumda, saçlarımı da açık bırakmıştım. Kedi kulaklı tacı taktığımda, kırmızı rujumu da sürmüştüm. Saçmaydı biliyordum ama tuhaf bir şekilde güzel olmuştu.
Üçümüz odamızdan çıktığımızda, birbirimize bakıp, gülmüştük. "Rezil gerçekten" diye gülmekten nerdeyse yere düşen Elif, Cesur'un kötü kostümüne daha da gülmüştü. "Seni gerçekten gram sevmiyor" dediğinde, karnını tutmuştu artık. Cesur aramızda en kötü görüneniydi ama biz üzülmek yerine artık bunları kabul etmiştik. "Aman sevmesin".
——————Alaz'ın evinde——————————
Müzik hiç olmadığı kadar sesliydi ve kimin kim olduğunu kostümler ve maskelerden dolayı anlayamamıştım. Ceketimi çıkardığımda, derin bir nefes almıştım. Ne olursa olsun, hiç gülümsemeyi kesmeyecektim. Tabaklara doldurduğum abur cuburlara odaklandığımda, Elif şekerlemeleri eline almıştı. "Rüzgar piçi önüme gelirse, şu süpürgeyi kafasına geçiririm" diye güldüğünde, bende gülerek susmasını istemiştim. Birisi duysaydı kötü sonuçlanabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunun kölesi
Romance"bahse girer misin?" diye konuşan zengin züppe, gözlerini fakir kızdan ayırmamıştı. "Bu kızı bir aya kalmaz, ayarlarım" dediğinde, yüzünde bir sırıtma oluşmuştu... "Ne oldu hizmetçi kız?" "Oyunumu beğenmedin mi?"