ay sınırı geçmişiz hem de giz 27k olmuş!!! çok teşekkür ederimmm
sınır: 120 oy, 70 yorum
keyifli okumalar<3
**
Sınıfa girdiğimde ardımdan Ediz girmişti. Az önce tartışmamışız gibi gülümseyerek yanıma oturdu ve saçlarımı parmağına doladı. "Seni çok özledim bebeğim." dedi sesini hafif yükselterek. Ardından ekledi. "O sitede sana iftira atanları da bulacağım, hiç merak etme."
Bende ona yalandan gülümsedim. Sınıfın bize baktığından şüphem yoktu. "Bulacağından eminim sevgilim."
Birkaç dakika geçmeden Ensar gelmişti yanımıza. Sormadan yanımıza oturduğunda kaşlarımı çattım ama bişey demedim. Ensar ilk başta Ediz'e baktı, ardından bana döndü. "Sitede yazılanları gördüm," dedi ellerini birleştirerek. "Ve gerçek şu ki, Ediz'le Efsun hiç bir zaman sevgili olmadılar. Yazılanlar bariz yalan, sana iftira atmak istedikleri belli yani."
Kaşlarım şaşkınca havaya kalktı. Ediz Ensar'a hitaben "Seviyesizlerin aptalca komik olduğunu sandıkları şakaları işte," dedi. "İftira atıp oynamak istiyorlar ama ben onlara oyun nedir göstereceğim, hiç merak etmesinler."
Ensar gülerek Ediz'in omuzuna vurdu. Ardından tekrar bana döndü. "Sana da biraz kötü davranmıştım Gizem, kusura bakma lütfen. Efsun'a uyunca aklımız başımızdan gidiyor ya."
"Efsun'a uyunca mı?" dedim şaşırarak. "Ediz yüzünden beni zorbalamamış mıydınız?"
"Ediz mi?" Suratını buruşturdu. "Ediz'le ne alakası var? Efsun'un gözüne kestirdiği kızlardan birisiydin işte. Bu yüzdendi."
"Gerçekten sana defalarca dememe rağmen inanmıyorsun bana sevgilim," dedi Ediz yüzümü kendisine çevirerek. "Seni seviyorum, neden senin okulda kötü hissetmeni sağlayayım ki?"
Dudaklarımı büzdüm. "Ne bileyim? Bir nedeni olmak zorunda mıydı?"
Onu aşağılamışım gibi baktı bana. "Bir nedeni olmak zorunda mıydı, mı? Seni zorbalasaydım eğer -ki öyle bir şey yapmadım- bir nedeni olurdu elbette. Neden kafadan kontakmışım gibi davranıyorsun bana?" Ardından Ensar'a döndü. "Bizi yalnız bırakabilir misin?"
Ensar aceleyle kalktı. "Tabi."
Ediz hızlıca bana döndü Ensar yanımızdan gittiği anda. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!"
"Ne yapmışım?" dedim ona kafa tutarak.
"Mal mal konuşuyorsun Ensar'ın yanında," kısık bir sesle mırıldandı. "Bizim sevgili olmadığımızı anlayabilirdi."
"Sana defalarca söyledim, Ediz." Dudağımı yalayarak devam ettim. "Sevgili olmamız bir işe yaramıyor. Dün, bunun kanıtıydı."
"Dünü hatırlatıp durmana gerek yok Gizem. Sana dedim, yazanları bulacağım ve üzerindeki bu iftiradan kurtulacaksın diye."
"Bulacağını hiç sanmıyorum Ediz. Şu ana kadar umurunda olmadı, şimdi mi olacak?"
"Şu ana kadar umurumda olmadı mı?" dedi sesini hafifçe yükselterek, ardından yine kıstı. "Bir sik bildiğin yok, ağzından çıkanı kulağın duysun."
"Yalan mı?" dedim sinirlenerek. "Beni korumaya çalıştığın falan yok. Güzelim diye falan yapıyorsundur kesin."
"Evet güzelsin ama bunun konumuzla alakası ne?" dedi Ediz anlamayarak.
Laf arasında bana güzel olduğumu söylemesini görmezden geldim. "Güzelim diye beni sevgilin yaptın diyorum, bu dedikodulard ve zorbalıktan korumak için değil."
Dilini, bir şey söylemek istiyormuşcasına dişledi ama cevap vermedi. "Bana nasıl güveneceksin?" dedu gerçekten merak ediyormuş gibi. "Sana söylediklerimde ciddiydim, Gizem. Sana yalan söylemiyorum." Gözlerini yumdu. "İki haftaya kadar bu zorbalıklardan kurtulacağına söz veriyorum."
"İki hafta sonra ayrılıyor muyuz o zaman?" diye sordum alayla.
Kaşlarını çattı. "Ayrılmak mı?" dedi anlayamayarak. "Öyle bir şey demedim."
"Ama zorbalanmamam için sevgiliydik hani?"
"Yine de üç ay boyunca sevgilim olman uzere anlaşmıştık." dedi.
"Bu çok saçma," dediğim sırada "Buna sonra devam edelim," dedi gözlerini sınıfa gelen hocaya çevirerek. Hoca herkesin ayağa kalkmasını söylediğinde bu cümleyi kurmuştu.
Yerlerimize tekrar oturduğumuzda hoca yoklamayı almaya başladı. Sıra bizi gelip gectiginde Ediz, kolunu sandalyemin arkasına attı ve, "Okul çıkışı benimle gel bugün." dedi. "Reşitsin değil mi?"
"Reşit olmamı gerektirecek bir yere mi gideceğiz?"
"Evet," dedi. Ardından ekledi. "Yani, sayılır. Benimde orada olmamam gerek ama kuralları çiğneyesim geldi bugün."
"Ne kuralları?" diye sordum. Bana yandan bir bakış attı. "Şirketin kuralları."
"Anlayamadım?"
"Babamın yerine geçeceğim şirketin kurallarından bahsediyorum Gizem," diye homurdandı. "İçki içmek, barlarda bulunmak ve yasal olmayan işlerle ilgilenmek yasak. Okulum bitince okuyacağım üniversite ile beraber şirketi yöneteceğim. Anladın mı şimdi?"
"Anladım," diye mırıldandım. "Zor olmalı."
"Eh, bazen bıkmıyor değilim," dedi gülerek. "Bıktığım zaman da yasakları çiğniyorum işte."
"Peki bugün hangi yasağı çiğneyeceğiz?" diye sordum.
"Bugün mü?" Düşünüyormuş gibi yaptı. "Üçüncü yasağı."
"O hangisiydi?"
"Yasal işlerden uzak durmak." Güldü. "Bugün tüttüreceğiz de biraz."
"Kimlerle?"
"Orada tanışırsın," dedi elini umursamazca havada sallayarak. "Geliyorsun değil mi?"
"İlla cevabı benden duymak istiyorsun değil mi?" diye sordum homurdanarak. Bana sırıttığı sırada "Evet, tamam. Geleceğim." dedim.
"İkinci yasağımı seninle çiğneyeceğim," dedi sırıtarak. "Aklıma bile gelmezdi."
"İkinci mi?" Daha fazla kez bu bahsettiği yasakları çiğnemiştir diye düşünmüştüm. "İlki neydi peki?"
Gözleri donuklaştı, hatırlamak istemediği bir şeyi hatırlamışım gibi bir his oluştu içimde. Aniden kendimi suçlu ve kötü hissettim. "Ben... kusura bakma. Sormak haddime de–"
"Çok sevdiğim birini kaybetmiştim," dedi sözümü keserek. "On iki yıl önceydi. On iki yıl oldu onu kaybedeli. İki buçuk ay sonra da on üç yıl olacak." Yutkundu. "Daha sonrasında babam bana ilk şirketten bahsettiğinde ve bunu istemediğimi söylediğimde–"
"Siz arkada ne konuşuyorsunuz öyle?" dedi dersimize giren hoca. "Gizem, kalk oradan kızım. Geç şu öne."
Dikkatim Ediz'den kopup hızla hocaya çevrildiğinde utançla başımı eğmiş ve yerimden kalkıp gösterdiği yere oturmuştum. Azıcık daha bekleyemez miydi bu hoca da Ediz sözünü bitirseydi? Tam da merak ettiğim şeyi öğrenecektim.
Dersin bitimine kadar aklımı bu düşünceler sarmıştı. Ediz'in bahsettiği kişi kimdi? İlk çiğnediği yasağın sebebini on iki yıl önce kaybetmişken nasıl olurdu da sonrasında yasağı çiğneyebilmişti? Babası yakalamış mıydı, çok kızmış mıydı ona? Peki sonra o kişiye ne olmuştu? Şu an neredeydi? Ya da... kaybettim derken öldüğünden mi bahsediyordu yoksa sonsuza kadar göremeyeceğinden mi?
Bu soruların cevabını elbette öğrenecektim, er ya da geç.
________________
diğer bölüm UZUN olacağı için bu bölümle birlikte idare eder olur diye düşünüyorum 🥺🥺 kısa olduğu icin kusura bakmayin...
ayrica cok çabuk yazmak istiyorum artık şu heyecanlı ve bol olaylı kısımlara gelelim de... siz de rahatlayın bende🤭

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZ | Texting
Short Story"Bu anlaşmanın tek taraflı olacağını düşünmemiştin öyle değil mi?" diye sordu. "Alt tarafı bir ödev. Anlaşma bile değil!" diye yakındım istemsizce. "Tek başıma yapabilsem yapardım zaten." "İşte sorun da burada zaten. Tek başına yapamazsın." Sıkıntıy...