0.3

7K 428 97
                                        

içime yazma perileri geldi, saka midir? bu kurgumu neden birakmisim anlamiyorum, kesinlikle devam etmem gerektiginin farkina vardim ve hoopp bir seylere ara versem de burdayim canlar.

cunku fikirlerimden cok çabuk vazgecen biriyim ajbdnchdjd

neyse canlar keyifli okumalar<3

Sabah alarmımın sesiyle esneyerek gözlerimi açtım ve yatakta oturur pozisyona geldim. Çoğunlukla planlı birisiydim, ne yapacağımı haftalar öncesinden günü gününe hazırlar ve yapardım, çünkü bursluydum ve elimde başka çare yoktu.

Zengindim ama bu, öz ailemin zenginliği değildi. Öz ailem beni küçükken bir yetimhaneye bırakmıştı, yani benim bildiğim buydu. Şu anki ailem ise üveydi ve annem olacak o kadın bana para harcamak istemediğinden burslu okuyordum. Babam ise annemle aynı fikirde değildi, ne de olsa ikisi benim tüm ihtiyaçlarımı bilerek beni evlat edinmişlerdi ve annemin şimdi bana bakmak istememesi bile babamı sinirlendirmeye yetiyordu.

Ailemde sorun yaşadığım tek kişi annemdi, onun dışında üvey bir abim ve benden bir yaş küçük kız kardeşim vardı ve onlarla bir sorunum yoktu aksine, birbirimize gerçekten abi-kardeşmişçesine yardım ediyorduk. Burslu olmamın sebebiyse zaten annemdi, babama kalırsa o bu kadar çalışmamı da doğru bulmuyordu, arkadaş edinip biraz gezmemi istiyordu kısacası.

Kız kardeşim Esila 17 yaşındaydı, kendisiyle aynı okulda da değildik bu yüzden okulda yaşadığım sorunların farkında değildi. Bunun yanısıra ikimizde birbirimize isimlerimizle hitap ederdik ve bu, bana göre, aramızdaki samimiyetin başlıca etkeniydi. Esila'yı zaten kardeşten çok bir arkadaş gibi görüyordum. Onların arasına küçükken katılmama rağmen beni kıskanmamış, aksine gerçek bir arkadaş olmuştu. Tabi bazen atıştığımız oluyordu ama bu da çok önemli değildi.

Abim yani Esat ise 20 yaşındaydı. Klasik gençler gibiydi, çapkın ve flörtöz. Babamın şirketinde babamın yanında çalışıyordu. Geçen günlerde annemin bana olan tavrı yüzünden kavga etmişlerdi ve anneme tavır almıştı ve bu benim fazlaca moralimi bozuyordu. Annem de ara ara gelip beni tehdit ediyor, bu ailede hiç bir zaman yerimin olmadığından bahsedip duruyordu. Kendime takmamamı söylüyordum ama son günlerde içime öküz gibi oturmuş, düşünmemi sağlamıştı.

Sonuçta üvey olan kişi bendim ve beni sevseler bile paralarını bana harcamak istemeyebilirlerdi, bu gayet normaldi. Onlara yük olmamak için para istemiyordum ancak babamın hesabıma yüklediği paranın annem farkındaydı ve bu onun bana daha çok sinir olmasını sağlıyordu.

Neyse ki bugün annem güne gidecekti ve akşam eve geleceğimde ev sessiz olacaktı ve bu sessizlikte dersime daha çok odaklanabilecektim. Annemin sözleri çoğunlukla odağımı bozardı çünkü.

Babam ve Esat ise muhtemelen işteydi, Esila ise uyuyordu. Ben ise şu proje ödevi için Ediz'le buluşmaya hazırlanacaktım.

Tuvalet gidip ihtiyaçlarımı giderdikten sonra odama tekrar dönüp dolabımı karıştırdım. Klasik bir bol açık mavi bir pantolon ve beyaz bir tişört giydim. Makyaj masamın önüne geçip makyaj yaptım, kapatıcıyı göz altlarıma uyguladım çünkü dersler yüzünden geç yatıp erken kalkıyordum ve bu haliyle göz altlarıma da yansımıştı. Kirpiklerimi kıvırdıktan sonra rimel sürdüm. Dudaklarıma da koyu pembe bir gloss sürdüğümde makyajım bitmişti.

Fizik dersinden proje aldığımız için birkaç konumuza ait fasikül ve defter ile kalemliği çantama koydum. Ardından dudağıma sürdüğüm glossu da yanıma alıp odamdan çıktım.

Merdivenlerden inip mutfağa geçtim; ev dublexti. Üst katta Esat, Esila, benim odam ve bir tane de boş bir oda vardı. Alt kat ise annemle babamın odası, salon ve mutfaktan oluşuyordu. Herkesin kendi odasında ebeveyn banyosu vardı ve buna ek her katta bir tane de tuvalet vardı.

Mutfağa geçtiğimde su şişesine su doldurdum ve çantamın içine koydum. Ardından kısaca bir şeyler atıştırıp geri odama çıktım ve dişlerimi fırçaladım. Şarjdaki telefonumu da aldıktan sonra merdivenleri tekrar inip kapıyı açtım ve ayakkabılarımı giydim. Daha sonra yoldan geçen bir taksiyi çevirdim ve bindim. Ehliyetim vardı ancak annem yüzünden babam araba almamıştı daha doğrusu alamamıştı. Ama 19 yaşıma bastığım anda alacağını söylüyordu, yani birkaç ay vardı.

Taksi ayçiçeği kafenin önünde durduğunda parayı ödeyip taksiden indim ve kafeye girip boş bir yere oturdum. Ardından Ediz'e yazmaya başladım.

Gizem: Ben kafedeyim Ediz.

Gizem: Sen neredesin? Çok bekletmezsin umarım.

Gizem: Çünkü şu ödevi bitirip hemen kurtulmak istiyorum. (09:48)

Mesaji atıp beklemeye başladığımda garson gelip, "İstediğiniz bir şey var mı?" diye sordu.

"Bir arkadaşımı bekliyorum, daha sonra alabilirim." dediğimde kafasıyla onaylayıp yanımdan ayrıldı.

-

Tamı tamına bir saat olmuştu Ediz'i bekleyeli. Sözde saat 10'da burada olacaktı ve bana erken gelmemle ilgili bir şeyler zırvalayıp durmuştu. Şimdi ise o gecikmişti ve beklemekten hiç hoşlanmazdım. Sinirlerim daha çok geriliyordu.

Gizem: Tahminen ne zaman gelmeyi düşünüyorsun, pardon?

Gizem: Bir saati geçti beklediğim, farkındasındır umarım Ediz.

Gizem: Bir de bana o kadar laf söylüyordun geç gelmememle alakalı. (10:54)

Ediz: sana da günaydın gizem (11:03)

Gizem: Günaydın mı? GÜNAYDIN MI?

Gizem: Beş dakika içinde burada olmazsan seninle fazlaca bozuşuruz Ediz.

Ediz: tamam ya zırlama. geliyorum 15 dakikaya.

Gizem: Beş dakika Ediz.

Ediz: boş yapma gizem geleceğim tamam

Ediz: bitecek o proje ödevi anladık

Ediz: biraz daha bekleyiver

görüldü.

Ediz'e cevap vermeden telefonumu masamın üzerine koydum ve ayağımı sallamaya başlamıştım. Biraz daha bekle diyordu ya! Bir saat beklemiştim, hala bekle diyordu!

Gözlerim sinirle etrafta gezinirken kafeye Efsun'la Ensar girdi. Onlar ne alakaydı? Başka yer bulamamış mıydı da buraya gelmişlerdi?

Gözlerimi kaçırarak biraz daha bekledim Ediz'i. On dakika sonra kapıdan Ediz girince derin bir nefes verdim. Sonunda gelebilmişti!

Gözleri etrafta dolandı, ardından bana değdi, daha sonra ise Efsun'la Ensar'ı gördü. Bana tekrar bakmadan Efsun'la Ensar'ın yanına gitti.

Bu çocuk benimle dalga mı geçiyordu?

Buluşmamıza bir saat geç gelmişti, üstüne üstelik yüzüme bile doğru düzgün bakmadan onların masasına geçmişti.

Fizik projesini onunla yapmak kesinlikle hataydı. Tek başıma olmalıydım. Okulda fizik hocamızla konuşup tek başıma yapmayı deneyecektim. Ediz'in ilk buluşmadan olan tavrı zaten onun bu ödeve verdiği önemi fazlasıyla gösteriyordu; önem falan verdiği yoktu yani.

Sinirle çantamı topladım ve masadan kalktım. Boşu boşuna gelmiştim, vaktimi çalmıştı. Kafeyi hızlıca terk ettiğimde son duyduğum şey sandalyenin düşme sesi ve arkamdan gelen hızlı adımlardı.

özlemiş miyiz??

ben kitao yazmayi çok özlemişim gerçekten yaaa :((( hele bu ikiliyi fena bir şey yapicam iyi izleyin😍

12.04.2024 <3

GİZ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin