selamlarr. profilimde duyurmustum ama görmeyenler vardır diye buraya da yazayım. artık çalışmaya başladığım için vaktim olmuyor bölüm yazmak için :(( hafta sonları atabilirim ancak.
keyifli okumalar (duzenlemeden paylasiyorumm)
-
Arabanın içini müzik sesi doldurmuştu.
Neredeyse yarım saattir yoldaydık ve nereye gittiğimizi anlayamamıştım. Yaklaşık 10 dakika önce babama geç geleceğime dair bir mesaj atmak zorunda kalmıştım çünkü Ediz varacağımız yerin uzak olduğunu söylemişti. Allah'tan bugün Cuma günüydü de yarın için okula gitmek zorunda kalmayacaktık.
Müziği de araba yolculuğu sıkıcı geçtiği için açmıştım. Ediz bunun hakkında bişey demediği için de kafama göre açıyordum şarkıyı. Playlistim de çok karışıktı; chase'den drake'e, ordan billie'ye atlarken araya yyk sıkışmış, ordan da 6arelyhuman'a geçmişti. Arada rastgele hâlâ dinlemeyi sevdiğim 90'ların şarkılarından varken onları şu an da dinlemek beni biraz utandırsa da Ediz laf etmediği için şarkıyı çevirmemiştim.
"Ne zaman varacağız artık?" diye sordum oflayarak. Sıkılmıştım artık.
"Beş, on dakika kaldı." diye kısaca yanıtladı o da beni. "Yarın için işin var mı?"
"Hayır," Ders çalışmak dışında yoktu tabi. "Neden ki?"
"Fizik performansı için," diye yanıtladı beni Ediz. "Bitirmemiz gereken bir performans ödevi vardı, unuttun mu?"
"Onun için yaptığım araştırmayı bitirmeme az kaldı zaten," dedim. "Sen kendi başına bir şey yaptın mı?"
Soruma cevap vermeden, "Araştırmayı bitirmene az mı kaldı?!" diye sordu şaşkınca. "Ben daha dün yarım saatcik falan bakabildim!"
"Kendi kendine hiç bir şey yapmadın mı Ediz?" diye sordum.
Kafasını önüne çevirdi, az önce hafifçe bana dönüktü oysa ki. "Cevap versene," diye direttim. "Tüm araştırmayı benim yapacağımı falan mı sanıyordun?"
"Yok valla ondan değil," dedi Ediz. "Yani yapasım gelmemişti o yüzden. Sıkıcı hem."
"İyi de kaç hafta önce buluşmuştuk biz." Üç hafta olmak üzereydi o günden bu güne. "Cidden hiç bişey yapmadın mı? Sen harbiden nasıl yüksek alıyorsun anlamıyorum ben."
"Aman canım, o kadarına kafa yorma sen," dedi alayla. "Bu arada instagramdan niye isteğimi kabul etmedin?" diye sordu.
Kaşlarım çatıldı. "İstek mi attın?" diye sordum telefonumu çıkarıp. "Ne zaman? Görmemişim."
"Size gelmeden önce atmıştım," dedi Ediz. "İnsanlar bizi sevgili olarak bilecek sonuçta. Takipleşmememiz çok saçma olur."
Ediz'in isteğini kabul ettiğimde hesabına girdim. Ağzımdan istemsiz bir, "Oha." kelimesi dökülürken, "Bu ne Ediz?" diye sordum. "Niye bu kadar takipçin var senin?" 8 bin küsür falandı. VE İKİ BİN TAKİP ETTİĞİ VARDI. İKİ. BİN.
"Oradan buradan aile arkadaşları falan," dedi elini havada sallayarak. "Hem bu öyle şirket için bir hesap. Diğer hesabımdan da seni arattım ama çıkmadın. Onu soracaktım sana."
Tabi ya. Ediz ve diğerlerini ben engellemiştim ki.
"Engellemiş olabilirim belki," dedim sırıtarak. Hesabımdan engellediğim kişilere girdim ve Ediz'i buldum. "Açsam mı ki?"
"Yani, aç. Neden açmayasın ki? İnsanlar her yerden beni takip etmediğini görürlerse inanmazlar sevgili olduğumuza." dedi.
"İyi," dedim engeli kaldırıp istek atarken. "Açtım engeli."
![](https://img.wattpad.com/cover/353911080-288-k925896.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZ | Texting
Cerita Pendek"Bu anlaşmanın tek taraflı olacağını düşünmemiştin öyle değil mi?" diye sordu. "Alt tarafı bir ödev. Anlaşma bile değil!" diye yakındım istemsizce. "Tek başıma yapabilsem yapardım zaten." "İşte sorun da burada zaten. Tek başına yapamazsın." Sıkıntıy...