(12.BÖLÜM) -SIRLAR-

5 0 0
                                    

Geçmişi unutup geleceğe bakmanın tam sırasıydı. Eren ve Ekin ayrılmıştı. Ekin ayrıldıkları için Eren'le aldıkları işi geri teslim etmişti. İkiside gururlarına sadece "Senden ayrılmak istemiyorum." cümlesini kuramayacak kadar yenik düşmüşlerdi. Fakat kader kalpleri bir kılınca bir daha dönüş yoktu.

Ekin, Mehmet'in isteği üzerine Eren'den ayrılmıştı fakat Mehmet'den intikam almak istiyordu. Ekin, Mehmet'i biraz araştırmıştı fakat bulabildiği tek şey Mehmet'in eski düşmanıydı. Ekin onunla görüşmeye gittiğinde, Mehmet'in arkadaşı Salih Ekin'e, Mehmet hakkında hiç birşey söylememişti. Çünkü Mehmet'den korkuyordu. Ekin Salih'in Mehmet'den korktuğunu anlamıştı ve Salih mutfağa gidince onun telefonunu karıştırmaya başladı.

Ancak telefonda şifre vardı fakat telefon parmak iziylede açılabiliyordu. Salih elinde 1 su bardağıyla gelirken, Ekin Salih'in parmak izini almak için Salih'in verdiği suyu onun üstüne döktü. Salih üstünü değiştirmek için odaya giderken yanına telefonunu aldı. Salih, Ekin'e başka çare bırakmamıştı. Ekin, çantasındaki uyku ilacını bir tutam pamuğa dökerek Salih'i bayılttı ve parmak izini aldı.

Ekin, Salih'in Mehmet'le konuşmalarına girdiğinde karşısına hiç birşey çıkmamıştı. Ekin büyük bir umutsuzlukla telefonu kapatırken Salih'in Mehmet'i telefonunda nasıl kaydettiğini gördü. Ekin şoka uğramış gibi dengesini tutamayıp yere düşmüştü. Gözlerinden damlalarca gözyaşı akarken öğrendiği bu sırrı Eren'e nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.

Ama Ekin bu sırrı saklamak yerine açık açık söylemeyi tercih etti ve telefonuyla  Salih'in telefonunu çekip evine doğru yol aldı.

Ekin tam Eren'in evine gitmek için tam kapıyı açtığında karşısında Mehmet'i gördü. Ekin, "işim var, sonra gelirsin." dedi fakat Mehmet Ekin'i dinlemeyip, arkasından silahını çıkartıp, Ekin'e doğru hedef aldı. Ekin refleks olarak birkaç adım geri adım atsada Mehmet'den korkmuyordu. Ekin Mehmet'e, "Anlaşılan eski düşmanın Salih sana bazı şeyler söylemiş. " dedi.

Mehmet, "Sen kiminle oyun oynuyorsun ki? Beni kendi çocuksu planlarınla alt edebileceğini mi düşündün? " diye sordu kahka atarak. Ekin, "Evet, düşündüm ve hala öyle düşünüyorum. " dedi. Mehmet, "Peki sen şimdi bunları Eren'e gösterirsen ne olur biliyor musun? " diye sordu. Ekin, "O bana doğru doğrulttuğun silahla beni mi öldüreceksin? " diye hafifce sırıtarak cevap verdi. Mehmet, "O da bir seçenek ama ben Bahar GÖZİPEK'i senin öldürdüğünü söylerdim. " dedi.

Ekin, "Senden korkmuyorum Mehmet TOKGÖZ! İstediğini yapabilirsin. " dedi ve Mehmet'in elindeki silahı ani bir haraketle alıp yere attı. Ardından Mehmet'e, "Ben seni, bana doğru tuttuğun silahla değil, varlığımla öldüreceğim Mehmet!"  dedi ve arkasına bakmadan Eren'in evine doğru yol aldı.

Ekin, Eren'in evine geldiğinde kapı zilini onlarca kez çaldı fakat Eren Ekin'in geldiğini bildiği için kapıyı bilerek açmıyordu. Ekin ne kadar konuşacaklarının çok önemli olduğunu söylesede Eren Ekin'e cevap vermiyordu. Ekin pes etmeden Eren'in kapısının önünde saatlerce, günlerce bekledi fakat Eren kapısını açmıyordu.

Aradan tam 1 gün geçmişti. Hava soğuk ve yağmurluydu. Eren artık Ekin'e evine gitmesini söylemek için kapısını açtığında, Ekin'i yerde baygın birşekilde görünce Ekin'i hemen evine almıştı.

Ekin yaklaşık 1 saat sonra kendine gelmişti. Eren Ekin'e gözlerini dikmiş bakıyordu. Ekin Eren'e, "Nefretle bakıyorsun bana. " dedi. Eren yutkundu. Ardından, "Aksine, aşkla bakıyorum Ekin. " dedi. Ekin'in gözleri dolmuştu fakat Eren haklıydı. Ekin terk etmişti Eren'i.

Eren, "Ne söyliyeceksin bana? " diye sordu. Ekin, "1 hafta önce seni terk ettiğim günün sabahında-" derken Eren Ekin'in sözünü kesti ve, "Pişman olduğunu söyleyeceksen evimden gider misin? " dedi gözleri dolmuş bir şekilde.

Ekin, "Beni bir dinle." dedi Eren'e ve ardından sözüne devam etti. "O günün sabahı Mehmet geldi. Bana senden ayrılmamı söyledi-" derken Eren yine Ekin'in sözünü kesip bağırarak, "Ve sende o söylediği için benden ayrıldın dimi? Aferim sana Ekin. Gerçekten inanılmaz bir kişisin. İyiki ayrılmışız! " dedi. Ekin artık kendini tutamayarak, "Tehdit etti beni Eren, ne yapabilirdim? " dedi titreyen bir sesle. Eren, "Ne ile tehdit etti acaba çok merak ediyorum. Hangi masala inandın acaba o aklınlada benimle ayrıldın-" diye Ekin'e bağrırken, Ekin Eren'in sözünü kesti ve,"BEN BİR KATİLİM EREN! "dedi bağırarak.

Aralarında uzun bir sessizlik oluşmuştu. Eren gözleri faltaşı gibi açık birşekilde, " Nasıl yani? " diye sordu. Ekin, "Bahar GÖZİPEK'i ben öldürdüm. " dedi ağlayarak. Eren, sinirleri bozulmuş birşekilde gülerek Ekin'e, "Şaka değil mi? Kamera şakası felan dimi Ekin? " dedi.

Ekin gözyaşlarıyla ve titreyen sesiyle, "Annem yüzünden oldu. Ben bilerek yapmadım. Ben yapmazdım. Ben öldürmedim. " diye sayıklarken biryandanda eliyle kafasına vuruyordu. Eren dayanamayıp Ekin'in elini nazikçe çekip tuttu ve Ekin'e sarıldı.

Ekin bütün olan biteni, aileleri arasında olan kan davasını hepsini anlattı. Eren, Ekin'in bu sırrını gizli tutmak istediğini söyledi. Ekin, Eren'e ne kadar bunu yapmasına gerek olmadığını söylese bile Eren dinlememişti ve sırrını saklayacğını söylemişti.

Ekin, bütün cesaretini toplayıp Eren'e, "Sana söylemem gereken birşey daha var. " dedi. Eren ne olduğunu sordu. Ekin, lafı ağazında gevelemeden Eren'e, "Eren Mehmet YILDIRIM yani Mehmet TOKGÖZ senin baban. " dedi.

Eren neye uğradığını şaşırmış bir şekilde, "Çok güldüm Ekin, komik değildi ama. " dedi sırıtarak. Ekin çektiği fotoğrafı Eren'e gösterdi ve, "Mehmet'in düşmanı, Salih DEMİR'le konuşmaya gittiğimde gördüm bunu. " dedi. Eren gözyaşlarına boğulmuş bir şekilde, "Hayır! Asla! Kabul etmiyorum, olamaz! O şerefsiz benim babam olamaz! " diye acıyla bağrıyordu...

BU BENİM GÖREVİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin