BU BENİM GÖREVİM

(13.BÖLÜM) -YÜZLEŞME-

Dünki olaylardan sonra Ekin Eren'i teselli etmek için, ona güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Eren, kahvaltı masasını görünce, dayanamayıp Ekin'e sarıldı ve, "Bedenlerimiz ölse bile, kalplerimizin bir olacağının sözünü bana verir misin Ekin? " diye fısıldadı. Ekin, "Söz" dedi aynı şekilde. Ardından birlikte kahvaltı yaptılar.

Eren işe gidince, onu terk eden babasını görmek istemediği için, 1 günlük izin almıştı. Aynı şekilde Ekin'de öyle. Birlikte bir gün geçirmek istiyorlardı.

Ekin ve Eren birşeyler izlemek için salona oturduklarında Ekin, "Eren, bugün o adamdan kaçıyoruz ama eninde sonunda onunla yüzleşeceğiz. Diyorum ki şimdi film izlemek yerine işe mi gitsek? " diye sordu. Eren, "Biliyorum fakat onunla yüzleşmeden önce seninle vakit geçirmek istiyorum. Suç mu? " dedi. Ekin, "Alakası yok, tamam ama akşam kendi evime gideceğim. " dedi. Eren ise cevap olarak kafasını salladı.

Aradan 4 saat geçmişti. Eren ve Ekin film izlerlerken uyuya kalmışlardı. Aniden Eren'in evinin kapısı çaldı. İkiside zilin çaldığı gibi kalktılar. Ekin telefonuyla saate baktığında, saatin 5 olduğunu gördüğü gibi eşyalarını toparlamaya başladı.

Eren bu sırada gelen kişiye bakmak için kapıyı açtığında karşısında Mehmet'i gördü. Ekin arka kapıdan çıktığı için Mehmet'in geldiğini görmemişti.

Eren, Mehmet'i büyük bir öfkeyle içeri davet etti. Mehmet içeri girdiği gibi Eren'i kandırmak için ağlamaya başlamıştı. Eren, "Bırak şu numaraları. Üzgün olmadığını biliyorum. " dedi.

Mehmet anında ağlamayı kesip büyük bir kahkaha attı ve, "İyi oldu bu. İyi baba rolü oynayamıyacak kadar kötü bir insanım çünkü. " dedi. Eren gözleri dolmuş bir şekilde, "Neden terk ettin beni? " diye sordu. Mehmet, "Çünkü yapmam gereken bazı şeyler vardı ve sen bunlara engel oluyordun. " dedi.

Eren, "Senden nefret ediyorum Mehmet. Ama beni terk ettiğin için değil, çok kötü bir şerefsiz olduğun için. " dedi. Mehmet, "Bende senden nefret ediyorum, ve senin mutsuz olman için elimden gelenin fazlasını yapıcağım. " dedi ve kapıyı açıp gitti. Eren kendini tutamayıp gözyaşlarına boğulmuştu...