Cadı kararsız kalsa da kendine 3. bir şık yarattı. 3.şık Atlas'a haber vermekti ve o şıkkı seçti. Cadı bu fikrin doğru olduğunu düşündü ve sinsice güldü. Bu fikrin üzerine kendine gizli ve sakin bir yer düşünmeye başladı ve en sonunda tam kendisi için en doğru yerin tuvalet olduğuna karar verdi.
SILA Gözlerini açtığında etrafı kapkaranlık buldu. Göz bebekleri hiçbir şeyi seçemiyordu, tüm çabalarına rağmen. Ama orada, karanlığın içinde, bir ay parçası gibi parlayan bir şey vardı; annesi ve bembeyaz elbisesi. Kalbi bir an durdu sanki. Annesini... ölümünden sonra ikinci kez karşısında görmüştü. Gözleri, onu kaybetmenin acısıyla yeniden doldu ve dudaklarından sadece bir kelime döküldü: "Anne..." Gözleri dolmuştu, ama üzüntüden öyle bir haldeydi ki, yaşların varlığını bile hissetmiyordu. Artık dayanacak gücü kalmamıştı ve annesine doğru koşmaya başladı. Ama o, ruhsuz gözlerle ona bakıyordu, sanki onu tanımıyor gibiydi. Yanına varıp sarılmak üzereyken, annesi elini havaya kaldırdı ve kibirli gözlerle ona baktı. "Anne ne yapıyorsun? Bana niye öyle bakıyorsun? Sana sadece sarılmak istiyorum," dedi titreyen bir sesle. Ama annesi, "Hayır ve asla, sen benim kızım değilsin. Sen benim dediklerimi dinlemedin ve bana değil, yanındakilere güvendin," diye cevap verdi. "Onlar kim anne, söyle!" diye çığlık attı. "Sen onları göremeyecek kadar salak değilsin, değil mi?" dedi annesi. Bu lafın ardından son sözünü söyledi: "Görüşmek üzere." Ve o anda sadece parmak şıklatma sesi duyuldu. Bir süre sonra ter içinde gözlerini gerçek dünyaya açtı. Hemen korku ve üzüntü karışık etrafa baktı. Bir süre sonra burasının Atlas'ın sarayı olmadığını fark etti. Ve daha da önemlisi, burası neresi olduğunu bilmiyordu. Kendi vücudunda bir ağrı fark etti. Tam bunu düşünürken, odaya nemli bir hava girdi ve havanın içinden yeni duş almış biri çıktı o kişide pişkin pişkin gülen Alder di.
SILA'NIN CADI HOCASI
Koşarak bahçeden saray tuvaletine koştu. Tuvalete yaklaştıkça daha seri ve dikkatli şekilde yürümeye başladı. En son tuvalete gizlice girerken lavaboda yüzünü yıkayan bir hizmetçi ile bakıştı hizmetçi cadıya garip garip baktı çünkü şuan karşısında hırsız gibi dolaşan bir kadın vardı. Cadı hiç çaktırmadan el hareketleri ile hizmetçiye buradan çıkmasını emretti ve bunu anlayan hizmetçi koşarak tuvaletten çıktı. Cadı hızlıca boş tuvaletlerden birine girdi ve büyü için derin bir nefes aldı ve ağzından garip kelimeler döküldü. Ardından karşısında bir boyu kadar ayna belirdi ve ayna sayesinde aynanın diğer tarafını gördü ve karşısında toplantıda olan Atlas'ı gördü. Aynayı sadece Atlas gördüğü için cadı hiç tereddüt etmiyordu.
ATLAS
Dünyaya döndüğünden beri bu toplantıyı bekliyordu bu toplantı çok ciddiydi toplantıyı ciddi yapan konu ise DÜŞMAN CADILAR TÜRÜNE YENİ LİDER SEÇİMİ. Atlas yıllardır lider olmak istiyordu ve zamanı gelmişti. Adaylığını isteyerek koymuştu hem kendi türünün lideri olmak için gücüne güç katmak için ve en önemlisi canı olan Sıla'yı daha güvende tutmak istemesi. Toplantıda sandalyeler yavaş yavaş dolarken bir isim işitildi
"Açanay Hanımları" dendi ve onun tarafından olanlar saygıyla ayağa kalktı. Atlas uzun zamandır bu ismi duymamıştı kapıdan giren kişiyi görünce sinir ile güldü. Bu kişiyi yıllardır görmüyordu görmek istemiyordu çünkü o Açanay denen kız onun kabusuydu onun en ezeli rakibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK ÇIĞLIKLAR
FantasySILA BİR GÜN KENDİ HATASI YÜZÜNDEN VE O GÜN YAŞADIKLARI YÜZÜNDEN HAVA ALMAYA ÇIKMIŞTI AMA O HAVA SILAYA ÇOK KÖTÜ ÇARPTI. O KAZA SILANIN HAYATINI DEĞİŞTİRECEĞİ ÇOK BELLİ BAKALIM SILA BU EVRENDE AH PARDON BAŞKA BOYUTTA UYANACAĞINI SÖYLEMEMİŞTİM DEMİ...