İKİ YABANCI..

45 8 15
                                    

Bölüm şarkısı ~

Sasha Alex Sloan-Dancing With Your Ghost


İyi okumalar dilerim 💜
_______












Başkanın odasından çıktığımda Karan'la karşılaşmıştım. Ona bakmadan yürümeye devam ettim. O da peşimden geliyordu.

"Neden geldin." diye sordum kızgın bi ses tonuyla.

"İyi misin diye merak ettim."

"Neden merak ediyorsun ki." diyerek tersledim bu sefer.

Halâ sinirim geçmiş değildi ve Ali ile de konuşacaktım.

"Bilmiyorum, sinirliydin. Kontrol etmek istedim."

Uzun koridor boyunca yüremeye devam ederken durup ona dönmüş "Bak Karan, beni merak etmeni ya da kontrol etmeni istemiyorum. Bugün de dediğim gibi biz samimi falan değiliz. 'İki yabancıyız'. O yüzden git ve ekibindekilerle ilgilen."

"Sende ekibimdensin unuttun mu? Sınırda beraberiz."

"Sınırda beraberiz, özel hayatımızda değil. Kimseye ihtiyacım yok. Git lütfen." diye sesimi yükseltmiştim.

Bu sefer oda sinirlenmiş ve bi şey demeden sert bakışlarını atıp gitmişti.

Böylesi daha iyiydi..
İki yabancı gibi...

Onunla mesafemi korursam işime daha çok odaklanırdım.

Ali'nin odasına geldiğimde yine kapıyı tıklamadan girmiştim.

"Ali, bana gerçekten böyle bi şeye onay vermediğini söyle." dedim sinirle.

O da böyle bi giriş beklemediği için şaşırmıştı.

"Ne oluyor Asya? Ne onayı?" demişti.

"Deney için daha fazla insan istemişsiniz."

"Evet malesef, haberim var."

"Böyle bi şeyi nasıl onaylarsın?." dedim hayretle. "Üstelik başkana bile onay verdirtmişsiniz."

"Bir kişiyle deneyin hiç bi anlamı olmazdı. Eğer tedaviyi bulmak istiyorsak daha çok kişiye ihtiyacımız vardı."

"Ne diyorsun sen Ali ? Yedi ayda geldiğimiz noktayı görmüyor musun? Onca yapılanı sırf deney uğruna heba etmeyi nasıl göze alıyorsunuz."

"Asya biraz sakin olur musun? Her şey kontrol altında. Askerlerin ve doktorların korunması için kıyafetler bile üretildi. Emin ol virüs yayılmayacak." dedi.

Bende ellerimi göğsümde bağlayarak bilmiş bi şekilde.

"Öyle mi?. Bugün neredeyse bi kaç askeri kaybedeceğimizden haberin yok sanırım." dedim.

Şaşırmıştı. Elbetteki haberi yoktu..

"Bak, bunu bilmiyordum ama sonuçta askerlere bi şey olmamış değil mi? O yüzden bu kadar tepki göstermene gerek yok." demişti sakin sesiyle.

Şaşkındım bu tavırları karşısında yorgunca birbirine geçmiş kollarımı çözüp devam ettim konuşmaya.

"Cidden bu kadar umursamaz mıydın hep? Benim tanıdığım üniversite arkadaşım insanların canını önemserdi." dedim üzgünce. Gözlerim doluyordu. O yüzden uzatmayarak son sözlerimi söyleyip gitmek istiyordum.

Bıkkınca nefesimi bırakıp devam ettim konuşmaya.

"Ali seninle çok yakındık . Senin gerçekten iyi biri olduğunu ve hep mantıklı kararlar alacağını düşünürdüm ama yanılmışım. Bunca insanın canını tehlikeye atan biriyle arkadaş dahi olamam." dedim adımlarımı geri geri atarken. Üzgünce "Tanrım! Size ne oluyor böyle." diyip koşarak uzaklaştım o binadan.

VİRÜS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin