2.3

641 32 13
                                    

 Medyadaki fotoğraflar temsilidir arkadaşlar 

Herkese selam canlarımmmm

Uzun  bir aradan sonra özledim sizi ve yeni bölümle karşınızdayım

İyi okumalarrr

———

Gözümü açamıyormuydum yoksa gözüm mü açılmıyordu anlamıyordum(ikisi de aynı halt ama sen bilirsin)

Doğru.

"Doktor ne zaman uyanıcak" diyen hüsnü yarbayın sesini duyuyordum ama tepki veremiyordum.

"Komutanım şu ana kadar uyanması gerekiyordu" diyen ise doktordu sanırım ve korkudan sesi titriyordu. Gözümü açabilseydim hüsnü yarbayla dalga geçebilrdim.

"Bana gerekenlerle deil sonuçla gel BENİM ASKERİM NEDEN HALA UYANMADI!!" diye kükrediğinde içten içe bende korkmuştum sanırım.

"Sana kim söyledi onu uyuşturmadan vücudundaki iki kurşunu çıkarmanı, böyle bir sorumsuzluğu nasıl yaparsın. Senin cezanı dönünce kesicem. Zaten soktuğumun ülkesinde tıkılıp kaldık."

İki mermi dediğine göre bacağımdaki sadece bi sıyrık deildi kurşun içine girmiş. Ama askere ben söylemiştim canlı ameliyat yapmasını onun bir suçu yoktu.

Bi dakka soktuğumun ülkesi derken? Hala iranda olamazdık öyle deilmi? (Olabilirdik)

Bulduğum ilk güçle gözlerimi aralamaya başladığımda beynimden vurulmuşum gibi alnıma ve göz kapaklarıma vuran ağrıyı göz ardı ettim. Beyaz ışık beklesemde koyu gri bir tavanla karşılaştım .

"Komutanım uyanıyor" diyen uçakta beni ameliyat eden askerin sesini duyduğumda tam tersi yönüne hüsnü amcaya doğru baktım.

"Kızım iyisin allaha şükür uyandın iyisin çok şükür, çok şükür öyle korkuttun ki beni" diye endişeyle hızlı hızlı konuşunca onu sakinleştirmek için

"Şansına küs yine mezarıma gül bırakamadın ihtiyar , bedduamı almadığın için şükretmen lazım."deyip öksürmeye başladığımda tamda gülümsemeye başlayan yüzü tekrar asıldı ve daha büyük bir endişeyle öne doğru atıldı bende yattığım yataktan öne doğru eğilmek zorunda kaldım.

"ASLIHAN KIZIM , DOKTOR NOLUYOR BİR ŞEY SÖYLE BİR ŞEY YAP HEMEN!!" Bütün vücudumdan sanki ciğerimi söküyorlarmış gibi bir acı ile beraber gelen kurşun yaralarının verdiği acıyla nefes almaya çalışırken bu seferde aldığım nefeste boğularak boğazımdan gelen bi sıvıyı yatağın yanına doğru kusarcasına tükürdüğümde hüsnü amca bağırmaya devam ediyordu yanındakilere emirler veriyor ve bir şeyler yapmalarını söylüyordu ama ben kelimeleri seçemiyordum.

"İyiyi-" tam iyiyim diye onu sakinleştiriceğim sırada boğazımdan daha büyük bir acıyla gelen sıvıyı dışarı püskürttüğümde herkes daha da endişelenmiş gibi duruyordu.

"Hala iyiyim diyor kızım sen beni deli mi etmek istiyorsun ne iyisi" ben nerelerde iyiym dedim hüsnü amca sen bi bilsen.

Ben anemin mezarının başında iyiyim demek zorundaydım.

Ben küçükken abim gittiğinde iyiyim demek zorundaydım.

Ben babam öldüğünde de iyiyim demek zorundaydım.

Ben...

İyiyim demek zorundaydım işte...

———

Gözlerimi tekrar araladığımda yine o kirli koyu gri tavanı gördüm bu sefer yanımda ne hüsnü amca vardı ne de doktor sadece karanlık olan odada türk askeri üniformasının içinde 'sevgili kocacığım' vardı.

(Bir dakika bir dakika NE!?)

türk askeri üniformasının içinde ne işi var onun?

"Sonunda uyandın 'sevgili karıcığım'" dediğinde ben hala büyük bir şokta olsamda belli etmiyordum ( kızım bence artık belli etmen gerekiyor)

Ah doğru mesleki deformasyon.

"Ya da akıncı mı demeliyim" dediğinde şaşkınlığım yerini büyük bir farkındalığa bırakıyordu. O beni biliyordu benimle yaklaşık dört ay birlikteydi ve o bu duruma benden daha çok şaşırmış gibiydi.

"Üsteğmen Aslıhan Vuran'ı tercih ederim terörist türk askeri kocacığım"dediğimde ufak bi kahkaha koptu dudaklarından . ( ve sen dudaklarına baktın) sus!

Oturduğu koltuktan kalkıp tam karşıma görüş açıma geldiğinde selam duruşuna geçti ve içinden gelen sessiz ama kalın ve gururun iliklerine kadar hissedildiği bir tonda konuştu;

"Yüzbaşı kunt Araz" aklıma yüzbaşımı getirdi acaba beni özlemişmidir diye düşünmeden edemedim. ( teröristten daha iyi kızım) çok daha iyi (artık yavşayabilirsin) ne alakası var? (Sus be çocuğu teröristken yutucaktın türk askeriymiş gerisini okurlar ve ben düşünemiyoruz) boş fitne çıkarma sus! (Ben bişey demedim iç sesinim otomatik olarak bunları sen düşünüyorsun) ağzına tükürim.

Bende hemen doğrulmaya çalıştığımda omzuma ve bacağıma giren bıçak gibi acıyla ister istemez hemen geri yaslandım. O da sırıtan suratından sıyrılıp telaşla öne doğru atılınca elimle durdum.

"İyi misin, noldu?" Beni dinlemeden gelip destek olmak amaçlı omzuma dokununca dişlerimi sıkıp istemeden dudaklarımdan bir ah sesi çıktı.

"Hay sikeyim, özür dilerim gerçekten bilerek yapmadım. Çok mu acıdı?" Diye telaşla sorunca gülmemi durduramadım. Neye gülüyorsun der gibi bakınca, ona manyak gibi ölüm eşiğinde bile kahkaha atan bir insan olduğumu söylesem nereye kadar koşabileceğini düşündüm.

"Çok komiksin, yani abartı telaşın komik, noldu ölürsem üzülür müsün?"diye ima ile sorduğumda gülümsedi ve hımm diye bir mırıltı çıkardı zaten omzumu tuttuğu için olan yakınlığımızı fırsat bilip biraz daha yaklaştı gözleri ile gözlerimin arasında santimler dudakları ile dudaklarımın arasında santimler vardı ve burunlarımız birbirine değiyordu (peki sen bunları hepsini bize neden belirtiyorsun)sus azcık öpecek beni. Bi dakka ananı avradını öpecek mi beni?

"Üzülürüm" dediğinde anlamayarak bakışlarımı dudaklarından alıp gözlerine çıkarttım (bi dakka DUDAKLARINA MI BAKIYODUN) istemeden oldu ( he aynen)

"He n-ne ?" Diye anlamayarak sorduğumda beni hipnotize ettiğinin farkındamıydı acaba?

Dudağının kenarı keyifle yukarı kalktı ve dilini alt dudağının üstünde gezdirdi

Allahım sana geliyorum sanırım, orda şehit olmadım bok yoluna gitmeme izin verme nolursun!

"Ölürsen diyorum üsteğmen Aslıhan Vuran , üzülürüm. Sonuçta uğruna ömrümü adadığım ülkem çok başarılı bir askerini kaybetmiş olacak" dedikten sonra anlamayarak baktığım iki saniyenin ardından aklımda dönen tek şey yaladığı alt dudağı da olsa içimde yeşeren bir çiçek kökünden kopmuş gibi hissettim bi an ( kızım seni önemsediğinden söylememiş anlasana) farkındayım güzel.

"Sen ölseydin o zaman ben üzülmezdim yüzbaşım bir teröristtin ama şimdi bende üzülürüm sizinde dediğiniz gibi ülkem bir asker kaybetsin istemem." Dediğimde gülümsemeye devam etti ama geri de çekilmedi.

"Vatan saolsun küçük ceylan" dediğinde küçük ceylanın hesabını sonradan sormayı bir kenara yazmayı ihmal etmeyerek bende cevap verdim

"Vatan saolsun sevgili kocacığım bize bişey olmaz" canın saolsun dememişti çünkü vatandan önce gelmiyordu benim canım ya da onun canı, feda olsun yüksekte dalgalanan bayrağımın bir hilaline bir yıldızına...

———

Evvettt nasıl buldunuz yeni bölümü yorumlarınızı bekliyorum zun bir aradan sonra konuşalım tekrar

Seviliyorsunuzzz 

(Not: bu bölüm buray-mecnun dinleyerek hazırlanmıştır) kkdkdkddkd sorgulamayın lütfen

Komutanın  Kızı = Texting=Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin