İntihar

41 9 4
                                    

Hayatımın en güzel günlerini geçirirken güzel geçen 2 3 aylık ilişki sonrasında, aklımdan ise hep kötü şeyler geçiyordu, rüyalarımda karanlık bir yerde beni yağmurun altında yapayalnız bir şekilde ıslanırken bırakmışlardı... Sonraki dönemlerde bu artmaya basladı... Karanlık korkunc odalar, devasa yılanlar, akrepler, böcekler, korku treni, kanlı yatak, dibi olmayan bir kuyu ve daha fazlası psikolojim bozuldu resmen, bunalıma girdim bunların hepsi neden oldu bilmiyorum ki... Biri bana büyü mü yaptı diye bile düşündüm yani, resmen eziyet çekiyordum bu dönemlerde sıkıcı olan hayatımı hiç bisi düzeltemedi, 1.5 ay süre kadar tek başıma gezmeye başladım, köpeklerden korkuyordum okuldan çıkarken beni 2 köpek kovalamaya başladı... Kaçarken doluya yakalandı lafı varya o tam olarak gercek oldu... Köpeklerden kaçarken ayağım parkeye takıldı ve düştüm sanırım iyi Gibiydim, çevredeki insanlar köpekleri uzaklaştırdı. Bana su uzattılar, içtim nefes aldım biraz kendime gelmiştim, kosarken nefes nefese kalmıştım, birden elimi kafamın arka tarafıma koydum ve elimde kan vardı. Sanırım kafamı kanatmıştım...
Psikolojim o ara tamamen bitti... Herseyden tiksinmeye başlamıştım... Elimden birsey gelmiyordu... Mustafa ve Irmak ile hâlâ konuşmuyordum... Deniz nerde diyemi soruyorsunuz hemen açıklayayım : Ben denizi her sabah numarasından arıyordum, normalde her sabah aramadan sonra silerdi numarayı. O gün kayıtlı kalmış, anneside merak edip, bu kız kiminle konuşmuş sabahın 7.34 geçesinde diyip kendi telefonundan benim numaramı girerek, beni aradı, ben numara gördüm açtım : "Alo kimsiniz." karsi taraftan bir kadın sesi geldi ince bir sesti hafif :"sevgi ile görüşçektim?" o sırada ben ise :"yanlış numara ablam." dedim. Kapattı.
Sonra birde denizin telefonundan aradı beni benim jeton o zaman düştü, Allah püüğ kahretmesin napcam ben şimdi...
O an yolun sonuna geldiğimi düşündüm, denizin abisinin bir laptopu vardı. Deniz telefonu olmadığı zaman bana ordan yazardı... Tekrardan ordan yazdı :"Annem seni aradı mı burak". Dedi. Bende evet sanırım o annendi dedim...
Deniz :"Annemin böyle bir şeyi akıl etceni düşünmedim hiç, napcaz simdi.."
Ben : "Çok kızarlarmı sana". Dedim.
Denizin cevabı biraz üzgündü sanki :"ya kızmakla kalsa sanki, telefonumu alıcak, laptopumuda vermicek büyük ihtimalle, biraz uzun süre görüşemeyebiliriz..." dedi. Ben 10 dakika dayanamıyorum, o yıllarca, aylarca, günlerce neler yapıcaktım onsuz ... İşte tam o dönemde yanımda zorunlu olarak yoktu... Olmasını isterdim ama maalesef zorunluydu kızın yapabilecek bir şeyi yoktu...
Yanlız kalıcaktım...

Bir buzdolabı gibiyim, insanlar sizi depo olarak kullanır, işi bittiğinde terk ederler, siz onlar içinn bir eşyasınız, yanlızca ihtiyacı olunca yanınıza gelir ve en zoru çoğu zaman yanlız kalırsınız....

Neyse konumuza dönelim, kendimi çok kötü hissediyordum, çok yanlızdım ve paranormal olaylar yaşıyordum hâlâ. Bana nolmustu ya insanların en çok sevdiği kişiydim ben kendimi nasıl olduda bu şekilde buldum...

"Oysaki herkes öldürür sevdiğini..."

Çok kötü bir kişiliğe sahip olmuştum, bozulmuştu kişiliğim... Aynaya bile bakamıyordum... Sanki hayatın sonuna kadar böyle geçicekmiş gibi geldi bana çok düşündüm bu konuyu, napmam lazım düzelmek için, kendime gelmem için...
Bunların üstüne birde özel olan ailevi sorunlar geldi... Danışacak hiç kimsem yoktu... Bi umut bide Reyhan vardı konuştuğum iki dostum... Onlarda birbirleri ile çok konuşmuyorlar, sanki birbirlerine gıcıktılar... Evdeki sorunlar çoğalmaya devam etti, n3 yapsam suçlu hep ben oluyorum, lafı hep ben yiyordum... Benim kardesim var on altı yaşında, küçükken çok kötü bir hastalığa yakalanmış, doktor tedavisinin olmadığını söyledi... Hastalığın adı kas erimesi, büyüdükçe kasları eriyor, her gün güç kaybediyordu. Bunları yazarken bile gözüm doldu... En fazla yirmi yaşına kadar yaşıyabilirlermiş... İçim parçalandı, KARDESİMİ KAYBEDİCEM...
O gün ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuştu sabaha kadar uyumadım okula gitmedim, ful onunla vakit geçirmek istiyordum, elimden geleni yaparım yanındayım ben onun her zaman, bir gün eve geldiğimde babam : "Oğlum Ramazan iyi değil acil gelmen lazım". diyince otuz dakikalık yolu 10 dakikada koşarak gelmiştim...
Ramazan, titriyordu bütün vucudu, iyi değildi, sanırım nöbet gibi birsey oluyordu, ben orda :"Abim dayan, beni yanlız bırakma, kurban olduğum ben burdayım yanındayım, babam başındaydı ramazanın bende hemen ambulansı aradım, adresi söyledim. Ambulansı beklerken acıyla ağlıyordum, şimdi bunları yazarkenki gibi... Her insanın dışarıdan bakıldığı gibi güzel bir hayatı yoktur...
O sırada allaha dua ediyordum :"ALLAHIMM SEN BENİ KARDESİMDEN KOPARMA YALVARIRIM ŞİMDİ OLMAZ NOLUR BİSİ OLMASIN ONA...."
Ambulansın geldiğini gördüm bagırdım, "BURASI BURASI DÖRDÜNCÜ KAT"
Ambulans gelmişti, iğne gibi bir sey yaptılar hemen, ramazan yavaş yavaş titremesi azaldı... Biraz rahatladık, sonunda geçirdiği nöbet benzeri şey bitmişti... Sonraki 3 gün okula veya işe gitmeyip ful onunla dolu anlar yaşadım, onaa sımsıkı sarılıp oyunlar oynadım, yani telefondan oynadım çünkü yürüyemiyordu kendisi...
Hayatımın en çok ağladığım günüydü beklide... Birdaha olmaması için namaz kılmaya başladım... Evet o zamanlar namaz bile kılıyordum... Her namazın sonunda kardeşim için dua ediyordum... Sonra hayatım akışına devam ediyordu... Denizin dibinde gibi hissediyorum batmış bir balık gibi... Ölmüş ama cenazesi olmayan bir kul gibi...
Gecenin dördünde kalkıp salavat çeken biriydim... Çünkü hâlâ değişik olaylar yaşıyordum... Bir türlü geçmiyordu... Hâlâ yanlızım, yalnız olmak çok güzel gelmeye başladı, sessiz sakin bir şekilde odaklanmaya çalışıyordum kendime bianda bir mesaj geldi :"Burak iyimisin, uzun zamandır konuşmuyoruz benim ailem yüzünden, telefonumu aldılar, laptopu abim kullanıyordu, yazıcak herhangi bir şeyim yoktu özür dilerim sevgilim". dedi.
"Bende iyi olmaya çalışıyorum, hayatımda çok şey değişti, çok sey yaşadım, çok korktum, çok kötü ve yanlız hissediyorum kendimi". dedim...
Ne oldu? Diye sorunca teker teker anlattım...
"Bu yaşadığın durumu nasıl çözebiliriz diye mesaj attı ve üzgün olduğunu kardesin senin için çok değerli onu kaybetme korkusu yaşamışsın çok üzüldüm..."Dedi.

Yaşamaktan duyduğum müthiş sıkıntı büyük dert, nefes almak ve tamam işime yaradı deyip geri vermek ama almam diyememek, nefesimi ne kadar kadar tutsam da bir, üç, beş sonra dayanamayıp koy vermek, işte bu ve bu kadar.
Ben bu hal ile sahi neydim? Bunu hiç hiç bilemedim.
Cesaretim de yok: Yaşamımı değiştirmeye ya da bu şekilde sürdürmeye yetecek cesarete de sahip değilim. Yaşama nedenimi artık bilemiyorum, bir amacım kalmadı. Yaşlanmakta olduğumu aklıma taktım. Her gün ölüme biraz daha yaklaşsam da ondan giderek daha çok korkuyorum.

Mesele ölmek değil, Mesele şu ki yarın gene yaşamak gerekecek...

By Stark

Evet intihar etmeyi düşünüyordum, çok kısa sürmüştü karar vermem... Gece iki sularında Elime bir bıçak aldım ve bileğimi kestim her yer kan oldu... Ramazan sese uyanmıştı beni gördü :"ABİ SEN NAPTIN ABİ" Diye bağırdı çağırdı GELİP SIMSIKI SARILDI BENDE ONA SARILDIM ELERİM KANLI BİLEĞİM HÂLÂ KANIYORDU.... babama bağrıdı ağlayarak, ikimizde ağlıyorduk Ben gözlerimi kısıyordum çünkü beni kan tutuyordu... Ramazanın üstündeki tişört bembeyazdı ve benim kanlı ellerimin izi çıkmıştı...

Babam odaya girdi :

Yazar : By Stark
Bölüm : 6
"Gerçek hayattan alıntıdır "

DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin