Benden yani yazar anlatımı ehehe hep bu anı beklemiştim.
Bilal, Hilal'in geleceği saati sabırsızlıkla bekliyordu. uzun zamandır kendi acısına o kadar odaklanmıştı ki can parçam dediği, ailesinden kalan son kişiyi, Hilal'i görmemişti. İçinde pişmanlık oluk oluk akıyor, onunla konuşmak için can atıyordu. Sorular sormak istiyordu.
Her zaman Hilal eve geldiğinde ilk önce kendisini görürdü. Gününün nasıl geçtiğini şen şakrak bir sesle anlatırdı. Bu Hilal Şirketin tam anlamıyla başında durmaya çalışmasıyla sekteye uğramıştı. Bilal kardeşine çok yük olduğunu fark etmiş şirket işlerine uzaktan da olsa el atmıştı. Bu belki Hilal'in bir nebzede olsa yükünü azaltır diye düşünmüştü.
Bilal tedirgindi aslında. Kardeşi her şeyi tek başına yapıyordu. Bir gün bundan bunalıp kendisine zarar vermesinden korkuyordu. Bilmiyordu ki kardeşi de aynı şekilde onun için endişeleniyordu. Hilal, abisinin kendisini bir şeyler için suçladığını biliyordu. Bunun bir gün zihnini sonuna kadar yük edineceğini, kalbini yoracağını, en sonunda pes edip kendine zarar verecek olmasından korkuyordu. Şimdiye kadar abisi Hilal için her şeydi.
Bilal merak ediyordu. Hilal'in son zamanlarda yanında getirdiği küçük çocuğun kim olduğunu, ne hissettiğini ne yaptığını ama... İşte sorun buydu ki aması vardı. Kendini Hilal'in o gece vurulmasından sorumlu tutuyordu. Kendisinin burnu bile kanamamışken o arabada annesi ve babasının ölüsü çıkmış Hilal ise vurulmuştu.
Bir anda, bir gecede tüm hayatları alt üst olmuştu. Bilal kendi üzerine alınıyordu. O gece yolu uzatmalarının sebebi kendisiydi. Yaşına başına bakmadan kardeşiyle o gece yer kavgası yapmışlardı. Bilal bilerek Hilal'i hırslandırmış yer değiştirmelerini sağlamıştı. Şimdi düşünüyordu da her şekilde ikisi de cam kenarına oturuyordu zaten. Neden yer değiştirmek istediğini, kardeşini o kadar hırslandırdığını tam olarak hatırlamıyordu. Net hatırladığı tek şey eve dönmeden önce ailecek en sevdikleri tatlıcıya uğramaları hakkında ısrarı olmuştu.
En sonunda yol uzamış, o tatlıcıya yol almaya başlamışlardı ama Bilal annesinin tedirginliğini sonradan anlamıştı. Babası her zaman rahat bir adamdı. Kolay kolay gerilmez, sinirlenmezdi ama o gece babasının da üstüne bir gerginlik vardı. Şimdi her şey taşlarına oturuyordu. Babası ve annesi hem yan taraflarında hem de arka taraflarında kendilerini takip eden araçları fark etmişlerdi.
Bilal normalde çok dikkatli olmasına rağmen o gece hiçbir şeye dikkat etmemişti. Sadece kardeşi Hilal ile uğraşmakla meşguldü. Hilal'in lisedeki son yılına geçecek olması hakkında sürekli Hilal'e takılıyor asla kendisi gibi yüksek bir üniversitede okuyamayacak olması konusunda kardeşine takılıyordu.
Hilal elbette ki abisinin şaka yaptığını, kendisine takıldığını biliyordu. Abisi en ufak şeyde bile kardeşini en güzel şekilde övüyordu. Aralarındaki sekiz yaşa rağmen çok yakın arkadaşlardı. Bilal, Hilal'in şuanki yaşındaydı. 24 yaşındaydı. Kardeşi ise 16 yaşında çok güzel bir genç kızdı.
Bilal, Hilal'in saçının teline zarar gelmesini istemiyordu. Kardeşini yalnız bırakmak Bilal için büyük bir tedirginlik sebebiydi. Şimdilerde ise Hilal koskoca evde tek olmamasına rağmen yalnızdı. Bilal bunun farkına bile varamamıştı henüz ta ki kardeşi bir şeyleri onun yüzüne vurana kadar...
Hilal'in yüzüne vurduklarından sonra çok uzun zaman düşünmüştü. Hilal'in artık Bilal'in kendine düşünmek için verdiği zamana bile tahammülü yoktu. Hilal şirkete gitmeye başladıktan sonra yoruluyordu. Bilal sadece böyle düşünüyordu. 'Yoruluyor ve en ufak yorulacak bir şey daha yapmak istemiyor ve benim onunla konuşmamı istemiyor hatta belki de artık o gün vurulmasının, vücudunda iz kalmasının sebebinin ben olduğumu anladı ve benden nefret ediyor.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Bende (yarı texting)
Ficțiune adolescențiBen: Merhaba, Deniz bende 08.12 Ben:*benimle 08.12 Ben: Parkta ağlıyordu size ulaşmam için bu numarayı verdi. 08.13 05.....9436:Deniz? 08.15 05.....9436: Siz kimsiniz? 08.15 Ben: Siz Deniz'in annesi değil misiniz? 08.16 Ben: Ben Hilal 08.16 05.....9...