hayatın gerçeği

17. Bölüm

Bu kurguda ki hiç bir olay Türkiye hükümeti ve yönetmeliği ile ilgili değildir tamamen kurmacadır.

Sabah her zamanki gibi erkenden kalktım. Ben kalktığımda zaten kahvaltı her zaman hazır oluyordu.

Önce banyoya gittim yüzümü yıkadım sonra da kahvaltı masasına oturdum. İnci'ye baktığımda yüzünde mutlu desem üzgün mü desem saçma bir ifade vardı.

"İnci hayırdır ne bu surat. Ben uyanmadan önce bişey mi oldu?"
"Yooo sadece içimde bu ilişkiye girme bir diye bir ses var."
Bende elimi sallayarak
"Siktir et şu iç sesini. Seni yanlışa her zaman o götürüyor. Kalbin ne diyorsa onu yap bir kerede."
"Bilmiyorum ya çok karışık kafam Melis."
"Kaan'la hiç konuştun mu?"
"Yok. En son nişanda konuştum dün konuştum yani."
"Sen onunla bugün konuş. Bende istersen Meriç'ten onun hakkında bir şeyler öğreneyim."
"Olur vallahi Melis. Çok sağol."
"Rica ederim hayatım sen yeterki mutlu ol."

Kahvaltıyı yapıp bulaşıkları makineye koyduk. Evi üsten topladıktan sonra üstümü giyindim.
Ve evden çıktık. Karargaha indikten sonra önce kendi odama geçtim. Bir kaç iş vardı onları yaptım. Sonra da odadan çıkıp Meriç'in yanına geçtim.

Kapıyı çaldım."gel " sesi yükselince içeri girdim.
Masanın başında dikkatle bir şeyler okuyordu.
"Söyle asker ."
"Komutanım beni emretmişsiniz."
Sesimi duyar duymaz kafasını kaldırıp bana baktı. Yüzünde ufak bir gülümseme oluştu. Ayağa kalkıp.
"Ne kadar mantıklı kararlar veriyorum ."
"O ne demekmiş öyle bakayım."
"Seni seçtim ya Melis tüm şansınsımı orda kullandım galiba."
"Diyosun "
"Diyorum." Dedi ve bana doğru adım attı .

Yanına geldikten sonra belimden tutup kendine çekti. Ve dudağıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Senin için canımı veririm Melis."
"Bende senin için Meriç. "
Belimi bırakınca. Bir adım geri gittim.
"Meriç ben sana bişey sorcam da onun için geldim."
"Sor yavrum . Ne sorcan?"
"Ya Kaan ve Emre konu."
"Kaan'ı anladık da Emre ne alaka."
"Onu da İnci'nin bir arkadaşı resimde görmüş. Sen boşver şimdi. Emre'nin sevgilisi falan var mı?"
"Yok ya onun geçen sene vardı ama çok gitmedi ayrıldılar. Kaan'a gelince sevgilisi yok. Daha öncede hiç sevgilisi olmadı."
"Meriç şimdi nasıl denir bilmiyorum ama . İnci korkuyor bugün fark ettim."
"Neyden korkuyor?"
"Şey Meriç bu dediğim aramızda kalsın ama söz ver bana. "
"Tamam güzelim. Kime söyliyecem."
"Meriç İnci'nin yumurtalıklarında sorun var. Aslında buda çatışma sırasında yaralandığı zaman oldu. O yüzden çocuğu olmazmış. Daha önce kimle evlenmek istese bunu söylediğinde onu terk ettiler. Eğer böyle bir şey olursa sürükli Kaan 'la aynı yerde durmak onu çok üzer."
"Melis ben kaan'ı biraz tanıyorsam böyle bir şeyi sorun yapmaz. Yani bana kalırsa evlilik çocuktan ibaret değil. Açıkçası bunu çok saçma buldum."
"Sağol Meriç."
"Rica ederim yavrum."
"Şimdi gideyim ben ."
"Taman. Yine gel ama özletme kendini bana."
"Tamam gelirim."
"Melis bu arada büyük ihtimalle bugün görev çıkacak. Döndüğümüzde nikah günü alalım."
"Olur."dedikten sonra odadan çıktım.

Kendi odama geçerken. Emre'yi fark edip yanına doğru ilerledim.
Beni görür görmez ayağa kalktı. Selam verdi.
"Rahat ol be . Ben sana kaç defa dedim kalabalık olmadığı süreçle işinin başından kalma diye."
", estağfurullah komutanım."
"Otur Emre otur."
Emre koltuğa oturdu bende tam karşına.
"Eee Emre napıyon?"
"Sağolun komutanım."
"Emre ben şimdi sana bişey sorcam."
"Buyrun komutanım."
"Sen dün nişanda kime bakıyordun ?"
"Kimseye komutanım."
"Bana bak yalan konuşma bana bak. Ben anlamayacak kadar delirmedim. Baktığın Meriç'in kız kardeşi olduğunu biliyorsundur."
"Biliyorum komutanım."
"He iyi o zaman sorun yok.
Lan oğlum delirdiniz mi siz? Meriç duysa ne olur?"
"Ağzıma sıçar komutanım."
"He iyi bunu biliyorsun bari."
"Komutanım sadece baktım. Başka bişey yapmadım ki."
"Benim için sorun yok sen Mercanla yakışırsın zaten ama Meriç duyarsa hepimizi keser."
"Biliyorum komutanım. Keser kıyam gibi de çeker ama yapacak bişey yok."
"Tabi canım yok. İnşallah olur ne diyelim artık."
"İnşaallah komutanım."
"Bana bir kağıt ver bakayım sen."
Elime bir kağıt kalem verdi,."buyrun komutanım."