Gizli Görev || Minsung

8|

Selam kardeş selam.

En son Eun'u biraz fazla hızlı yavsak etmişim amk özr HDNLFNFKD o kadar anlık yazıyorum ki...

Olsun geri vites yok 💪🏻

|||||

(2 hafta sonra) -Jisung'un ağzından-

Bir okul gününe daha selam amına koyayım! Sınav haftaları gelmişti ve şu an erken geldiğim için oturup sınıfta öğrencilerin sınav saatini bekliyordum.

Ki fazla süre geçmeden sınıf doluyordu zaten. Eun da girdiğinde bugün hiç role girecek havamda olmasam da kendimi gülümsemeye zorlayıp göz kırptım. O da aynı şekilde göz kırptığında aklımdan geçen tek şey farklı bir durumda tanışıyor olsaydık bu ateşli çocuğu havada kapacağım konusuydu.

Ah Eun demişken... Evde haftasonunu birlikte geçirirken bol bol flört etmiştik ve bazen ona temas edip kendimi geri çekerek onu kışkırtmalarımla günlerimizi geçirmiştik. Babası ise haberi alır almaz değil aldıktan 3 gün sonra geldi. Hayırlı baba (!)

Geldiğinde onun nasıl kurtulduğunu anlattık, bu konuda bir çekincem yoktu. Aksine benden şüphelenerek adımı sorgulamasını, beni araştırırken oyalanıp Minho'yu farketmemesini istiyordum.

Tabii bizim salak Minho'nun bundan haberi yoktu ama her neyse o zaten adamın benle oyalanacağını anlayıp görevini tamamlar. Zaten kaçış sürecinde Minho'nun geldiğini de söylememiştik bu yüzden oldukça rahatız kısacası.

Eun Woo'nun duygularıyla oynasam da aslında bunu onun iyiliği için yapıyordum bu yüzden bu konuda üzgün sayılmazdım. Onu babasından kurtardıktan sonra babasının tüm 'yasal' mal varlığını üzerine alması için planlarım zaten hazır. Gerçek kimliğimi ifşa etmeden durumu ona anlatıp duyguları hakkında özür dileyeceğim.

Şimdilik bozuntuya vermeye hiç gerek yok, onun odağı bendeyken babasının beni araştırdığını görmeyecek bile. Minho'nun işi oldukça kolaylaşacak.

Bayaa fedakarım amına koyayım.

"Hocam kaç dakika var?" önlerde oturan kızıl saçlı Linda'nın sorusu ile telefonumdan saati kontrol ettim.

"5 Dakika var. İmza kağıdını* al Linda, dolandırın aranızda. Sırayla sahnede olacaksınız sınavı. Sınav bitince de hemen çıkmayacaksınız."

*-Üniversitede yoklamalar her gün yoklama kağıdına imza atılarak alınır-*

|||

Ses kontrolünün sınavı nihayet bir buçuk saat sonra bittiğinde boğazımın çatallandığını hissediyordum. Onların hatalarını ve iyi yanlarını gösterirken kendimi sanırım biraz kaptırmış olmalıyım...

Tek tek verdiğim notlara gururla baktım. Aslında verdiğim not demek doğru olmaz, aldıkları notlara gururla baktım. Cidden hepsi tüm dersimi dikkatle dinlemiş olmalı ki tek tük hatalar harici hepsi mükemmeldi.

Kağıdı tekrar masaya koyup ayağa kalkarak tüm sınıfı kısaca alkışladıktan sonra "Harikaydınız. Başka kelime bulamıyorum." diye basit gelen ama oldukça içten olan övgümü sundum.

Kağıda uzanıp aldığımda listede gözümü iyice gezdirdim. "En düşük notunuz..." diğer sayfayı da çevirip tüm herkesin notuna baktığımdan emin olduktan sonra gülümseyerek başımı kaldırdım. "96. Hepiniz gayet yüksek notlar almışsınız, tebrikler!"

Sınıfta şaşkınlık nidaları dönerken arkalardan sınıfın makara çocuklarından biri olan Sora ayağa kalkıp "Ben bile mi!?" diye heyecanla sorduğunda kahkahamı tutamadım. Başını onaylarcasına sallayıp "Sen bile." dedim gülüşümü soldurmadan.