20|

18 3 2
                                    

Sevgilim 4-5 saat boyunca mesaj atmayı 'unutmuş'. Ben de ona 3 gündür yazmayıp dışarıda arkadaşlarımla storyler atarak haddini bildiriyorum. Bu da böyle bir anım.

İyi okumalaaarr!!

|||||

Jisung'un ağzından...

Minho'yla küçük çaplı vedamızın ardından gülümseyerek başhekimin odasına ilerlemeye başladım. Onunla olan ilişkimizin geldiği son nokta benim için son günlerimin cennet olmasını sağlıyordu. Daha sağlıklı düşünüp mantıklı kararlar alabiliyordum ve sanırım işime odaklanmamda da faydası vardı. Mesela kendime dikkat etme konusunda önceden pek özenli olduğum sayılmazdı çünkü kaybedecek bir şeyim yoktu ama şimdi böyle düşünmüyorum...

Sadece olumsuz açıdan da bakmıyorum ayrıca. Mesela bu görevde başarısız olursam Minho'yu kaybederim demekten ziyade, bu görevde başarılı olursam Minho'm benimle gurur duyar diyorum ve odaklanabiliyorum. Bu yüzden ne olursa olsun şu sikik herifin odasında bu sefer amacıma ulaşacağım..!

Odaya girmeden önce etrafı kontrol ettiğimde her şey yolunda gidiyordu. Minho da bana olumsuz herhangi bir mesaj atmadığına göre tamircinin benden önce girip, çıkmadan hemen önce bıraktığı merdiveni açtım. Odanın en köşesinden başlayıp tüm alanı tarıyordum ve parmaklarımın uçlarını tavana sürtmekten artık acımaya başlamıştı bile... Tam ortalara yakın ama biraz daha kapıya doğru bakan tarafta farkettiğim boya tonuyla dikkatim oraya yönlendi. Tavanla aynı renk tonuydu ama sanki... Sanki sonradan boyanmış gibiydi çünkü tavanın diğer tarafına kıyasla parmak uçlarımda hissettiğim tozu burada hissedememiştim. Ve diğer alanlar daha mat görünüyordu bu alana kıyasla. Bunu çok ince bir şekilde düzenlenmiş olmalı çünkü yakından bakmayan kimse farkedemezdi.

Arka cebimden hızla telefonu çıkarıp bildirimlere bakmadan kamerayı açtım ve dikkatlice fotoğrafladım bu kısmı. Telefonumu tekrar cebime attığımda gerginliğim yüzünden alnımdan yanağıma ve oradan da boynum doğru sürünen ter damlalarını hissedebiliyordum. Gergindim çünkü ben bu detayı bulana kadar çoktan yarım saat geçmişti ve sürem azalıyordu. Ayrıca başhekimin girdiği ameliyat kaç saat sürerdi onu bile tam olarak bildiğim söylenemezdi. Tavanı biraz güçle ittirdiğimde beklediğim gibi içeri doğru göçtü ve bir çıkıntı oluştu. Ek parça gibi duran tavanın parçasını ileri ittiğimde daha da fazla parçanın ileri gittiğini gördüm. Bu aslında bir çeşit gizli kapı gibi bir şeydi ve tanrım..! Leş gibi kokuyordu. Kafamı içeri uzattığımda gördüğüm manzarayla korkudan geriye sendelesem de dengemi koruyup merdivenden düşmeden durabilmiştim.

Karşımda gördüğüm yerde yatan çocuk bedenleri ve hangisinin kime ait olduğu bilinmeyen uzuvlar... Birkaç çocuk oyuncakları ve birkaç renkli tokalar bu karanlık ve pis kokulu odada kendilerini gösteriyordu. Cebimden tekrar telefonu çıkartıp flaşla her yeri iyice inceliyordum. İçeri girmeyi istesem de şu an hem alanın darlığından, hem merdivenin boyutu yüzünden ve hem de vaktimin kısıtlı olmasından dolayı bu benim için imkansızdı.

Bebeklerin ve çocukların kolundaki harfler dikkatimi çektiğinde bu küçük odacıktaki her şeyi fotoğraflarken onları özellikle kaydediyordum çünkü bunlar bana fazla tanıdık geliyordu şu an. Bu harfleri görmüş olduğuma eminim.

Elimi uzatıp dokunabildiğim en yakın bedenin yüzüne ve boynuna video kaydını açarak dokunmaya başladım. "Evet, ah buradaki koku iğrenç ve şu an dokunduğum beden tıpkı diğerleri gibi cansız. Derisinin dokusuna bakılırsa henüz yeni çürümeye yakın bir yumuşaklıkta, arkalardaki bedenlerden gelen yoğun koku muhtemelen onların daha önce öldürüldüğüne işaret." Videoyu kapatıp hızla odacığın tavandan yapılmış kapısını dikkatlice kapattım. Henüz merdivenden inmemişken kapıyı açtığımdan beri kendini gösteren mide bulantımı görmezden gelmeye çalışarak WhatsAppı açtım. Minho'dan mesajlar vardı ama bu videoyu ve tüm fotoğrafları Kim Erin'e göndermek daha önemliydi. Üzgünüm sevgilim, sadece birazcık bekleteceğim...

Gizli Görev || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin