Gizli Görev || Minsung

27|

sonraki bölüm final arkadaslaaar!!

Ve neden final olduğunu anlayacaksınız... Artık Kaos yok love var demiştim; kaossuz love, love mudur yeğen?

neyse neyseeeee iyi okumalar ballarım..

BİR DE HÂLÂ HASTAYIM AĞLICAM YA YETER GEÇMİYO AAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!

i-iyi okumalar öyleyse... 👉🏻👈🏻

|||||

"Ne demek kısa yaa?" Jisung, elindeki siyah şortu, pantolonunun üzerinden kendine tutarken Minho uzandığı yerde göz devirdi bıkkınca. "Görmüyor musun hem dar hem kısa Jisung." Birlikte yürüyüşe çıkıp nihayet ısınmaya başlayan havayı değerlendirmek için plan yapan ikili, ortaya çıkan ufacık sorunla hapis olmuşlardı odalarına.

Jisung, bu sefer de askılıkta asılı olan beyaz, uzun ve bol tişörtü işaret etti. "Bunu giyeceğim üstüne." Şortu tekrar üzerine tutarken yanında kendisine hiç yardımcı olmayan adamla aynadan göz göze geldi. Minho, ona sert olmasa da onaylamayan bakışlar atıyordu. Tabii ki de sevgilisinin güzel fiziğini bu şekilde göstermek istemiyordu, bu konuda oldukça kıskançtı o.

İkna edemediğini anladığında genç olan bıkkın bir nefes bıraktı. Dolaba dönüp şortu katladıktan sonra yerine koyarken Minho usulca adımladı onun arkasına. Ellerini beline yerleştirip yavaşça karnına doğru götürdü Minho, ardından birleştirip sıkıca kendine çekti Jisung'u. Ani hareket ve minik çapışmayla ufak iniltisini tutamamıştı Jisung.

Minho hafif öne doğru eğilip mırıldandı kollarında çoktan yumuşayan sevgilisinin kulağına doğru. "Beni de anla bebeğim, bu manzarayı kendime saklamak istiyorum."

Jisung olduğu yerde arkasına döndüğünde kollarını onun boynuna sarıp şımarıkça suratını astı. Aslında çoktan konuyu umursamayı bırakmıştı ama naz yapmak istiyordu büyüğüne. Minho da bunun pek farkındaydı tabii. "Ama yanımda zaten sen olacaksın Minho."

"Eminim yanında ben olmasam da bir problem çıkmazdı, yeterince güçlüsün. Ama sevgilim sorun başkalarının gözleri. Benim için bu kadarını yapamaz mısın?" Yüzünü onun yüzüne yaklaştırıp burunlarını birbirine sürttü usulca. "Hm?"

Jisung kıkırtısını tutamazken başıyla onayladı ve ufak bir öpücük bıraktı Minho'nun dudaklarına. "Peki, öyle diyorsan eğer."

Minho yaramaz bir sırıtışla bakıyordu. Bu kez öpücüğü kendi kondurdu küçüğünüm dudaklarına. "Aferin oğluma..." Ellerini onun belinden kalçalarına indirdiğinde yumuşak olmaktan fazlasıyla uzak şekilde sıkarak kendine yasladı. Jisung, kesik inlemesini tutamazken Minho dudaklarını onun boynuna yönlendirdi arsızca. Fakat hareketleri oldukça yavaştı. Dudaklarını sürterek gezdiriyordu boynunda adeta. Kulağına doğru çıktı yavaşça, mırıldandı derin sesiyle. "Ama çok istiyorsan benimle evdeyken giyebilirsin, hm?"

Jisung, çoktan tahrik olduğunu açık eden bakışlarını hafif geri çekilerek yönlendirdi sevgilisine. "Hmm... Üzerimden çıkaracağına söz vereceksen neden olmasın?"

Şaşırmış ifadeyle bakıyordu ona Minho. Beklemediği cümleyle bariz afallasa da hızla kendini toparladı ve yan bir sırıtışla tekrar kapandı küçüğünün dudaklarına. Bu sefer derindi öpücükleri, bir o kadar da aceleci. Elleri altındaki yumuşak kalçaları acımasızca ezerken ağzının içine inleme kazanıyordu. Minho, onu geri geri yürüterek yatağa oturmasını sağladı öpücüğü bozmadan. Onu geriye yatırırken üzerine tırmanıyordu. İki yana açtığı bacakların arasına yerleştiğinde nefes nefese ayrıldılar öpücükten.

Minho, ellerini onun tişörtünün altından geçirecekken bileklerini tuttu zayıfça altındaki çocuk. "Yah! Dışarı çıkacaktık!"

Kıkırdadı sevimli bir şekilde sitem eden sevgilisine. Cidden şu an sinirli göründüğünü mü sanıyordu? Onunla daha fazla oynamak istese de gerçekten günler sonra temiz hava alması gerektiğini bildiği için fazla uzatmamaya karar verdi Minho. Sahte öfkeyle kalktı onun üzerinden. "Akşam zaten gerçek evimize dönüp bu şehirden ayrılacağız, son kez bu yatakta sevişmeyelim mi yani?"