15. Motor Melodileri

133 12 45
                                    

Kırmızı Ferrari sevgimi size gösteremem ama bu bölümle anlatabilirim sanırım :)) 

Nolurdu sanki bölümü kırmızı Ferrari sürerken atabilsem 🥲🥲

***

"Motor Melodileri"

Adımlarını bana göre ayarlayıp yan yana geleceğimiz şekilde yürümeye başladı. Hava kararmış, bulutlar çoğalmıştı hatta yağmur yağdıracak kadar siyahlardı. Çağlar açık otoparka girdiğimizde yine lacivert bir arabanın yanında duracağını sanıyordum ki kıpkırmızı bir Ferrari'nin yanında durduğunda dudaklarımdan "Şaka yapıyorsun dimi?" sözcükleri çıkmıştı.

Yüzündeki keyifli sırıtış her şeyi açıklıyordu. "Bir Ferrarin vardı ve aylardır kullanmıyordun öyle mi?!" diye adeta sesimi yükselttiğimde ben de kendime şaşırmıştım. Ferrari çocukluğumun arabasıydı, sadece araba değil benim için ulaşılamaz bir düş, bir tutkuydu.

Benden böyle bir tepki beklemediği açıktı. "Atla o zaman güzellik." Bazı kelimelerin sarhoşu olmuştum; yıllarca Ofelya olarak çağırılıp durduktan sonra ansızın birinin gülü, güzelliği olmak bir rüyada gibi hissettiriyordu. Bir sitemim olamıyordu ona karşı.

Parmaklarım arabayla buluştuğu ilk an içimdeki kıpırtıya hakim olamıyordum. Heyecanla oturduğum koltuğun konforu karşısında bir kez daha dilim tutuldu. Bu bir arabaysa diğerleri neydi?

"Umarım ezbere nazar duası biliyorsundur."

Kemerini takıp motoru çalıştırdığında dudağımdan yayılan kıkırtılar doldurdu içeriyi. Gördüğüm her yer kırmızıydı sanki; en sevdiğim renk sarmıştı etrafımı.

"Hemen okuyup üflüyorum." deyip ellerimi açtığımda "Gerçekten biliyorsun yani?" dedi şaşkınlıkla. Evet, biliyordum çünkü annem nazara inanır ve bana hep okuturdu. Okuyup üfledikten sonra "Rahatlayabilirsin korumaya alındı." Motorun sesi karşısında inanılmaz keyiflenmiştim.

"Şu sesi duyuyor musun?" dedim işaret parmağımı kaldırıp gözlerimi kapatarak. "İçeriden daha farklıymış."

Gözlerimi geri açıp Çağlar'a döndüğümde sol kolunu açtığı cama yaslanmış sağ eli direksiyon üzerinde zarifçe hareket ediyordu. O an anladım olmayı istediğim yerin hep burası olduğunu. Ömrümün sonuna kadar bu arabada, yanımda Çağlar'la asfalt üzerinde yol alabilirdim.

Gözleri yola keskin bir şekilde odaklanmış ve trafikten kurtulmaya çalışıyordu. Zaman ve mekanın ötesindeydik, bu dünyadan değildik sanki. Benim tarafımdaki cam da açıldığında saçlarım her bir yana uçuşmaya başladı.

Çağlar telefonunda bir şeyler tuşlayıp şarkı açtığında sesi olabildiğince yükselterek keyifle gülümsedi. Ruhum çığlık çığlığa bağırıyordu açtığı şarkı karşısında. "Delirdin mi sen!" diye ciyakladım adeta, sesimi duyurabilmek adına. "Birileri duyabilir."

"Yani?" diye bağırarak karşılık verdi o da sesini duyurmak için.

"Türkçe şarkı duydukları an keserler yolumuzu!"

"Benim yolumu kimse kesemez gülüm! Keyfine bak!"

Gülümseyip nakaratı tekrar etmeye başladım. "Söyle kumralım benim adım neydi!" İkimizin de neredeyse kumral oluşu karşısında gülmeye başladım. "Orada her kiminleysen, belki sevgilinleysen, söyle kumralım için sızlamaz mı?!"

Şarkıyı söylemiyor, gözlerini bana çevirdikçe gülümsüyordu. Trafikten çıkıp ıssız yollara düştüğümüzde boş yollar sayesinde daha da uzun bakar oldu gözlerime. "Bilmem hatırlar mısın, gözlerim ne renkti. Söyle kumralım benim adım neydi? "

KIYAMETİ ZORLAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin