Bisikletlerden sonra Calum'la beraber Fairhills Alışveriş Merkezi'ne gitmek üzere yürüyorduk. Parkla arasında biraz mesafe olduğu için Calum'a otobüse binmemiz gerektiğini söylemiştim, o ise gülüp tekrar anılarını yaşayacağından bahsetmişti.
Beraber durağa vardığımızda, Calum kolunu omzuma koydu. Bende elini tutup kafamı göğsüne yasladım ''Andrea,'' dedi kıkırdadı ''Karşıda üç hayran var. Belli etmeden gözlerini onlara çevir.'' yutkunup yavaşça onlara baktım, Calum kulağımın dibinde kıkırdıyordu.
Bizim fotoğraflarımızı çekiyorlardı.
''Buraya gelmeyecekler ama fotoğraflarımız akşama doğru tüm güncel sayfalara yayılır,'' deyip nefes aldı ''Sevgilim.''
İşte o an erimemek için kendimi zor tuttum.
Dudaklarım, kulaklarıma vardığında kafamı Calum'a çevirdim ''Sevgilim?'' kafasını sallayıp burnuma öpücük kondurdu ''Evet, sevgilim.'' kıkırdayıp çenesini öptüm, ardından aklına bir şey gelmiş gibi kahkaha attı.
Kaşlarımı çattım ''Ne oldu?'' dedim, gülmeye devam ederken konuştu ''Bana, çeneme morluk bırakmak istediğinden bahsetmiştin.'' dudaklarımı birbirine bastırıp gülerken Calum kahkahalarını gizlemeye çalıştı, ardından kulağıma yöneldi ''Akşam bir tane bırakmana izin-'' yanağına yavaşça vurduğumda dudaklarını büzdü ''Ne kadar edepsizsin.'' dediğimde yanağımı öptü. O sırada otobüs durağın önünde durduğunda Calum'un elini tuttum, beraber otobüse bindik.
Calum ücreti ödediğinde, beraber sağ taraftaki ikili koltuklardan birisine oturduk. Calum telefonunu çıkardı, ''Sence, çekindiğimiz hangi fotoğrafı koymalıyım?'' gözlerimi telefonuna çevirdiğimde fotoğrafları göstermeye başladı, dudaklarımı büzdüm Calum ise fotoğrafları göstermeye devam ediyordu.
Parkta zıplarken çektiği fotoğrafları gördüğümde kahkaha attım ''Tam bir salak gibi çıkmışım!'' Calum kıkırdayıp yanağımı öptü ''Hayır güzelim, çok sevimlisin.'' bende onun yanağına öpücük kondurduğumda iki tane fotoğrafı gösterdi ''Bence bunlar güzel?'' kafamı salladım, ''Bencede, nereye atacaksın ki?''
''Twitter, Instagram.'' dudaklarımı birbirine bastırdım ''Cal, hayranların benden nefret edecek.'' gözlerini devirdi ''Sana söylüyorum, bizi o kadar çok seviyorlarki. Calrea tagine girip bir baksan,'' dudaklarımı ıslatıp sol elini avcuma aldım ''Gerçekten mi?'' kafasını salladı ''Evet bebeğim,'' dedi, burnunu burnuma sürttü, otobüse binmeden gözlüklerini çıkarttığı için tamamen gözlerime bakıyordu ''Merak etme, seni çok seviyorlar. Akşam beraber okuruz tweetleri.'' kendime engel olamayı dudağına öpücük kondurduğumda güldü, daha fazlası için uzanmışken kafamı cama çevirdim.
İnleyip boynuma öpücük kondurdu, kıkırdadım ''Gelmişiz.'' Calum'un elinden tuttum, beraber ayağa kalktık ve şöföre durmasını söyledik.
Calum, otobüsten inerken gözlüklerini taktı, beraber alışveriş merkezinin kapısına doğru yürüdük. Derin nefes aldı
Springfield'da hava her zaman için güzeldi, genellikle baharı yaşıyorduk. Her yer yeşilliklerle doluydu.
Calum etrafına bakınırken alışveriş merkezinin içine girdik, biraz ilerlediğimizde ileride bir kaç kız Calum'u tanımış olmalı ki gülümseyerek ve çekinerek yanımıza geldiler.
Sarışın olan kıkırdadığında Calum'a baktım. Yüzündeki mutluluk tarif edilemeyecek kadar mükemmeldi. Tamam, fotoğraflarda hayranlara sarılması biraz soğuk duruyordu. Ama gerçekte öyle olmadığından çok fazla emindim.
Sarışın olan kız gülümsedi ''Bir fotoğraf çekinebilir miyiz?'' Calum kıkırdayıp kafasını salladığında kıza baktım ''İsterseniz ben çekebilirim?'' kız gülümseyerek telefonu bana uzattı. Calum kollarını kızların bellerine sardı. Onlar hazır olduğunda fotoğraflarını çektim. Ardından telefonu kıza verdiğimde, kızda telefonunu Calum'a verdi ''Andrea ile bizi çekebilir misin?'' şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım, ardından Calum kahkaha attı ''Kız arkadaşımı benden daha çok sevmeye başlıyorsunuz,'' dediğinde kızlar şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdılar ''Tanrım, çıkıyorsunuz değil mi?'' birisi, diğerine döndü ''Sana söylemiştim Lucy. Çıkıyorlar işte.'' Calum bana göz kırptığında kızların arasına geçtim, dilimi çıkararak poz verirken onlarda bana ayak uydurdular ve Calum fotoğrafı çekti.
Kızlara veda ettikten sonra Calum kolunu omuzma attı ''Sana demiştim,'' dedi ''Onlar seni seviyorlar.''
**
Uzun ve yorucu bir gezinin ardından restoranta gidecektik ki Calum'un yorgunluğunu fark etmiş, onu evimin yakınındaki bir markete sürüklemiştim. Beraber alışveriş yapıp yemek hazırlayacak, ardından onu Kaptan Thomas'a çevirecektim. Daha sonra bir XMen filmi izledikten sonra beraber uyuyacaktık.
Markete adım attığımızda Calum boştaki eline bir sepet aldı, beraber reyonların arasına girdik, gözlerini bana çevirdi ''Ne alıyoruz?'' dudaklarımı büzdüm ''Tavuk eti sevdiğini umuyorum?'' beni onayladı, ardından devam ettim ''Tamam, sana soslu tavuk yapacağım?'' kaşları şaşkınlıkla kalktı ''Bebeğim, yemek yapabileceğinden emin misin?'' gözlerimi devirip Calum'a dil çıkardım ''Yumurta kıramam ama, güzel et pişiririm.'' ona göz kırptığımda elimi bıraktı, ardından sos reyonuna yöneldim. Calum ise telefonunu çıkarmıştı.
''Şimdi,'' dedim reyona eğilip ''Sarımsaklı mı yapsak, barbekü soslu mu, yoksa,'' gözlerimi gezdirirken suratımı buruşturdum ''Bu kadarmış.'' Calum'dan ses gelmeyince güldüm ''Sarımsaklı almayacağım, çünkü öpüşürken sarımsak kokusu duymak istemiyorum.'' Calum'dan yüksek sesli bir kahkaha patlattığında kaşlarımı çattım, barbekü sosunu elime aldım.
Calum, telefonunu bana doğru tutuyordu. Videoya çekmişti.
Gözlerimi kocaman açtığımda kahkahalara boğulmaya devam etti, elini göğsüne koyup kafasını geriye attı ''Cal,'' gözlerindeki yaşları silerken bana baktı ''Efendim?'' yutkundum ''O video, telefonunda kalacak. Değil mi?''
Alt dudağını ısırıp telefonuna dokunduğunda dudaklarını büzdü ''Aslında, yanlışlıkla tweetledim.'' gözlerimi kısıp ofladım ''Teşekkür ederim, beni herkese rezil ettin.'' arkamı döndüm, başka bir sos aldığımda Calum kollarını arkamdan boynuma doladı ''Güzelim, sana yemin ederim çok tatlıydın.'' dil çıkarıp tekrar ofladım ''Öpüşmekten bahsettim Cal, resmen sarımsak yersen seninle öpüşmem dedim.'' kahkahası tekrar kulaklarımı doldurduğunda istemeden bende güldüm ''Ama öpüşeceğini hepimiz biliyoruz. Değil mi?'' yanaklarımı şişirdim ''Evet, şimdi eti almaya gidiyorum seni bok kafalı.''
''Pekala, bende seni seviyorum.''
***
SİZİ AYIRMAK İSTEMİYORUMMMMMMMMMMMMM CALUM LÜTFEN GİTME
