"Hey, nereye gidiyoruz?" dedim kıkırdarken "Hmm sanırım biraz kafa dinlemeye." kaşlarımı kaldırdım "Yani?" derin nefes aldı ''Sidney'in birazcık dışarısında bir ev var, bir kaç gün orada kalırız. Sonra seni bizim eve götürürüm. Olur mu?'' yutkunup ona baktım ''Bekle, annenlerle mi tanışacağım?'' gülerken kafasını salladı ''Evet güzelim, seni merak ediyorlar. Bilirsin,'' dedikten sonra gülmeye devam etti ''Ah,'' dedim kafamı eğip ''Bende onları merak ediyorum, tanrım. Heyecanlandım.'' kıkırdamaya devam ederken, kafamı koltukta geriye yasladım, Calum gülümsedi ''İstersen biraz uyu, ben seni uyandırırım güzelim,'' derin nefes aldım ''Süper olur Cal,''
Eliyle yanağımı okşadıktan sonra gülümsedi ''İyi uykular bebeğim,''
''İyi uykular Calum.''
***
''Andrea,'' gözlerimi aralayıp etrafa baktım ''Bebeğim, kalk hadi yemek yiyeceğiz.'' gözlerimi sesin geldiği yöne çevirdiğimde Calum'un tepeden bana baktığını fark ettim ''Tanrım, geldik mi?'' kıkırdadı ''Evet, geldik ve bir saattir uyuyorsun. Bende yemek hazırladım,'' elimi alnıma koyup kalktığımda Calum bana bakmaya devam ediyordu, ardından hapşurduğumda kahkaha attı, ben ise homurdandım ''Neden en güzel dakikalarımızı ya hapşurarak ya da geğirerek bozuyorum ki.'' dediğimde kahkahası büyüdü. Kollarımı ona dolayıp yanağını öptüm ''Seni çok özledim Cal,'' Calum kıkırdayıp dudaklarıma öpücük kondurdu ''Bende seni özledim bebeğim, çok özledim hemde.'' uzanıp dudaklarını öpmeye devam ettiğimde, Calum'un elleri tişörtümün içerisine girdi.
Ellerimi ensesine çıkartıp saçlarını çekiştirdiğimde beni koltuğa yatırıp üzerime çıktı.
Karnım guruldadığında Calum'un hareket eden dudakları durdu, ardından kaşlarını çatarak üzerimden kalktığında dudaklarımı birbirine bastırdım.
''Yemek yedikten sonra, seninle sevişeceğim,'' dediğinde kahkaha attım, ardından kafamı salladığımda ayağa kalkıp benide kaldırdı, beraber masaya doğru ilerledik.
''Senin tavuğun kadar güzel olmadı ama, biftek yaptım sevgilim,'' dudaklarımı ıslatıp gülümsedim ''Biftek, severim,'' dediğimde alnıma öpücük kondurdu, bende masaya oturduğumda Calum'da karşıma oturdu.
''Okul nasıl gidiyor bebeğim?'' dediğinde ağzımdakini çiğnerken konuşmaya başladım ''Güzel gidiyor, derslerim iyi. Babamla sürekli bir tartışma içerisindeyiz. O diş doktoru olmamı istiyor fakat annem mimar olmamı istedi diye bana kızıyor.'' dedikten sonra güldüğümde Calum kaşlarını çattı ''Sen ne olmak istiyorsun ki?'' dudaklarımı büzdüm ''Sanatçı?'' alt dudağını ısırdı, ''Sana yardımcı olabilirim sevgilim,'' kafamı iki yana salladım.
''Hayır bebeğim, kendim bir şeyler yapmak istiyorum.'' kaşlarını çattı ''Andrea, sana yardımcı olmak istiyorum.'' gözlerimi onda odakladım ''Ne yapabilirsin ki?'' alt dudağını ısırmayı bıraktıktan sonra masadaki elimi tuttu ''Bilmiyorum, mesela bir konserimizde bizi boyayabilirsin. Bu şekilde bilirsin bir çok sanatçı var.'' gülümseyip Calum'a baktım ''Tanrım, seni seviyorum.''
***
Esneyip televizyona bakmaya devam ederken, Calum'un parmakları çıplak kolumda daireler çizmeye devam ediyordu ''Bir şeyler yapmak ister misin?'' dedi kulağıma yönelip, kıkırdadım ''Ne gibi şeyler?'' dedim, Omzuma düşen kahverengi saçları çekerken peltek sesiyle "Bebeğim," diye fısıldadı. Fısıldaması ve nefesiyle beraber kalbim teklerken ona doğru döndüm.
"Sorun yok," Yavaşça bana yaklaşırken çikolata rengi parlak gözleri, benim sıradan kahverengi gözlerim ve dudaklarım arasında gidip geliyordu.
En sonunda kuru dudaklarımın üstünde iri, yumuşak ve aynı zamanda nemli baskıyı hissettiğimde kalbim tüm vücudumdaydı.
Ve eğer o an ölmediysem, başka hiçbir zaman ölmezdim.
