Calum: seni sevdim Andrea
Calum: hatta sana aşık oldum
Calum: hayatımda kimseye aşık olmamıştım
Calum: sana kalbimi verdim
Calum: senin için Illinois'e geldim
Calum: gerçekten, yani
Andrea: Calum, seni arayabilir miyim?
Calum: ben, bilmiyorum
Calum: şuan kötü hissediyorum
Calum: seninle konuşmak istemiyorum Andrea
Andrea: Calum
Andrea: lütfen, yapma
Calum: hala inanamıyorum
Calum: neden o çocukla el eleydin
Calum: gözlerinin içine bana baktığından daha güzel bakıyordun
Calum: neredeyse öpüşüyordunuz
Calum, derin nefes alıp kafasını geriye yasladı. Göz yaşları her an gözünden süzülebilirdi. Michael haklıydı, ne bekliyordu ki? Mesafeli ilişkiler kısa ömürlüydü.
Telefonu titrediğinde dudaklarını ıslatıp dolmuş gözlerini telefona çevirdi, Andrea arıyordu.
Sesinin titrememesine özen göstererek telefonu eline aldı, en son telefonu Twitter'dan gelen bildirimleri engellemek için wifisini kapattıktan sonra yere fırlatmıştı.
''Calum,'' dedi, karşıdan Andrea, sesi hüzünlü çıkıyordu ve büyük ihtimalle ağlamıştı ''O çocuk arkadaşım, gerçekten aramızda bir şey yok,'' yutkundu ''Benden hoşlandığını söyledi, ardından elimi tuttu, yemin ederim elimi gerçi çekecekken beni kendisine çekti Calum,'' gözümden yaş düşerken derin nefes aldım.
Yaptığım şey aptallıktı.
Calum Hood, kimseye aşık olamazdı. Özellikle, Marvel blogundan tanıştığı, kendisinden iki yaş küçük bir hayrana aşık olmazdı, olamazdı.
Sesimin güçlü çıkıyor olmasını umarak konuşmaya başladım ''Siktir git Andrea,'' dedim, fakat sesimin titrediğine emindim ''Bir daha asla bana yazma, ya da arama.'' ardından histerik bir kahkaha atıp telefona bağırdım ''Tamam mı? Bir daha asla!''
**
CALUM CANIM CALUMUM İÇİM ACIOR
