on

2K 102 23
                                    

Niye bu kadar huzursuzdu? Neşe'nin rahatsızlığı nasıl kalbini ve zihnini bu kadar mesgul edebilirdi? Hiç normal değildi. Ne hissettikleri ne de hislerine engel olma konusundaki beceriksizliği... Hepsi Semih'in nefesini kesiyordu. İnadı ona dogru yolda olduğunu söylüyor ancak zihninde çok başka şeyler düşlüyordu.

"Yarın yemeğe çıkalım mı?" Dedi Çisem, Semih'in kucağına yan şekilde oturarak. "Ne zamandır bir şeyler yapmıyoruz."

"Ertesi gün maç var. Maçtan sonra gideriz bir yerlere." Semih, ensesinde Çisem'in ellerini hissetti. Masaj yapar gibi ovuyordu. Kafasını geriye attı, rahatlamaya çalıştı. Ama Neşe'yi düşünmeden edemiyordu. Merak ediyordu.

  Çisem'in dudaklarını boynunda hissedince önce tadını çıkarmaya çalıştı ancak sonra rahatsızca kıpırdandı. Keşke boyle sık sık gelmeseydi evine. Biraz alan verseydi Semih'e.

"Noldu?" Dedi Çisem.

"Bir şey yok. Yorgunum sadece, uykum geliyor."

"Hmm..." dedi Çisem biraz süpheyle. "Benimle ilgili bir problem yok değil mi?"

Semih gülümsedi. "Yok tabii ki sevgilim. Ne olabilir?" Kızın dudaklarını öptü.

2 saat sonra, yani Çisem sonunda evine gitmeye karar verdiğinde ne yaptığını bilmeden hızla dışarı attı kendini. Apartın önüne sürdü. Engelini kaldırmış olduğu Neşe'yi aradı.

"Noldu?" Dedi Neşe. Sesi aksiydi. Ancak uyumamıştı belliydi.

"Napıyorsun?"

"Niye aradın Semih?"

"Böyle aksi mi davranacaksın?"

"Bak ödev yapıyorum ve hala dünyalar kadar işim var. Nolur ne söyleyeceksen söyle."

"Aşağıdayım. İnersen bir 5 dakika seni görmek istiyorum."

"Ne işin var burada?"

  Neşe pencereye koştu. Apartın biraz ilerisine park edilmiş BMW'yi gördü.

"Bekliyorum."

"İnmeyeceğim."

"Arabayı patlatırcasına müzik açarım. Tüm apart ayağa kalkar."

"Aklını kaçırdın iyice. Bekle geliyorum."

  Neşe üzerine ince bir hırka alarak indi aşağıya. Yağmur çiseliyordu. Koşar adımlarla attı kendini arabaya.

"Noldu?" Diye sordu yan tarafında oturan Semih'e.

"Islanmışsın, bir kapşon alsaydın ya üzerine."

"Semih biraz daha ne istedigini söylemezsen çığlık atacağım."

"Tamam ya," dedi Semih de aksi bir halde. Neşe'nin onu bu kadar görmekten kaçınması onu üzmüştü. Nedenini şimdi tam söyleyemezdi ama üzmüştü. "Seni merak ettim. İyi misin, diye. Malum mesajlarıma cevap vermiyorsun."

"Her sabah aynı şeyleri yazıyorsun çünkü."

"Alıyor musun ilaçlarını?"

"Evet." Neşe biraz ihmal ediyordu aslında. Mesela bugün daha içmemişti. Saatleri hep şaşırıyordu.

"Bugün içtin mi mesela?"

"Daha içmedim."

"Al işte! Gündüzleri alman gerekiyor ki günün düzgün geçsin. Gece yatmadan önce içmenin ne mantığı var?"

"Tamam bu gece içmem, sabah içerim."

"Çok sorumsuzsun. Sana güvenende kabahat."

"Ya sen iyi misin?" Neşe bir anda yükseltti sesini. "Sanane benim ilaçlarımdan sağlık durumumdan. Kendini falan suçluyorsan hiç gerek yok. Duydun işte genetikmiş."

august // semih kılıçsoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin