altı

1.8K 92 26
                                    

Neşe hiçbir zaman net bir insan olmamıştı. Ya da özgüvenli ya da güçlü... Sosyal de değildi pek. Düşünüyordu da herhalde ömrü boyunca bir tane bile düzgün arkadaşı olmamıştı. Hala da yoktu. Mesela Semih hakkında kimseyle konuşanıyordu. Gerçi arkadaşı olsa bile konuşabilir miydi bilmiyordu. Çünkü Semih açık bir şekilde bir magazin figürü olmak istemediğini yani aralarındaki her neyse kimsenin bilmemesinin daha iyi olduğunu söylemişti.

  Böyle 3 ay geçmişti. Az bir zaman değildi.

  Neşe onun dediğini yapmaya çalışıyordu. Ne derse onaylıyor ve sesini çıkarmıyordu. Ta ki bugün Semih'in instagram storysini görene kadar. Fake hesaptan baktığı storyde kalabalık bir masada Semih'in yanında çok güzel bir kadın görene kadar. Dudaklarını ısırdı. Belki kulüpten falan biriydi. Tanışmıyorlardı. Öylesine denk gelmişti. Kendini buna inandırmaya çalıştı. Ama kadın o kadar güzeldi ki... işte bu kendini yetersiz hissetme alışkanlığı tekrar onun için gün yüzüne çıkıyordu.

  Dün dönemi bitmişti. Bugün de Rize'ye dönecekti, ailesinin yanına. Herhalde yaylaya giderlerdi. Neşe oraya gitmekten nefret ediyordu. Tüm yaz hayatla tüm bağı kopmuş şekilde çay topluyordu. Orada ne dışarı çıkacak bir yer vardı ne de telefon çekiyordu. Bir nevi hapishaneydi.

-otobüsüm akşam 11de. gitmeden görüşebilmemiz mümkün mü? 17.50

  Böyle yazmıştı Semih'e. 1 haftadır görüşnemişlerdi ve cok seyrek mesajlaşıyorlardı. Bunlar aslında başına gelen şeylerdi. Ama bu sefer içi daha bir huzursuzdu. Belki de o fotoğraftan ötürü.

-sekizde maç var, biliyorsun. yetişemem yüksek ihtimalle. geldiğinde görüşürüz. iyi yolculuklar. 18.05

  "Geldiğimde mi?" Dedi Neşe hayalkırıklığıyla. "3 ay sonra geleceğim." Canı çok sıkıldı. Ama bunu Semih'e belli etmedi. Maç öncesi onun canını sıkmak istemiyordu.

-peki, bol şanslar. 18.06

-teşekkürler 18.07

****

  Semih telefonu bırakıp derin bir nefes verdi. Neşe ile olan şey çok uzamıştı, bitirmesi gerekiyordu artık. Neyse ki kız evine dönüyordu. Araya zaman girince o ayrılık konuşmasıni yapmaya da gerek kalmazdı.

  Isınmaya sahaya çıkti. Az ileride rakip takımdan arkadası, Ferdi'yi gördü. Saha kenarında sırıtarak mesajlaşıyordu.

"Yine mi o kızla konuşuyorsun sen?" Dedi Semih huysuzca. Nereden bulmuslardı birbirlerini bilmiyordu ama Ferdi, Ahsen'e kafayı takmış durumdaydı. Üstelik Semih'ten her şeyi öğrenmesine rağmen bir santim uzaklasmamıştı kızdan.

"Yanlış anlama Semih ama senin kafandaki her şey çok keskin. Herkes hakkında kesin hükumler veriyorsun sonrasında da geri adım atmıyorsun. Ben Ahsen'i tanıdığım kadarıyla ondan hoşlanıyorum. Evet anlattıkların hazmetmesi zor şeyler değil ama onu böyle kabul ediyorum. Sen ne dersen de fikrim de değişmeyecek."

  Aynen böyle soylemişti Ferdi ona. Ahsen ne anlatmıştı nasıl kandırmıştı arkadaşını bilmiyordu ama artık bu konu hakkında konuşmayı bırakmıştı.

"Adı var abi, bir öğrenemedin."

"Neyse ne işte!"

"Sen niye huysuzsun bugün. Neşe gidiyor diye mi?"

"Yok ya," dedi Semih gevşekçe. "İyi oldu. Aylardır yapışık ikiz gibi."

"Kız mı istedi oğlum? Sen her gece kapısında bitiyorsun."

"Aşkından öldüğümden degil herhalde."

  Ferdi ayıplar gibi kafasını iki yana salladı. "Çok büyük sınanacaksın."

"Allah kerim." Dedi Semih. Uzatmadı, bu konuyu konuşmak istemiyordu. Arkadasıyla selamlasıp kendi takımının yanına döndü ısınmaya.

*****

"Nasıldım ama?" Ferdi gece 1'de vardı eve. Ahsen onu koltukta spor programı açık bir şekilde bekliyordu.

"Canını okudun Semih'in. Çok şaşkınım." Dedi Ahsen. "Yani bela okuyorum falan ama iyi topçu."

"Senin sevgilin daha iyi." Ferdi şımarık bir tavırla saçlarını geriye attı. Ahsen gülümsedi ona ama bu hüzünlü bir gülümsemeydi. "İyi misin sen?" Dedi Ahsen'e.

"Kemal'i lise mezuniyeti için hazırladıkları gösteriye almamışlar. Annemin ona canı sıkılmış."

  Ferdi iç çekti. Ahsen'in canını sıkabilen tek şey buydu. Elinden geldiğince maddi manevi onun yanında olmaya çalışıyordu. Ama maalesef insanların bakışlarını değiştiremiyordu.

"Gidecek misin sen mezuniyete? Kemal'i yalnız bırakmamış olursun hem."

"İsterdim ama bütlerim var." Ahsen, Ferdi'ye yanaştı. Sarıldı. Kokusunu içine çekti. Kıvırcık saçlarını kurcaladı. "Bir de beni çok özlersin sen."

"Özlerim." Dedi Ferdi. Kızı öptü dudaklarından. "Ama milli takım kampı var biliyorsun. Biraz yalnız kalacaksın."

"Maalesef." Ferdi kollarını kızın beline doladı. "Ama döndüğümde söz verdiğim gibi tatile gideceğiz. 2 gün falan sürecek ama olsun."

"Ferdi..." ahsen machup oldu. "Vaktin olmadığını biliyorum. Sıkıştırmak zorunda değilsin kendini."

"Sıkıştırmıyorum. Seninle vakit geçirmeyi seviyorum."

   Ferdi duş aldı. Birlikte yemeğe oturdular.

"Semih ile konuştuk bugün. Aslında sana söylemem doğru olmaz da..."

  Ahsen çocuğun ismini duyunca olduğu yerde rahatsızca kıpırdandı. Elinde olsa bir kaşık suda boğardı.
"Sanırım Neşe döndükten sonra Semih'i bulamayacak."

"Ne demek o?" Dedi Ahsen. Anlamışti ama ihtimal vermek istemiyordu.

"Bir kız var. Forma çekimlerinde tanıştılar. Semih bana açık açık bir şey söylemedi ama sanırım o kıza takılıyor. Yani peşinden koşuyor doğrusu."

  Ahsen iç çekti. Aptal Neşe, dedi içinden. Ne olur beni dinleseydin?

"Hmm... kötü olmuş."

"Başka bir sey demeyecek misin?" Dedi Ferdi.

"Ben zamanında söyleyeceğimi söyledim Neşe'ye de kendi beni dinlemedi. Napalım?"

****

  Neşe eve varışının 8.gününde salonda, yorgunluktan bayılır halde uzanıyordu. Babası ilerideki koltukta önünde çerezi ve birasıyla Türkiye'nin Bulgaristan ile olan hazırlık maçını izliyordu. Neşe'nin de gözü televizyondaydı. Bir haftadır kendisine mesaj atmayan, aramalarını cevapsız bırakan o kişideydi. Semih'te.

"Vur amınakoduğumun oğlu! Turşusunu mu kuruyorsun topun?!" Babası, Semih'e bağırıyordu. "Beş para etmez. Seni topçu edenin anasını sikim!"

Annesi sessizce önünde patik işliyordu. Kimse birbiriyle konuşmuyor, ağzını açan tek kişi, babası, ağzını açtığında da ya bağırıyor ya emirler yağdırıyordu.

  İç çekti Neşe. Bu tatil hemen bitseydi. İstanbul'daki hayatına geri dönseydi. Okuluna, nefes alabildiği o güzel daireye, Semih'e... Ama içinde haftalar önce başlamış o kötü his devam ediyordu. Döndüğünde hiçbir şeyin aynı olmayacağını biliyordu.

  Bu düşünceden 2 dakika sonra Semih gol attı. Ve sonra kamera locada oturan o kıza döndü, geçen gün Semih'in storysinde gördüğü o kıza.

august // semih kılıçsoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin