onbeş

1.8K 96 22
                                    


  Gerçekten de her şey Semih'in dediği gibi oldu. Semih, Neşe'ye bir bebek gibi davranmanın da ötesinde onun icin yanıp tutuştuğunu her fırsatta belli etmeye yemin etmiş gibiydi.

"Yarın tüm eşyalarını taşıyalım." Dedi Semih. "Benimle yaşa."

  Neşe güldü. Adamın göğsünde biraz daha yayıldı. Burnu adem elmasına değiyordu. "Olmaz. Kontratımız var."

  Semih kahkaha attı. "Tamam. O zaman en çok kullandığın şeyleri getir. Haftanın en az 7 günü buradasın."

"Aptal." Dedi Neşe eğlenerek. Semihin elini tuttu. Parmaklarını okşadı. Kaldırdı ellerini, izlemeye başladı.

"Yarın kulüp bir resepsiyon düzenliyor. Süper Kupa'yı kutlamak için."

"Icardi'nin burnunu kırmanı mı kutluyorsunuz?" Dedi Neşe.

"Az bile yaptım." Neşe güldü. "Sen de gel benimle. Bana eşlik et."

  Neşe düşünmedi. Ne önünü ne arkasını. "Olur." Dedi heyecanla. "Ama giyecek hiçbir şeyim yok."

"Yarın çıkarız alışverişe."

"Param da yok." Dedi Neşe ciddiyetle.

"Yavrum senin paran benim param mı var?"

"Evet. Senin var, benim yok." Aslında Ateş'ten borç alabilirdi. Keşke şimdi böyle söylemeseydi.

"Neşe ilk günden tartışmayalım güzelim. Valla paramız var. Hem de baya baya var. Yıllıl 3 milyon euro kadar."

"Yuh!" Dedi Neşe. "Sen baya baya zenginsin."

"Fenasından."

"İyi o zaman, sevgiline bir elbise alırsın."

****

  Ateş, Fenerbahçe'nin locasında otururken sağ tarafta koşan adama tabiri caizse hınçla bakıyordu. Ahsen ona geri dönmüştü. Hem de arkasına bakmadan koşarak.

"Senin ne işin var burada?" Ahsen, locada Ateş'i görmeyi hiç beklemiyordu.

"Maça geldim." Dedi Ateş. Basbaya Ahsen'in peşine takılmıştı.

"Locada ne işin var?"

"Zenginim?"

"Ne halin varsa gör Ateş."

  Maç boyunca konuşmadılar. Ahsen olabilecek en uzak yere oturdu. Ancak yine de kurtulamadi Ateş'ten. Maç sonunda otoparkta Ferdi'yi beklerken bir anda karşısına çıktı yine.

"Ateş çok oluyorsun ama artık! Ne istiyorsun benden ya?"

"Ferdi'den imza alacağım olamaz mı?"

"Ateş!"

"Bir de geçen 3 haftayı anlatacağım."

  Ahsen'in rengi soldu. Baştan aşağı korkudan titredi.

"Ateş yapma..." dedi yalvarırcasına.

"Gerçekleri bilmek hakkı."

"Ateş lütfen yapma."

"Niye kızım? Yatmadın mı benimle 2 hafta? Sevişmedik mi?" Ahsen sessiz kaldı.

"Lütfen..." diyebildi sadece.

"Uyuduk lan biz birlikte! Saatlerce konuştuk, sohbet ettik. Sinemaya bile gittik. Ya...ben sen sırf kardeşini görebil diye kaç saat araba sürdüm. Annenle tanıştım lan." Ahsen susmaya devam etti. "Üzeceğim seni diye aklım çıktı. Ahsen ben senin ağzının içine baktım."

"Sus!" Dedi Ahsen telaşla. Ferdi bir yerlerden çıkıp gelecek diye aklı çıkıyordu. "Sen sadece beni sikmek istedin, sadece bu. Ne beni ne kendini kandır."

"Lan öyle olsa o piçin adını her duyduğumda böyle delirir miydim? Ahsen niye anlamıyorsun? Görmek mi istemiyorsun, ben seni sev..."

"Görmek de duymak da istemiyorum. Bak sana sadece bir kez söyleyeceğim Ateş. Bir daha tekrar etmeyeceğim. Ben Ferdi'yi seviyorum."

"Öyle mi?"

"Öyle."

"Tamam, peki." Ateş sinirlendi. Şimdi gidip Ferdi'ye her şeyi anlatsa tüm sorunlarını çözerdi. Ama Ahsen'e kıyamadı. "Kıçına tekmeyi yiyince sakın bana gelme." Kızın çenesini tuttu. Çok güzeldi. Aklını yitirecekti. "Sakın Ahsen! Yüzünü bile görmeyeceğim senin."

***

"Bu çok güzel oldu." Dedi Neşe, heyecanla. Kruvaze saten elbisenin kumaşına hayranlıkla dokundu.

"Çok yakışmış." Dedi Semih de. "Ama biraz kısa mı? Sanki? Belki ucundan?"

"Dikkat ederim oturup kalkarken." Dedi Neşe. Semih bir şey demedi, onun heyecanını baltalamak istemiyordu.

"Alalım o zaman. O beğendiğin ayakkabıları da."

"Çok pahalı olacak?"

"Kızım ben sana ne dedim? Senede 3 milyon euro kazanıyoruz. Sen ve ben birlikte."

"O zaman..." dedi Neşe. "Şu kabanı da alalım mı?"

  Semih keyiflendi. Böyle olsunlar istiyordu. "Alalım güzelim."

  Çıktılar mağazadan. Avm'de biraz daha dolandılar. Semih de birkaç sey aldı. Birlikte kravat baktılar. Boş boş gezindiler. Kitapçıya girdiler. Neşe, Semih'in en son ortaokulda kitap okumasını alay konusu ederek ona birkaç kitap önerdi. Onları da aldılar. Evlerine döndüler.

  Huzur tam olarak böyle bir şeydi.

"Ben duşa gireceğim." Dedi Semih.

"Ben de... ama çok üşeniyorum." Neşe koltukta uzanırken konuştu.

  Semih ona yaklaştı. Önünde diz çöktü. Baş parmağını açık kolunda gezdirdi.

"Yıkayayım mı seni?" Diye sordu. Burnunu kızın boynuna sürttü. Neşe hayır anlamında kafasını salladı. "Niye?" Dedi Semih. "Özlemedin mi beni?"

"Özledim... hem de çok."

"Ben de seni özledim güzelim." Kızı kaldırdı. Dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu. Tişörtünün eteklerinden tutup soydu Neşe'yi.

"Sadece..." dedi Neşe. "Banyoda düşmez miyiz?"

  Semih güldü. Sahici bir gülüşle. "Ben seni tutarım. Hiç merak etme."

august // semih kılıçsoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin