14-

95 11 45
                                    

Her yeri didik didik aradım. Girdiğim her kapıda karşıma Big Mom'ın çocukları çıktı ama o çıkmadı.

Neredesin katakuri.

Neredesin lanet olası adam.

Aramızdaki meseleyi artık bir şekilde kapatmak gerekiyordu. Ama asla tatlı tatlı kapatamazdım bu meseleyi.

Sanjiyi evlendirilmekten kurtarıcam ve intikamımı da alıcam.

Nerede biteceğini kestiremediğim koridorda hâlâ bağıra bağıra koşuyordum. Big Mom ve Katakuri harici her bir insan çıkmıştı karşıma.

Sağa doğru bükülecekken solumdan gelen bir el arka yakamı sertçe tutup çekiştirdi. Ani bir tepki veremeden kendimi sırt üstü yerde buldum .

"Aghh kahretsin! Popom acıdı."

Popomu sıvazlayıp gövdemi dikleştirdim ve beni yere atan insana baktım.

Anlık bir şaşırma ile dişlerimi birbirine sürttüm. Sinirle ayağa kalkıp ellerimi yumruk yaparak dövüş pozisyonunda durdum.

"Hiç karşıma çıkmayacaksın sanıyordum." dedim gözlerimi karşımdaki adama dikerek.

Katakuri hiçbir mimik oynatmadan yüzüme doğru bakıyordu.

"Ne istiyorsun? Dersini aldın sanıyordum." dedi.

"Kapa çeneni! Nami ve Usopp'a yaptıklarının bedelini ödeyeceksin!" dedim kızgınlıkla.

Katakuri alayla gülmeye başladı.

Yumruklarımı öyle bir sıkıyordum ki artık avucumun içi kanamaya başlıyordu. İçimdeki sinir katakurinin karşımda alayla gülmesiyle daha da kabararak üzerine doğru koşmaya başladım.

Sağ yumruğumu daha da sıkarak tam Katakuriye vuruyordum ki eliyle yumruğumu durdurup aniden diğer eliyle boğazımı kavrayıp beni yukarı kaldırdı.

Neden bu kadar uzun ve kalıplı olmak zorundaydı ki!

"Aptal." dedi yüzündeki gülümsemeyi eksik etmeden.

"Sen-sensin lan aptal! bırak beni hemen!" diyerek kurtulmaya çalışıyordum ama nafile.

Eliyle boğazımı daha da sıkıp az daha nefes alamayacak duruma gelmiştim.

Nefes alamasam bile elinde ölmeyeceğim asla.

"Anlıyorum... Neden bukadar kızgın olduğunu gerçekten de anlıyorum." dedi

"Arkadaşlarıma zarar verdiğin için kızgınım. Anlayacaksın tabiikide!" dedim zar zor konuşarak.

"Kendini kandırmayı bırak. Arkadaşta arkadaş diyip duruyorsun. Aslında sevgilinle öpüşmenizi böldüğüm için kızgınsın değil mi?" dedi alayla.

Sevgilim mi?

Sevgilim mi varmış benim.

"Ney-neyden bahse-bahsediyorsun sen?" boğazımı gittikçe daha da sıkıyordu ve ben gerçekten de konuşmakta zorluk çekiyordum.

"Şu...Trafalgar Law seni öpmek üzereydi."

"Ha?" dedim ne dediğini kavrayamadan.

my Sunshine / LawluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin