anxiety

305 17 133
                                    

Tom'un yatağında oturup ayaklarımı sallandırıyordum. O çocuğun Mattheo çıkması bende şok etkisi yaratmıştı. Benim Tom'la olan ilişkim de Mattheo'da şok etkisi yaratmış olmalıydı. İkisi koltukta oturup konuşuyorlardı. Bense kendimi biraz soyutlamış, kafamdaki düşüncelerle meşguldüm. Mattheo'nun ellerini bana doğru sallamasıyla gözlerimi onlara çevirdim.

: Ne?

Mattheo güldü.

: İki saattir senin hakkında konuşuyoruz ve ağzını açıp tek bir cümle söylemiyorsun.

Tom gözlerime bakarak;

: Dinlemiyor çünkü.

Mattheo gülerek kafa salladı.

:  Ne düşünüyorsun Lydia?

: Öyle dalmışım. Siz devam edin.

Sessizlik oluştu. Sessizliği bozmam gerektiğini düşündüm.

: Neden geldin Mattheo?

Birden yüzü asıldı. Sormamam gereken bir şey mi sormuştum?

: Lord öyle istedi.

Kafa salladım. Tom elini Mattheo'nun omzuna koydu. Bu iki kardeşin babalarından bahsetmeyi sevmediği açıktı. Haklılardı da. Muhtemelen Mattheo'nun yüzündeki yara izlerinin sebebi de babalarıydı. Kendimi kötü hissetmiştim. Yataktan kalkıp ikisinin ortasına oturdum ve belki hatamı telafi edebilirim umuduyla gülerek kollarımı açtım ve;

: Üçlü sarılma?

Tom yüzünü buruştururken Mattheo kahkaha atarak bana sarıldı. Bir kolumla Mattheo'ya sarılıyordum. Öbür kolumu Tom' a uzattım. Dudağımı büzdüm. Biraz şımarıklık yapmanın zararı olmazdı.

: Hadi ama Tom. Sadece bir sarılma.

Nefes verdi ve kafasını iki yana salladı. Bana sarıldığında söylenerek;

: Bunu yaptığıma inanamıyorum.

Mattheo'yla ikimiz gülerken birden Mattheo beni gıdıklamaya başladı. Fazla gıdıklanan biriydim ve kendimi ondan kurtarmaya çalışsam da işe yaramıyordu.  Mattheo öbür eliyle de Tom'u gıdıklamaya çalışıyordu ama Tom gıdıklanmıyordu. Biraz benim kıvranmamı izledikten sonra Mattheo'nun elini tuttu ve onu durdurdu.

: Kes şunu.

Mattheo durur durmaz ayağa kalktım. Gülmekten gözlerimden yaşlar geliyordu. Hala gülüyordum. Nefes nefese karnımı tutarak konuştum.

: Lütfen bir daha yapma bunu.

Mattheo gülerek kafa salladı ve Tom'a gözlerini devirdi.

: Çok sıkıcısın.

Tom ayağa kalktı ve Mattheo'yu da kaldırıp kapıyı gösterdi.

: Dışarı.

Mattheo oflayarak kalktı ve odadan çıkmadan önce bana baktı.

: Bu huysuza nasıl tahammül ediyorsun?

Kıkırdadım. Göz ucuyla Tom'a baktığımda elini asasına götürdüğünü gördüm. Mattheo da fark ettiğinde kahkaha atarak kapıyı kapattı.

Tekrar yatağa oturdum ve Tom da yanıma oturdu. Düşünceli görünüyordu. Anlayamadığım bir şeyler vardı ve onun için endişelenmekten kendimi alamıyordum. Elimi yanağına koydum ve baş parmağımla yanağını okşadım. Yanında olduğumu hissetmesini istiyordum.

: Hey, bir sorun mu var?

Elim hala yanağındayken gözlerini kapattı. Derin bir iç çekti ve elini elimin üzerine koydu. Bir süre öyle kaldık. İkimiz de konuşmuyorduk. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım ama elimden bir şey gelmiyordu.

Night Sky Petunia // Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin