immortal love

219 13 119
                                    

Birinin beni kucağına almasıyla gözlerimi açtım.

: Tom?

Beni kucağında tutan kişi yüzümdeki kurumuş göz yaşlarını temizlerken ağlamaklı bir ses tonuyla konuştu.

: Tom'u göndermediler Lydia. Ondan şüpheleniyorlar. Seni almam için beni gönderdiler.

Merdivenlerden çıkıyorduk. Hareket edecek gücüm yoktu. O mahzende kesinlikle bir şey vardı, kendimi bu kadar bitkin hissetmem normal değildi.

: Draco? Sen de mi?

Dolu gözlerle kafasını iki yana salladı.

: Sence bunu yapmak istiyor muyum? Yapmak zorundayım.Yapmazsam beni öldürecekler.

: Yapmak zorunda değilsin Draco. Kimse seni bunun için zorlayamaz.

Ağlayarak sesini yükseltti.

: Zorluyorlar işte Lydia! Görmüyor musun? Her şey senin düşündüğün gibi kolay değil!

: Bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorsun. Karşı koyabilirsin. Cesur ol biraz!

Lucius Malfoy bizi karşıladı. Oğlunun omzuna dokundu. Onaylayıcı şekilde kafa salladı. Draco beni kucağında taşıyarak yine aynı masaya götürdü. Bu sefer sandalyelerden birine oturmuştum. Mattheo'nun Tom'un kolunu sıkıca tuttuğunu fark ettim. Onu korumak için yapıyordu, benim için kendini riske atmasın diye yapıyordu. Benim yüzümden Tom'un zarar görmesini ben de istemiyordum. Ona birşey olursa benim canım daha çok yanardı.

Herkes oturduğunda Lord konuşmaya başladı. Zaten kimseden çıt çıkmıyordu. Masadakiler geçen seferkiyle aynıydı. Tek değişiklik Draco'nun da eklenmiş olmasıydı.

: Harry Potter'ı getirmemiz an meselesi Lydia. Ölümünüze çok az kaldı.

Doğrudan Lord'un suratına bakarak konuştum.

: Bizden ne istiyorsun!?

Lord kahkaha attı. İşaret parmağını yüzümde gezdirmeye başladı.

: Ne kadar da cesursun, bana bağırıyorsun... Bu aptallığının bir bedeli olacak Lydia.

Lord gözleriyle Bellatrix'e işaret verdi. Bellatrix'le beraber Tom da Mattheo'nun elinden kurtulup ayağa kalktı.

: Eğer ona dokunursan...

Bellatrix duraksayıp Lord'a baktı. Lord sinirle ayağa fırladı.

: Eğer çok yetenekli olmayıp işime yaramıyor olsaydın seni şu an öldürmüştüm Tom! Yerine otur!

Bu sözler Tom'u hiç de etkilemişe benzemiyordu. Mattheo tekrar Tom'u kolundan tuttuğunda Tom kolunu sertçe çekti. Lord'a meydan okurcasına konuşmaya başladı. Ona bir şey olmasından korkuyordum. Kendimi asla affetmezdim.

: Onun canını acıtmayacaksın, yoksa bu odadaki herkes teker teker ölür. Anladın mı!?

Voldemort sinirle asasını Tom'a doğrulttu. Ona zarar vermesine izin veremezdim. Düşünmeden önüne atladım. Bu yaptığım Tom'un hoşuna gitmemişti.

: Lydia, ne halt ediyorsun!? Çekil önümden!

Ona döndüm.

: Sana zarar vermemesini sağlıyorum aptal!

: Bana zarar vermeyecek! Ben olmadan hiçbir şey yapamayacağının farkında! Yerine geç dedim sana!

Bellatrix yavaşça alkışlayarak yanımıza geldi. Ağlama taklidi yapıp dalga geçerek konuştu.

Night Sky Petunia // Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin