the expected guest

310 18 85
                                    

Gözlerimi açtığımda Tom'un göğsünde yatıyordum. Bana sıkıca sarılmıştı. Saat daha erken olmalıydı. Uyuyup uyumadığını görebilmek için kafamı göğsünden omzuna koydum. Gözleri açıktı. Bana bakıp gülümsedi.

: İyi uyudun mu?

Ben de gülümsedim.

: Fazlasıyla.

Yüzüme düşen saçlarımı yüzümden çekti. Eli yanağımda oyalanırken usulca sordu;

: Benden korkuyor musun?

Bu soru duraksamama sebep oldu. Korktuğum biriyle bunları yapacağımı sanmıyordum. Dün gece içimde çok şeyi değiştirmişti.

: Korkmak mı? Kendimi hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim.

Saçlarıma küçük bir öpücük bıraktı.

: Bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacak. Sürekli yanında olacağım.

Doğruldum ve yüzlerimiz karşı karşıya geldi. Nefesini dudaklarımın üzerinde hissediyordum.

: Neden Riddle? Şu anda neden buradasın?

Beni sevdiğini söylemesine ihtiyacım vardı. Tom için bunu söylemenin zor olduğunu biliyordum ama bunu duymaya ihtiyacım vardı.

: Nedenini göremeyecek kadar kör müsün gerçekten Lydia?

Kafamı iki yana salladım.

: Sadece söylemeni istiyorum.

Sırıttı. Dudağını dudağıma bastırdıktan sonra geri çekildi ve fısıldayarak;

: Beni kendine aşık ettin. Bunu sen de biliyorsun.

Kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Yüzümün kızardığını hissediyordum.

: Biliyorum.

O sırada Hermione'nin sesiyle irkildim.

: Ne oluyor be?

Tom'un t-shirt'ü hala yerdeydi. Birbirimize sarılıyorduk ve neredeyse öpüşürken yakalanmıştık. Çok yanlış anlaşılacak bir görüntümüz vardı. Aslında pek yanlış anlamış da olmuyordu. Açıklama yapmaya fırsat bulamadan Hermione odadan çıktı. Tom kalkıp üstünü giydi ve söylenmeye başladı.

: Abartıyor.

Bence haklıydı. Ben uyurken oda arkadaşımın yanımda işi pişiriyor olmasını istemezdim. Hermione'den özür dilemem gerektiğini ve durumu izah etmem gerektiğini biliyordum. Üstümü giyinmek için dolaba yürürken Tom'a döndüm.

: Abartmıyor. Ayıp oldu.

Tom sırıtmaya başladı. İmalı bir bakış attı ve yine kızardığımı hissediyordum. Arkamı dönüp kıyafetlerimi seçtim ve giyinmek için banyoya girdim. Giyinip çıktığımda Tom'u dolabımı karıştırırken yakaladım.

: Hey, ne yapıyorsun?

Geri çekildi. Eliyle üstümdekileri gösterdi.

: Kıyafetlerine bakıyorum. Hepsi böyle mi diye.

Kıkırdadım.

: Ne varmış üstümdekilerde?

Kafasını iki yana salladı. Elimi tuttu ve beraber odadan dışarı çıkarken mırıldandı.

: İlla seni katil edeceğim diyorsun.

Cevap vermedim. Normalde "zaten katilsin" derdim ama onu sinirlendirmeye niyetim yoktu.

Night Sky Petunia // Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin