roommate

564 23 67
                                    

O kadar yorgun hissediyordum ki... Gözlerimi açmaya çalışmadım bile. Zaten ilk günüm hiç istediğim gibi geçmemişti, bir de üstüne yeni biriyle tanışmak istemiyordum. En azından şu anlık. Uyuma numarası yapmak en iyi fikir gibi görünüyordu. Zaten pek numara yapmış da sayılmazdım, gerçekten gözlerimi açamıyordum.

Kim olduğunu bilmediğim oda arkadaşım yavaşça kapıyı kapattı. Biraz kapının önünde öylece durup bekledi, hareket etmediğini anlayabiliyordum. Yavaşça kendi dolabına doğru yürüdü. Dolabın kapağı gıcırdayarak açıldı. İçinden kıyafetlerini çıkardığını duydum. Sanırım şu an üstünü değiştiriyordu. Refleks olarak göz kapaklarımı daha da bastırdım. Onu rahatsız etmek istemezdim sonuçta, değil mi? Bu hareketimi fark etmediğini umuyordum. Yatağına girdi ve kitap sayfası sesleri duydum. Sanırım kitap okumayı seven biriydi. Kitap okuyan insanlardan zarar gelmezdi -yani en azından ben öyle umuyordum-. Sayfaları çevirme sesi bir melodi gibi gelmişti ve artık uykuya dalmak üzereydim. Kendimi uykunun kollarına bırakmadan önce zihnimde canlanan tek şey Tom Riddle'in tehditkar tavırlarıydı. Onu bir daha görmemeyi umarak uykuya daldım.

Dolap gıcırtısıyla gözlerimi açtım. Fazlasıyla iyi uyumuştum. Büyük ihtimalle şu an gözlerim kıpkırmızı, saçlarım kabarmış,yüzüm şiş ve göz altlarım uy*şturcu bağımlısıymışım gibi mosmordu. Gözlerimi ovuşturarak ve dost canlısı bir tavır takınmaya çalışarak oda arkadaşıma baktım.

Bir dakika. Ne?. Hayır. Olamaz. Lan. Tam olarak bu düşünceleri suratıma da yansıtmış bir yüz ifadesiyle bakmaya başladım. Benim bu şok olmuş halimden oldukça keyif almış görünüyordu. Karşımda duran kişi.. doğru tahmin.. Tom Riddle'di. Ayağa kalktım ve karşısına dikildim.

: Senin ne işin var burda!?

Küçümseyici bir bakış attı ve;

:Kendi odamda ne işim olduğunu mu soruyorsun?

Ağzım açık bir şekilde yüzüne baktım. Olamazdı. Olmamalıydı böyle bir şey. Babam izin vermezdi ki. Babama söylersem hemen odamı değiştirirdi, emindim.

: Babamın bundan haberi var mı? Asla böyle bir şeye izin vermez. Bundan kim sorumluysa çok pişman olacağından eminim.

Yüzünde bir sırıtış belirdi. Yaklaştı, yaklaştı...

: Bunu Snape istedi zaten, benim istemediğimden emin olabilirsin. Ben de sana bayılmıyorum.

:Ne? Babam niye böyle bir şey istesin ki?

Çenemi kaldırdı ve yumuşak bir ses tonuyla konuşmaya başladı;

:Bir tek bana güveniyor. O yüzden.

Parmaklarını çenemde hissetmeyi beklemiyordum. Yutkundum. Öylece kaldım. Elini çekti ve beni baştan aşağı süzdü.

:Dersin başlamasına 10 dakika var. Biliyorsun değil mi?

: Hayır bilmiyorum. Neden uyandırmadın beni? Alarmını da duymadım.

Sırıttı ve kapıya doğru yürümeye başladı.

: Ben alarm kurmam.

Dedi ve kapıyı açtı. Tam kapıdan çıkarken peşinden koştum ve kolunu tuttum.

: Sınıf nerde onu bile bilmiyorum. Beklesen olmaz mı?

Kolundaki elime baktı ve kolunu çekti.

:Senin yüzünden geç kalamam. Birine sor, söyler.

Dedi ve yürümeye başladı. Şu kısa siyah saçlı kız da odasından çıkıp Tom'un yanına gitti. Yan yana yürümeye başladılar. Kız yine bir şeyler anlatıyordu. Tom yine cevap vermiyordu, ya da sadece kafa sallıyordu. Ama Tom Riddle'i birazcık da olsa tanıdıysam, eğer o kızın yanında olmasını istemeseydi o kız orda olmazdı. İçeri girdim ve dolabımı açtım. Hava mevsime göre oldukça sıcaktı,dolaptan kot bir şort çıkardım, üstüne de yeşil bir askılı crop çıkardım. Hemen giyindim, kıyafetler vücuduma tam oturmuştu. Çabuk olmaya çalışarak makyajımı ve saçımı yaptım. Cübbemi de giydikten sonra sınıfı bulabilme ümidiyle odadan çıktım. Odadan çıktığımda ders başlamıştı. İlk günden geç kalmıştım. Koridorda yürürken derse geç kalmış biri daha olduğunu gördüm. Hemen yanına gittim. Sarı saçları ve mavi gözleri olan bir erkekti. Hızlıca yürüyordu. Beni fark edince yan bir bakış atıp yavaşladı.

: Ne yapıyorsun?

Beni sapık sanmasını istemediğim için ciddiyetle cevap verdim.

: İlk günüm ve geç kaldım. Üstelik sınıfı bulamıyorum. Yardım edebilir misin?

Kafa salladı;

:Kim olduğunu biliyorum Lydia. Benimle gelebilirsin. Zaten oraya gidiyorum. Ama Snape geç kaldığımız için çok kızacak.

Elimi uzattım ve gülümsedim

: Teşekkür ederim. Memnun oldum...?

: Malfoy. Draco Malfoy.

Demek bir Malfoyla arkadaş olmuştum. Sınıfa varmıştık. Önden ben girdim. Snape anında bize döndü ve

:Buraya gel Lydia.

İkiletmeden yanına gittim. Elini omzuma attı ve sınırlı bir şekilde bana baktı.

: İlk günden geç mi kalıyorsun!? Hem de Malfoy'la?

: Özür dilerim Profesör. Bir daha olmaz.

Kafa salladı ve sınıfa döndü.

: Bilmeyenler için söylüyorum, benim kızım Lydia. Onunla kimse konuşmayacak. Dokunmaya cüret bile etmeyecek. Riddle, sen de dahil. Anladınız mı?

Sınıftakiler kafa salladı. Belli ki çoğu babamdan korkuyordu. Snape tekrar konuşmaya başladı;

: Riddle'in yanında oturacaksın. Tüm derslerde.

Gidip Tom'un yanına oturdum. Dersi dinlemeye çalışsam da çok başarılı olduğum söylenemezdi. Tom da bunu fark etmiş gibi görünüyordu. Kulağıma eğilip fısıldayarak;

: Derse odaklanmalısın.

Cevap vermek için ona döndüğümde hala bana dönük olduğunu fark etmemiştim. Birden burunlarımız neredeyse değecek kadar yakın oldu. Nefesini dudaklarımın üstünde hissediyordum. Bunu önemsemeyip fısıldayarak cevap verdim;

: Odaklanmaya çalışıyorum ama çok fazla bilgi var. Aklım almıyor.

Bir an için bile olsa gözlerinde beni anladığını gösteren bir ifade belirdi. 2 saniye falan sürse de Riddle'in da duyguları varmış gibi hissetmeme yetmişti. Geri çekilip cevap verdi.

: Odaklanmaya çalışmıyorsun Lydia. Bidaha bana yalan söyleme.

: Sana yalan söylemiyorum.

İç çekti ve bir deftere bir şeyler yazmaya başladı. Ne yazdığını gerçekten merak ediyordum. Ama okursam kesin kızardı. Defterin kapağını kapattığında kapağında kendi isminin yazdığını fark ettim. "Tom Marvolo Riddle" Günlüğü mü vardı? Riddle beni her geçen dakika daha da şaşırtıyordu. Oraya benimle ilgili yazdığından emindim.

: Benimle ilgili yazdın.

Bana döndü ve tek kaşını kaldırdı.

: Seni ilgilendirmez.

Kafa salladım.

: Evet, ama merak ediyorum. Ne yazdın?

İç çekti.

: Neden bu kadar meraklı olmak zorundasın? Seni ilgilendirmez dedim.

Tam o sırada Profesör Snape geldi ve ellerini masaya vurdu.

: Sohbet nasıl Riddle? Dersi ne zaman dinlemeyi düşünüyorsun Lydia?

Night Sky Petunia // Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin