him&i

214 19 164
                                    

O an yapmak istediğim tek şey ona koşmaktı. Koşup boynuna sarılmak, kokusunu içime çekmek. Bir daha hiç bırakmamak. O kadar özlemiştim ki...

Yapmak istediğim gibi de yaptım. Ona doğru koştum, kollarını açtı. Kollarına atladım, beni kaldırıp etrafında döndürdü. Aynı anda hem gülüyor hem ağlıyordum. Beni yere indirdiğinde tekrar sıkıca sarıldım. Sarılmayı bırakmadan konuştum.

: Seni kaybettiğimi sandım...

Yüzümü avuçları arasına aldı. Gülümsedi.

: Beni asla kaybetmeyeceksin. Ben de seni asla kaybetmeyeceğim.

Yaklaştım, o da yaklaştı. Dudaklarımız birbiriyle buluştuğunda dışardaki savaşı duymuyordum bile. Sadece o ve ben vardık. Kollarımı boynuna dolamıştım, onun kolları da benim belimdeydi. Sonsuza kadar öyle kalabilirdim ama bulunduğumuz odanın duvarının patlamasıyla birbirimizden ayrılmak zorunda kaldık.

Gözüm Harry'i aradı. Çoktan gitmişti. Tom elimden tuttu ve koşmaya başladık. Odadan çıkıp koridor boyu koştuk ve köşeyi döndüğümüzde karşımızdaki duvarın yıkıldığını gördüm. Çıkmaz sokaktı. Yolun sonuna gelmiştik. Elini sımsıkı tutuyordum.

Belki de az sonra ölecektim, ama mutluydum. Yanımda o vardı. Onunla konuşmayı özlemiştim. Sessizliği bozdum.

: Cisimlenmeden önce Voldemort'un Avada Kedavra lanetini söylediğini duydum. Nasıl kurtuldun?

Tom gözlerini kaçırdı. Yüzü düşmüştü. Hatta gözlerinin dolduğuna emindim. Nefes aldı ve konuştu.

: Mattheo kendini önüme attı.

Gözlerim kocaman açıldı.

: Ne? Yani o...

Tom kafa salladı.

: Evet... Öldü. Kucağıma düştü. Ölmeden önce son sözleri " yaptığım şey için beni affet, elimde değildi. İçimdeki suçluluk duygusunu anca böyle bastırabilirim. Lydia'yı hiç bırakma. Hep mutlu olun. İkinizden de özür dilerim." oldu.

Ağlayarak Tom'a sarıldım. O ölmediği için mutluydum ama Mattheo'nun kendini feda etmiş olmasına çok üzülmüştüm. Abisine karşı kendini mahcup hissettiği için hatasını böyle telafi edeceğini düşünmüştü.

Tom yüzüme yapışan saçları yüzümden çekti. Göz yaşlarımı sildi.

: Mattheo'nun dediğini yapacağız. Hep mutlu olacağız.

Kafa salladım.

Birden yanımızda iki karaltı belirdi. Bellatrix ve Barty Crouch Jr. 'ı gördüğümde artık yolun sonuna geldiğimi düşünmüştüm. Tom elimi sımsıkı tuttu.

Bellatrix gülerek yanıma geldi ve kolumdan tutup çekmeye başladı.

: Demek buradasın kaçak. Lord seni bulduğum için çok sevinecek!

Barty Crouch Jr da asasını Tom'a doğrultuyordu. Artık ona güvenmiyor olmalıydılar. Tom kulağıma fısıldadı.

: Korkma. Kimse sana zarar veremez.

Ciddi misin der gibi bir bakış attım. Nasıl kendine bu kadar güvenebiliyordu aklım almıyordu. Bellatrix istese beni anında öldürebilirdi.

Meydana çıktığımızda Lord gülerek bize yaklaştı. Barty Crouch Jr, Tom'u tuttu ve benden uzaklaştırıp bir kenara çekti. Asasını almıştı.

Ortada Lord'la karşı karşıya duruyorduk. Babam Lucius'la karşılaşmasından galip gelmişti. Sirius hala yaşıyordu ama yaralıydı. Göz göze geldiğimizde bana burda olmamam gerektiğini anlatan bir bakışla baktı. Ron ve Hermione de hala yaşıyordu. Arkamda duruyorlardı. Bellatrix gidip Harry'i de getirdi. İkimiz de yakalanmıştık. Kimse bir şey yapamıyordu.

Night Sky Petunia // Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin