2.6

5.4K 267 53
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

"Gül yumurtaların arkasında ne işin var kızım senin ya!?" diye sitem eden kasabın gerçek sahibi Murat Amca'ya kafamı olduğum yerden çıkarmadan cevap verdim.

Güney'in gelmesine az kalmıştı ve ben heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum. Çocuk gibi buraya saklanıp ona sürpriz yapma fikri gelmişti aklıma.

"Murat Amca, dur şimdi! Birazdan Güney gelecek, ona sürpriz yapacağım! Korkutacağım onu!" dedim.

Adam dışından sabırlar çekerken olduğum yere daha çok sindim. Burada bulunurken sırtıma ağrılar girse de gözüm hiçbir şey görmüyordu.

Güney'in dönüyor olmasının verdiği mutluluk başımı döndermişti.

Dediği gibi ondan sadece 4 gün ayrı kalmıştım. Ama o 4 günü ne siz sorun ne ben söyleyeyim! Acaba askere falan gitse onu bekleyecek kadar sabırlı olabilir miydim?

Hiç zannetmiyorum.

Yarın gider dürbün olarak işe başlardım valla!

Kasabın girişinde ayak sesleri duyunca birinin geldiğini anlamıştım. Umarım müşteri değildir, umarım Güney'dir diye sokurdanırken Osman'ın karga sesini duymamla göz devirdim.

"Murat Amca, benim kuzeni gördün ?"

Allah kahretmesin seni Osman!

Götüne üst üste fitiller girsin Osman!

Yerimi belli edeceksin şimdi hain!

Murat Amca benden tarafa baktı. Ona yaptığım maymunumsu kaş göz hareketleriyle burada olmadığımı söylemesini istedim.

Burada olduğumu söylerse Osman kesin planımın içine ederdi.

Adım gibi emindim.

Murat Amca kafasını çevirip konuşmaya başladı. "Hangi kuzeninden bahsediyorsun?"

Sanırım içerideki sandalyelerden birine oturmuştu. "Hangi kuzenim olacak! Gül tabii ki!"

Ebru burada eşek başı mı?

Kızın pabucunu dama attı bir de.

"Yok oğlum görmedim ben." demesiyle rahatlamıştım.

Tam o anda duyduğum müthiş sesin sahibi hayatımın anlamı, yollarını gözlediğim kurt bakışlım Güney olduğunu anlamamla bulunduğum yerden yırtık dondan çıkar gibi çıkıp ellerimi kocaman açtım.

Tabi bende sakarlık diz boyu!

Yumurtalardan birkaç tane kırınca Murat Amca konuşmaya başladı. "Eh be kızım! Yaptığın mi şimdi senin?"

Onu hiç duymuyordum bile. Kelimenin tam anlamıyla Güney'e odaklanmıştım.

Şaşırmış olacaktı ki yüzüme bakakalmıştı. "Gül?"

Koşarak boynuna atladım ve sıkı sıkı sarıldım ona. Sigarayla karışık erkeksi kokusu burnuma dolduğunda oracıkta düşüp bayılmamak için ondan destek aldım.

Osman ikimizin arasında göz gezdirdi. O da şaşkın gibi görünüyordu.

"Murat Amca sen bana Gül'ü görmedim dedin. Kız buradan çıktı!" dedi

Sarıldıktan sonra geri çekildiğimde yüzüne baktım. Şaşkın ve memnun bir ifade vardı gözlerinde.

Kocaman gülümsedim. "Sana sürpriz yaptım!"

O da hafif bir tebessüm etti. "İnanamıyorum sana. Batırdın ortalığı başımın belası!" dediğinde arkamı dönüp yerde kırılan birkaç yumurtaya baktım.

Gözüm Murat Amca'ya kaydı. "Özür dilerim. Şimdi temizlerim. Parasını da getiririm." derken temizlemek için tam eğilecektim ki Güney kolumdan tuttu.

"Boşver ben temizlerim."

Tam o anda bir patlama sesi duyunca hepimiz irkildik.

Arkamızı dönüp neler olduğuna bakacaktık ki üstümüze düşen renkli kağıtlar Ebru'nun konfeti patlattığının haberini vermişti.

Eh bunu da ben istemiştim tabii.

Güney tekrar bana döndü. "Beni bu kadar özlediğine inanamıyorum gerçekten. Beni mutlu ettin."

Bir süre yüzümü inceledikten sonra konuşmaya devam etti. "Gel bende sana bir şey vereceğim. Sürprizin dışarıda!"

Onunla birlikte dükkandan çıkıp kapının önüne geldiğimizde küçük kutunun içindeki minik sarı kediyi görünce daha bir çıldırdım.

Tekrardan boynuna atlayıp sarılırken o da bana ilk kez karşılık vermiş, ellerini belime dolamıştı.

Ayrıldığımızda yeni kedimi kucağıma alıp tüylerini okşadım. Güney mutlu bir ifadeyle kediye ve bana bakarken konuşmaya başladı.

"Ona bir isim verelim."

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "İsmi bizim baş harflerimizle başlasın."

"Güneş olsun! Tüyleri de sarı sarı zaten." demesiyle bir düşündüm.

"Tamam olsun. Ne de olsa ismini sen koydun." dedim. Biz yan yana öylece durup konuşurken mahalleden gelen geçen bize bakıyordu. Kafamı çevirip her birinin üzerinde göz gezdirdikten sonra Güney'e geri döndüm.

"Mahalledeki herkes bakıyor bize. Rahatsız oluyorsan uzaklaşalım biraz."

Kafasını onaylamazca salladı.

"Gerek yok. Rahatsız olmuyorum."

...

KASAP || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin