5. 𝑩𝒐̈𝒍𝒖̈𝒎- 𝑲𝒂𝒄̧𝒂𝒌 𝑷𝒓𝒆𝒏𝒔𝒆𝒔

17 4 1
                                    

              5. 𝑩𝒐̈𝒍𝒖̈𝒎- 𝑲𝒂𝒄̧𝒂𝒌 𝑷𝒓𝒆𝒏𝒔𝒆𝒔

Aaron'la beraber iki saattir atın üzerinde yolculuk yapıyorduk. Canım acayip sıkılmıştı.

"Aaron çok bunaldım. Daha çok mu var?"

"Sabırlı ol Çürük Portakal. Çocuk gibisin"

Derin bir iç çekip "Ama sen atı sürüyorsun. Bu yüzden canın sıkılmaz. Bari atı ben süreyim" diye mızmızlandım.

"Yolu biliyorsan seve seve 'kaçak prenses' "

Doğru söylüyordu. Nereye gittiğimiz hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Krallığın ismini bile bilmiyordum.

"Aaron krallığının ismi ne?"

"Benimle dalga mı geçiyorsun prenses?"

Kaşları merakla havaya kalktığında "Hayır! Cidden" dedim.

"Demek ki krallıklar hakkında bilgin bu kadar az"

Benimle dalga geçip gülüyordu. O sırıtırken ben bıkkınlıkla etrafı gözlemliyordum. Ve sonunda... Sonunda bir saray göründü. Heyecanla "Aaron geldik mi!" Diye cıvıldadım.

"Evet geldik. Krallığımda artık kaçak prenses var"

Tekrardan kahkaha attı. "Aaron" diye mırıldandım. "Her şeye pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun. Yanakların felç olacak"

Cümlemle bir kahkaha daha patlattı.
"Tamam Çürük Portakal haklısın"
                                *
Saraya geleli iki gün olmuştu. Şaşırdığım tek bir konu vardı. Oda Aaron'un bir türlü söylemediği o krallığının ismi... Defalarca sormama rağmen hiç cevap vermemişti. Kapım çalındığı an "Girin" diye seslendim. Giren hizmetli kadınlardan biriydi. Asla Lena'nın yerini tutamasalarda benle hep ilgileniyorlardı. Lena, annemin vefatından beri bana hem abla hem de anne olmuştu. Kalbimdeki, anne sevgisini yaşayamadığım için oluşan boşluğu kapatmıştı.Şimdiden onu çok özlemiştim...

"Majesteleri, Kral Aaron iki gün sonra saraya baskın yapabiliceğinizi size bildirmemi istedi"

"Ne! Bu kadar hızlı mı?"

Hizmetli kadın yutkunup "Evet majesteleri. İsterseniz kralımızla görüşün" dedi.
Başımla onaylayıp Aaron'un odasının yolunu tuttum. Kapıyı çalıp bekledim.
"Girin" Sesi geldiği an özel harekat polisi gibi içeriye daldım. Telaşla "Aaron iki gün sonra saraya baskına mı gidiyoruz?" Diye sordum.
Aaron "Evet prenses" dedi bütün uyuzluğunla.

"Aaron sen iyi misin? Daha planımız bile yok"

"Plana gerek yok Çürük Portakal" diyip tek gözünü kırptı. Ne diyordu bu salak? Sonrasında ise bilmiş bir tavırla konuşmaya başladı.
"Ne o prenses korkuyor musun yoksa?"

"Hayır" dedim en kararlı sesimle.
"Eğer korkacak olursam bu işe başlamazdım. Ben başladığım işi yarım bırakmam Aaron. Bu yolda beni durdurmaya kalkışacak her canlıyı küle çeviririm."
Bakışlarımı Aaron'un gözlerine dikip "Sen de dahil" diye hırladım. Aaron buraya geldiğimden beri bana soğuk davranıyordu. İlk zamanlar bunu egosu yüzünden yaptığını düşünüyordum. Sonuçta krallık onundu. Güç ondaydı. Ama şimdiki düşüncelerim asla bunları söylemiyordu...
                                              5. 𝑩𝒐̈𝒍𝒖̈𝒎 𝑺𝒐𝒏𝒖...


Merhabaa size bir duyuruyla geldim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Merhabaa size bir duyuruyla geldim. Evet şuan kitabın 5 bölümü yayınlandı. Ama ben yazma konusunda 9. Bölümündeyim. Ve nedense ben bu kitaptan biraz sıkıldım. Gece gündüz demeden kitabı hemen bitirip yeni bir kurguya başlıycam. Bu deneme kitabım gibi bir şey oldu. İkinci kitabın,ilk kitaptan daha iyi olacağına eminim. Ayrıca ikinci kitabın kurgusunu kafamda oluşturdum. Neyse bu kadar yeter. Sağlıkla kalınn♡

Ölümcül Taht (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin