11. 𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚- 𝑃𝑖𝑘𝑛𝑖𝑘

13 3 21
                                    

                  11. 𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚- 𝑃𝑖𝑘𝑛𝑖𝑘

Yaşlı kadın, Elam'la aramız düzelsin diye ikimizi ormana göndermişti. Ama gücümü kullanmak için değil. Beraber piknik yapmak için. PİKNİK! Hala inanamıyorum.  Neden böyle bir şey yaptı ki?

"Beyaz Şeytan şu örtüyü yere ser."

Elam dünden beri benle gerekmedikçe konuşmuyordu. Ama yine de söylediğim şeyi yaptı. Bende cidden piknik gibi olsun diye bir kaç yiyecek koymuştum sepete.
Onları çıkarıp örtünün üstüne koydum. Sonrada örtüye oturdum. Ama Elam hala başımda dikiliyordu.

"Davetiye mi bekliyorsun? Otursana"

"Bir davetiye olsa iyi olurdu ama neyse" diyerek o da örtüye oturdu.

"Bana bak Elam! Bana trip atmaya devam edersen seni burada bırakıp giderim"

Elam "Sanki beş yaşındaki çocuğu tehdit ediyor" diye söylenip güldü.
Sonra daha yüksek bir sesle "Trip falan atmıyorum" dedi.

"İyi o zaman. Söyle bakalım yaşlı kadın bizi niye buraya gönderdi. Evcilik oynamamız için mi?"

Elam anlamadığım bir şekilde bana yaklaşmaya başladı.

"İstersen prenses. Evciliğin bir üst seviyesini sana burada öğretebilirim. Hem de uygulamalı ve zevkli bir şekilde"
Elam'ı hızla ittirip "İstemez" dedim.

"Niye ama çok eğlenceli olurdu"
Elam küçük bir çocuk gibi dudağını büzdü.
Onu aldırmayıp sandviçlerden birini alıp yemeye başladım. Elam'da beni taklit edip sandviçini yemeye başladı.

On beş dakikadır sessizce oturup sandviçimizi yiyorduk. Ta ki Elam'ın "Evera" diye seslenmesine kadar.
"Sana bir şey itiraf edicem"

"Sakın sana aşığım falan deme! Yoksa öldürürüm seni."

"Yok o tür bir şey değil. Cidden itiraf."

"Tamam dinliyorum."

"Benim muhafız olma hikayemi dinlemek ister misin"
Başımla onaylayıp dinlemeye devam ettim.
"Witchelm Krallığı'nı biliyor musun?"
Yine başımla onayladım.

"Aslında ben o krallığın veliahtıyım"
Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı.

"Ve sizin krallığınıza casus olarak gönderildim. Ama sonra, seni görünce aşık oldum ve tüm plan iptal oldu"

"Nasıl?"
"Sana ileride kraliçem olacaksın demiştim. O zaman ben ciddiydim."

"Yani sen Kral Robert ve Kraliçe Nora'nın oğlu musun?"

"Evet. Bu yüzden senle majesteleri gibi saygı kalıplarıyla konuşmadım."

Taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu.
"Peki Elena?"
"O da tahtın üçüncü varisi"

"Her şeyi baştan anlatabilir misin Elam? Şuan pek bir şey anlamadım da"

"Tamam. Dinle o zaman her şeyi başından anlatıyorum."

"Biz Witchelm Krallığı olarak sizin krallığınızı çok kıskanıyorduk. Sonra sizi nasıl yok edebileceğimizi düşündük. Ve aklımıza saraya bir casus yollamak geldi. O casus da sırayla sizleri öldürecekti."

"Yani annem ve babamı sizin casuslarınız mı öldürdü!?"

"Hayır. Annen ve babanın ölümü gayet normaldi. Hayatının sonlarına geldikleri için öldüler. Bizimle bir alakası yok. Peki saraya gönderilen ilk casusu öğrenmek ister misin?"

"Tabi ki isterim"
"Sarayınıza ilk gönderilen varisimiz ablam Lena"

Sanki başımdan kaynar sular dökmüşlerdi. Bu çocuk ne dediğinin farkında mıydı? LENA. Annem öldükten sonra bana hem annelik hem de ablalık yapan biricik hizmetlim. Yani beni öldürmek için mi bana yakın davranmıştı?
Ben düşüncelerimle boğuşurken Elam açıklamaya devam etti.

"Ama o da tıpkı benim gibi başarısız oldu. Senin yüzünden. Seni görünce casus olmaktan vazgeçmiş. Bize yazdığı mektupta "𝐵𝑒𝑛 𝑢̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑢̈𝑚, 𝑔𝑜̈𝑟𝑒𝑣𝑖 𝑏𝑎𝑠̧𝑎𝑟𝑎𝑚𝑎𝑑𝚤𝑚. 𝐵𝑢𝑟𝑎𝑑𝑎 𝐸𝑣𝑒𝑟𝑎 𝑖𝑠𝑚𝑖𝑛𝑑𝑒 𝑏𝑖𝑟 𝑘𝚤𝑧 𝑣𝑎𝑟. 𝑉𝑒 𝑏𝑒𝑛 𝑜𝑛𝑎 𝑎𝑏𝑙𝑎𝑙𝚤𝑘 𝑦𝑎𝑝𝑚𝑎𝑘 𝑧𝑜𝑟𝑢𝑛𝑑𝑎𝑦𝚤𝑚." yazmıştı. O zaman ben çok sinirlenmiştim. Hatta seni öldürmeye yemin ettim. Ama..."

Cümlesinin devamını getirmedi ve konuşmaya devam etti.

"Sende insanı kendine çeken bir şey var. Kim baksa büyüne kapılıyor Era. Cidden."

Biraz daha düşündükçe en önemli şeyi atladığımı anladım. 𝑆𝑎𝑟𝑎𝑦𝑎 𝑖𝑙𝑘 𝑔𝑜̈𝑛𝑑𝑒𝑟𝑖𝑙𝑒𝑛 𝑐𝑎𝑠𝑢𝑠𝑢𝑚𝑢𝑧, 𝑘𝑟𝑎𝑙𝑙𝚤𝑔̆𝚤𝑚𝚤𝑧𝚤𝑛 𝑖𝑙𝑘 𝑣𝑎𝑟𝑖𝑠𝑖 𝑜𝑙𝑎𝑛 𝑎𝑏𝑙𝑎𝑚 𝐿𝑒𝑛𝑎.

"Dur bir dakika! L-Lena senin ablan mı?"

Elam sadece başıyla onaylamakla yetindi.
Ben düşüncelerimle uğraşırken Elam
"Ben biraz aptalım galiba. Ümitsizce sana aşık oldum. Hem de sırılsıklam. İmkansızlığa sarılıyorum resmen. Küçücük bir umut kırıntısı bile her gece uykusuzluğuma sebep oluyor" diye kısık bir sesle kendinle konuşmaya başladı. Ama benim onu duyduğumdan haberi yoktu.
Bu hali beni gülümsetse de sesimi çıkarmadan sandviçimi yemeye devam ettim.
                                 ☆

Elam kendi kabuğuna çekilip sadece yemeklerden yerken sessizliği bozup "Dün canını çok yaktım mı?" Diye sordum.
"Beni önemsiyorsun yani? Benim için buda bir umuttur. Sorunun cevabı ise evet. Küsüm artık ben sana"

Cümlesine gözlerimi devirmeden edemedim.

"Öyle olsun. O zaman bundan sonra bende küsüm sana."

İkimizde somurtarak yemeklerimizi yiyorduk. Sandviçim bitince
"Az sonra hava kararıcak. Artık toparlanalım mı?" Diye sordum.

"Ne bileyim ben"
"İyi o zaman sen buraları topla gel!"
Ayağa kalkıp ormanın çıkışına doğru ilerlemeye başladım.

"Evera! Tamam tamam gel beraber toplayalım"

Elam'ın arkamdan bağırışıyla yerimde durdum. Oflayarak piknik yaptığımız yere geri döndüm.
                                            11. 𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑆𝑜𝑛𝑢...

Ölümcül Taht (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin