15. 𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚- 𝐺𝑜̈𝑧𝑦𝑎𝑠̧𝚤

24 4 17
                                    

                  15. 𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚-  𝐺𝑜̈𝑧𝑦𝑎𝑠̧𝚤

𝐸𝑙𝑎𝑚...

Evera odasına çıkmıştı. Bense hala bu lanet masadaydım. Ben cidden bittim. Evera beni yirmi yedi parçaya ayıracak. Ya da daha fazlasına.

Babam, Evera aramızdan ayrıldıktan sonra benden imalı bakışlarını asla çekmedi. En sonunda dayanamamış olacaktı ki bana dönüp konuşmaya başladı.

"Oğlum sen artık gidebilirsin. Evera kızımı çok bekletme. Ayrıca çok ses yapmayın" diyip bir gözünü kırptı.
Hiçbir şey demeden hızla masadan kalktım ve Evera'nın odasına doğru ilerledim.

Korkudan dizlerim titresede yine de kapıyı çaldım. Ve "Gel!" Sesini duyunca içeriye daldım.

İçeriye girdiğimde Evera çalışma masasına oturmuş süslü hançerini elinde çeviriyordu.
Sertçe yutkundum ve suçlu çocuklar gibi önünde dikilmeye devam ettim.

𝐸𝑣𝑒𝑟𝑎...

Elam odaya girince yüzüme korkunç sırıtışımı yerleştirdim.
Korkudan titreyen bacaklarını görünce kahkamı tutamadım.

"Korkma prens yemem" diyip Elam'a doğru yavaş adımlarla yaklaşmaya başladım. Ben yaklaştıkça o geri geri gidiyordu. En sonunda duvara sırtını çarptı ve adımları kesildi.

Bir elimi duvara yasladım ve Elam'ı duvarla arama aldım. Hançeri de yüzüne yakın tutuyordum.
"Anlat bakalım prens"

"N-Neyi anlatayım prenses?"

"Salak numarası yapma prens! Akşam yemeği. Umarım hatırlamışsındır"

Elam'ın gözlerin de bir cesaret gördüm. Şaşkınca ona bakarken bir hamlede bulundu. Ama hamlesini gerçekleştiremedi. Amacı beni duvarla arasına almaktı. Fakat onu yakasından tutup duvara sabitleyince hamlesi işe yaramadı.

"Uslu dur prens!"
"Neden biliyor musun Evera?"
Başımı onaylarcasına aşağı yukarı salladım.

"Çünkü sana deliler gibi aşığım. Ve sen bunu göremeyecek kadar aptalsın! Her salisemi seninle geçirmek istiyorum. Sana dokunmak, seni öpmek istiyorum! Bu isteklerle her gün yanıp tutuşuyorum. Ama. Ama sen bunu istemiyorsun. Beni istemiyorsun!"

Elam hıçkırarak ağlamaya başladı.

(Vallahi neden bilmiyorum ama bunları yazarken ben de ağlıyorum.)

Ağlayan sesini duyunca bütün öfkem geçti. Ve, işte o an çok korktuğum şey başıma geldi. 𝑬𝒍𝒂𝒎'𝒂 𝒂𝒔̧𝜾𝒌 𝒐𝒍𝒅𝒖𝒈̆𝒖𝒎𝒖 𝒐 𝒂𝒏 𝒇𝒂𝒓𝒌𝒆𝒕𝒕𝒊𝒎. Saçmalama Evera! Sen aşık olamazsın. Sevgi güçsüzlüktür. Ve senin kazanman gereken bir taht savaşı var. Aklını başına al kızım.

Elam yere çökmüş, yüzünü ellerinle gizlemişti. Ve hüngür hüngür ağlamaya devam ediyordu. Yanağımda hissettiğim ıslaklığı elimin tersiyle sildim. Ardından Elam'ın yanına çöktüm.

"Sana aşık olduğumu şuan anlıyorum prens"
Kendimle mi konuşuyordum yoksa onunla mı bende bilmiyordum. Ama hala konuşuyordum.

"Sevgi güçsüzlüktür. Ama ben... Aşık oldum. Kazanmam gereken savaşı nasıl kazanırım? Artık zarar gelmesini istemediğim biri olucak. Ve ben savaşta dikkatimi ağabeyime değil sana vereceğim. Amacım savaşı kazanmak değil seni korumak olucak. Ne yaptım ben?"

Elime ard arda düşen gözyaşları ile ağladığımı anladım.

Elam'ın beni izlediğinin farkında bile değildim.
"Evera lütfen sırf ağlamayayım diye yalan söyleme. En azından umudum olmasın"

Ölümcül Taht (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin